1. Bölüm

4.3K 236 187
                                    

En sonunda kasabaya gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En sonunda kasabaya gelmişti. O uzun yolculuktan sonra bir daha otobüs, araba vs. görmek istemiyordu. Halası acaba neredeydi? Umarım onu çok bekletmez. Çünkü gerçekten uzun bir yolculuk olmuştu onun için.

Acaba burada ne yaşayacaktı? Neler olacaktı hayatında? Daha önce hiç böyle bir yere gelmemişti. Halası da buraya yeni taşınmıştı. Yani anlaşılan onunla birlikte öğrenecekti buraları.

O sırada Halası geldi. "Hey, neredeymiş benim yeğenim?" dedi gülümseyerek arabasından çıkarken.

"Buradayım May hala."

"Evet, görebiliyorum." Halası bazen böyle tuhaf espiriler yapardı.

"Ben de hiç gelmeyeceksin sandım," dedi Skyla alaycı bir şekilde. Ardından da gülümsedi. "Burası güzelmiş. Adı ne demiştin?"

"Esrarengiz Kasaba. Ama bence adı Çatlaklar Kasabası olması gerekiyordu."

"Neden?"

"Herkes keçileri kaçırmış da ondan."

"Herkes mi? Hiç aklı başında olan yok mu?"

"Biri var. O da çok kurnaz. Herkesi dolandırıyor." May, Skyla'nın bavulunu arabanın bagajına koydu. "Ama asıl buraya taşınmamın amacı buradaki herkesin birer ahmak olması. Geldim geleli kandırmadığım kişi kalmadı. Sadece huysuz Stan adlı bir züppe hariç. O da bahsettiğim şu kurnaz." Bagajı kapattı. "Evet, binmiyor musun?"

"Aaa, evet. Evet, biniyorum."

Skyla arabaya biner. May motoru çalıştırır ve yola çıkarlar.

Skyla oldukça heyecanlıydı. Yeni arkadaşları, yeni maceraları, yeni gizemleri belki de seveceği birisi olacaktı. Ama hadi bunların hiçbiri olmazsa? Hiç kendi kafa denginde birini bulamazsa? İşte o zaman ortada kalırdı ve Skyla'nın bu yaz son istediği şey olabilirdi.

Etrafı incelemeye başladı. Çoğunlukla çam ağaçları vardı. Etrafın havası insana huzur veriyordu. Skyla oldukça etkilenmişti. Dışarıdan bakılınca her şey yolunda gibi görünüyordu. Ama nedense hiçbir şey yolunda değilmiş gibi bir his vardı Skyla'nın içinde. Onu sanki dürtüyordu.

Birden bire ormanın içinden koşan ya da uçan, bilmiyordu sadece yanlarından geçtiğini hissetti, birini gördü. Bir anda yok oldu. Ayrıca bir insana benzemiyordu. Skyla içindeki hissin doğru olabileceğini düşünüp endişeye kapıldı. Belki de bir kuştu. Her neyse. İlk günden böyle şeylerle uğraşmamayı tercih ederek arkasına yaslandı.

Yolda giderken birkaç kişi gördü. Onları inceledi; kızıl saçlı bir kız, gözünü telefondan ayırmayan bir kız, şişko bir çocuğun üstüne binmiş sarışın bir çocuk... Sonunda eve geldiler. May arabanın bagajından Skyla'nın bavulunu aldı. Bu sırada Skyla arabadan çıkmıştı.

"Nasıl buldun?" dedi May eliyle arabanın hemen önünde duran büyükçe bir evi göstererek.

Skyla oldukça şaşkındı çünkü halasından böyle büyük ve güzel bir ev beklemiyordu.

"Hala?"

"Evet?"

"Bu evi nerden buldun? Yoksa yine birilerini-" sözü yarım kaldı.

"Bir sefer de bana inan. Bu evi başkalarını dolandırarak değil kendi emeğimle kazanıp aldım."

"Peki buna yetecek parayı nerden buldun? Hem buraya yeni geldiğini sanıyordum." May'a baktı.

"Sen benim yoksa nasıl yemek yaptığımı unuttun mu? Halan harika yemeklerle milyoner oldu senin haberin yok. Hem ayrıca buraya geleli tam 5 ay oluyor."

"Peki-"

"Aaa, hadi ama! Bu kadar soru bugünlük yeter. Sınırı açtın, küçük bayan."

Skyla gülümsedi. Yanlarında duran eve baktı. Bir çocuk onu izliyordu. Skyla'nın onu izlediğini görünce arkasını döndü. Skyla neden kendisini izlediğini anlamaya çalıştı. Bugün n' oluyordu böyle?

Aslında çok da zor bir soru değildi. Buraya yeni gelmişti ve yerlileri onun nasıl biri ve kim olduğunu merak etmiş olabilirdi. O yüzden tepki göstermedi.

İçeri girdiler. İçeri oldukça geniş ve lüks bir evdi. Skyla gerçekten de hâlâ halasından şüphelense de bir kereliğine olsun ona güvenmeye çalıştı. Çünkü halası bazen gerçekten fazla abartabiliyordu. Ayrıca oldukça da bu konuda başarılıydı. Ve bu yüzden halasının en sevdiği hayvan tilkiydi.

"Nasıl? Beğendin mi?" diye sordu May.

"Evet, burası çok güzel." dedi Skyla kafasını evin etrafında dolaştırırken.

"Beğenmene sevindim," dedi gülümseyerek "Senin odan çatı katında. Evin bu kadar büyük olduğuna bakma. Hepsi müşteriler için."

"Yok, sorun olmaz. Daha önce hiç tavanarasında bir odam olmamamıştı. Benim için de bir deneyim olur artık."

May başını öne eğdi, "Keşke ben de senin gibi bu kadar iyimser olabilsem." Böyle yapması Skyla'nın canını sıktı.

"Hala, bu senin genetik özelliğinde var. Bunu yok edemezsin. Bu sensin. Herkes bunu kabullenmeli ve sen de. Ayrıca ben de bazen çok saf olabiliyorum. O açıdan bak bir de."

May küçük bir şekilde sırıtır.

"Peki, sen eşyalarını yukarı çıkar ve etrafı istediğin gibi düzenle. Her şey sana kalmış."

"Teşekkürler, May hala," deyip gülümsedi ve eşyalarıyla birlikte yukarı, tavanarasına çıktı.

Etraf beklediği gibiydi. Normal bir çatı katı. Odanın her iki tarafında da vardı ve bir tanesi yatağının yanındaydı. Bu Skyla'nın çok hoşuna gitti.

Bavullarını teker teker yukarı taşıdı. Oldukça yorulmuştu. Bunun yüzünden yatağına yattı ve biraz dinlendi. O sırada yatağının yan tarafında olan pencereden aşağıya baktı. Bir kız, bir çocuğun elinden tutmuş, onu zorla kendisinin olduğu eve doğru getiriyor gibiydi.

Skyla doğruldu ve çocuğa baktı. Bu arabadan inerken onu izlediği çocuktu. Odadan çıktı. Merdivenlerden inerken zil çaldı. May mutfaktaydı.

"Ben bakarım!" diye bağırdı Skyla ve doğrudan kapının oraya gitti. Kapıyı açtı.

Saçı kahverengi, kıyafetleri süslü olan bir kız konuştu.

"Merhaba! Ben Mabel. Bu da Dipper. Buraya yeni komşularımızı görmek için geldik."

Boyutlar Arası Geçit ✡ Esrarengiz KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin