26. Bölüm

544 51 20
                                    

*Şarkı yazarınız tarafından büyük bir zevkle 2 haftadan fazla bir süreyle dinlendi, hala dinleniyor. Videoyu koymadım belki bazılarınız için sorun olur diye ama video ile izleyince kesinlikle daha harika oluyor.*


Dipper, Pacifica ile biraz daha sohbet ettikten sonra geç olduğu için eve dönemeye kara verdi. Pacifica onunla kapıya kadar eşlik etti. Dipper kapıdan çıktandan sonra ona el salladı. Dipper, Pacifica ile aralarında olan bağın güçlendiğini hatılıyor bunu her hatırladığında da aklına Skyla geliyordu.

Eve geldi ve kapıyı kapattı. Stan hala televizyonun başındaydı ve bağırıyordu. "Senin derdin ne?! Katil önünde duruyor! Ördek vak vak! Ördek momo! Ödek lanet! Aaaa!" diyerek elini yumruk haline getirdi.

"Stan amca, şu anda sanırım ciddi bir sinir krizi geçiriyorsun." dedi Soos. "Bence sana çizgifilmler iyi gelmiyor."

"Nasıl gidiyor?" diyerek onların yanına geldi Dipper ve düşünceli bir şekilde yere oturdu. Stan ve Soos birbirlerine baktı. Soos "Bilmiyorum" anlamında omuz silkeledi.

"Evlat iyi misin?"

"Hayır. Şu Skyla.."

"Bak evlat, kızlar çok acımasız oluyor. Erkeklere hiç acımıyorlar. Benim de başıma geldi. Bir kız vardı, çok güzeldi. Adı Samantha. Onunla lunaparkta bir dükkandan mısır çalarken tanışmıştım, ki o da mısırların sahibiydi-..."

"Ahh.. Hayır. Konu bu değil.." diye çıkıştı Dipper. Sesi kısıldı. "Kafam çok karışık. Artık düzgün düşünemiyorum."

"O zaman doktora git." dedi Stan.

"Hayır yani diğer anlamda çok karışık."

"O zaman doktora git."

"Kimi kandırıyorum ki ben?" diye sessiz bir şekilde söylendi ve odasına çıktı.

Sabah oldu. Stan, Soos, Wendy ve Dipper; Ford'un fotoğrafını sokaklara yapıştırıyorlar.

"Umarım bu kayıp ilanları sayesinde Ford amcanız bulunur." dedi Wendy bir ilanı daha asarken.

"Evet." dedi Dipper başını eğerek. "Umarım."

"Evet, umarım bunu bulan fazla kişi olmaz." Herkes Stan'e baktı. "Yani satıştan bahsediyorum. Bulan kişiye sonuçta Gizemli Klube'den bedava bir eşya vereceğiz.." dedi parmaklarıyla oynayıp bir yandan da gözlerini kaydırırken.

"Böyle bir zamanda bile nasıl bunu düşünebiliyorsun anlamıyorum." dedi Wendy ellerini beline atarken. Stan göz devirdi. "Bu arada benim ilanlarım bitti. Görüşürüz." diyerek yan tarafta arabayla bekleyen arkadaşlarının yanına bindi ve gittiler.

------------------

"Saun! Sana ne oldu böyle?" diyerek yanına koştu. "Saun?"

Saun bayılmıştı. Demul'un çenesine attığı yumruk öyle bir güçle gelmiş ki mavi ten renginde adeta siyah bir renk oluşturmuş. Birden Saun gözlerini yavaş yavaş açmaya başladı. "Skyla?" Öksürmeye başladı. O sırada da Skyla, Saun'un ellerini çözdü.

"Seni bu hale kim getirdi?"

Saun doğruldu. "Demul. O pis herif Mariposa'nın tacını istiyor!"

"Ne? Neler saçmalıyor böyle? Hem neden böyle bir şey istiyor ki?"

"Bunu sana sonra anlatırım." deyip etrafına bakındı. "Mabel tehlikede."

Skyla olanları düşündü. Mabel... İyileştirebilme gücüne sahipti. Peki ama Demul neden onu istiyordu? Peki ya Bill? Onun güçlerini zaten almışlardı ne diye hala onun peşindeydi? Halbuki onlar sadece Mabel'ı alıp DNA'sını inceleyeceklerdi. Saun'un Mabel ve Dipper ile konuşma seansları harika gidiyordu. Yakında bunu onlara yavaş yavaş söyleyeceklerdi ve bir kargaşa olmayacaktı. Ama şu zamanlarda bazı işlerde devreye giren Demul ise bunu itiraz etti. Bill ile kaçtıkları yerden onu kaçıracaktı.

Bahanesi ise "Uzaylılardan başka kimler kaçırmakta bu kadar başarılı? Atalarımız ne yapmışsa biz de onu yapalım ki değişmeyelim..."

Saun "Atalarımız zamanında bunu yapmış olabilir, ama onlar hata yaptı diye biz de mi yapacağız? Değişmek kötü bir şey değildir. Yenilikçi olmamız gerekir..." diye buna karşılık verdi. Ama Saun her ne kadar buna itiraz etse de Demul son iki aydır ordusunu çok genişletmişti ve sonuç olarak o kazandı ve şu anda uzaylıların yapmak istediği tamamen yanlış anlandı.

"Saun doktora görünmelisin."

"Ben iyiyim." diyerek biraz yeri süzdü ve ayağa kalktı. "Dünya'ya gidip Dipper'dan yardım almalıyız."

Boyutlar Arası Geçit ✡ Esrarengiz KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin