31. Bölüm

579 57 11
                                    

FİNALE YAKLAŞIYORUZ, SON BİR BÖLÜM KALDI

Mabel bir an için ne olduğunu idrak edemedi ve şaşkın bir şekilde etrafına bakındı. "Ben.. Başardım mı?"

Aang ona gülümsedi. "Neden kalkıp yaptığın manzaraya bir göz atmıyorsun?"

Mabel heyecanla ayağa kalktı ve tepeden yukarı doğru çıkmaya başladı. Arada tökezliyordu ama umrunda değildi. Tek umrunda olan şey: BILL.

Tepenin ucuna geldiğinde kalakaldı. O gerçekten de başarmıştı, su bükmüştü! Her yer birbirine girmişti. Uzaylılar başka bir yana, eşyalar bir yana; Bill bir yana. Sanki buraya tusunami uğramış gibiydi.

Direkmen Bill'in olduğu yere doğru koşmaya başladı. Bill bir uzaylı aracının neredeyse alt tarafında kalacak şekilde baygın olarak duruyordu. Mabel yanına gelerek Bill'i kolları arasına aldı ve onu ordan çıkardı. "Bill?" diye seslendi ve onu sarstı. Bill öksürdü ve gözlerini yavaştan açmaya başladı. Mabel ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu.

Sesi kısık ve derinlerden geliyordu. "Mabel? Sen mi geldin, hayatım?"

Mabel'ın kalbi her an durabilirdi. "Evet, ben geldim. Çok sevdiğin Mabel'ın." Gözleri yaşardı. Gülümsemeyi bir türlü durduramıyordu, çene kasları adeta gülümsemesi için ona emir veriyordu.

Bill'in yüzü birden düştü. Mutluluğun yerini dehşet aldı. "Dikkat et!"

Mabel arkasına baktığında elinde tabancası olan, saçları ıslanmış ve sinir krizi geçirmiş gibi neredeyse kırmızı renge dönüşmüş olan bir uzaylı gördü. Bu Demul'du. Sinirden gülüyordu. Elindeki tabancayı Mabel'dan ayırmıyordu.

"Demul, bırak onu! Senin işin benimle!"diyerek olduğu yerden sıçradı Bill.

"Asla!"

"Neden? Yoksa kendine göre biriyle dövüşmekten korkuyor musun?"

"Seni aptal! Benim kimseden korkum yok. Sen benim için sadece küçük bir veletsin ve hep öyle kalacaksın." Sesi içki içmiş gibi tuhaf çıkıyordu.

O sırada arkadan güçlü bir ses duyuldu. Herkes başını yere eğdi. Bir uzay gemisi inişe hazırlanıyrdu. Geminin ateş gücü yüzünden her yer toz duman olmuştu, göz gözü görmüyordu. Sonunda gemi indi. Büyük, güçlü ve ağır bir ses çıkarak geminin önünden bir yer açıldı. Bu yer aşağı doğru indi ve içeriden duman çıktı. Dumanların içinden iki kişi belirginleşmeye başladı. Dumanlar tamamen dağıldığında yukarı tarafta duran iki kişi net bir şekilde görüldü.

"Skyla?" diye şaşkınlıkla bakakaldı Demul. Birden herkes Demul'a baktı. Çünkü herkese Skyla'nın kaybolduğunu ve bulamadıklarını söylemişti. Bazı uzaylılar ellerindeki silahları ona doğru doğrulttu. "Durun! Durun, açıklayabilirim."

"Neyi açıklayacaksın, Demul? Her şey ortada. Bu adam size yalan söylüyor!" Sesi aşağı taraftakilere duyurabilmek için bağırıyordu.

"Ne?" Sesi sanki çığlık atmış gibi duyulmuştu. "Hayır ben-"

"Ben hiç bir zaman kaybolmadım ve kaybolmadığım için hiç bir zaman da aranmadım-"

"Beni güldürme, Skyla." diyerek zorla da olsa sırıttı Demul. Bakışlarını yere çevirdi. Ardından kaçamaklı da olsa Skyla'ya baktı. "Sen Dünya'dayken Bill ile anlaşamadığınızdan kavga ettiniz ve senin izleme cihazını Bill kırdı. Biz de seni bir daha bulamadık." Sesi gitgide kısılıyordu. "İşte olanlar bunlar."

"Bu izleme cihazından mı bahsediyorsun?!" diyerek elindeki kırılmamış olan izleme cihazını gösterdi. "Ayrıca Saun işinden istifa da etmedi. Sen onu zorladın!" Demul iyice köşeye sıkışmıştı. Ne yapacağını bilemiyordu. Alnından terler birer birer süzülüyordu. Herkes durumu anlamış gibiydi.

"Ne saçmalıyor bu? Hepsi tamamen yalan." Sesi yine içki içmiş gibi geldi. "Ahh, ona inanmayın." Ayaklarının üzerinde zor duruyor gibiydi. Biraz yalpaladı.

O sırada arka tarafından Saun yavaş ve ciddi olarak çıktı. "Sesi her duyduğumda değişiyor. Siz buna ne içiriyorsunuz? İçki içilmez, günah." Bir anda herkesin kafası Demul'dan Saun'a döndü.

"Sen..!" dedi Demul sert ve öfkeli bir sesle. "Bu işte senin parmağın var. Tahmin etmeliydim. Her şeyi ona anlattın."

Bill o sırada konuşmaya başladı. "Ben Skyla ile hiç bir zaman kavga etmedim!" Konuyu değiştirmeye çalışarak...

Bir kadın savaşçı o sırada konuştu. "Yeter artık, Demul. Seni tutukluyoruz." Bir uzaylı Demul'un omzuna dokundu ki Demul ani bir hareketle sıçradı.

"Sen kim oluyorsun da benim kutsal vücuduma dokunuyorsun?!"

Demul'un etrafı sarılmıştı. Her bir uzaylının elinde silah vardı ve yavaş yavaş ona doğru yaklaşıyordu. Demul arkasına döndü ki karşısına ellerini arkasında bağlamış sakin bir şekilde ona bakan Saun'u buldu. "Burdan kaçış yok, Demul. Artık bitti."

Boyutlar Arası Geçit ✡ Esrarengiz KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin