21. Bölüm

659 71 6
                                    

Bu belki de en önemli bölümlerden biri, dikkatli okumanızı tavsiye ederim.

En sonunda yeryüzüne indiler. Mabel iner inmez yere sarıldı. "Bir daha seni bırakmayacağım." Bir süre böyle bekledikten sonra yere sarılmayı bırakıp uzaylıların "Aang" diye seslendikleri adama baktı. "Şimdi soru sorabilir miyim? Ama cevap verin çünkü şimdiye kadar sorduğum sorulara kimse yanıt vermedi."

"Buna gerek yok."

"Ne? Nasıl?"

"Çünkü bunları birazdan sana anlatacağım."

Ardından yürümeye başladı. Mabel peşinden gitti. Ormanın içindeydiler. Etraf çam ağaçlarıyla doluydu. Biraz yürüdükten sonra Aang durdu. "Geldik." dedi. Bir ağacın önünde durmuştu. Büyük bir meşe ağacı. Mabel ne olduğunu anlayamadı.

"İyi ama burda ne ev ne de binaya benzer yapı var?" Mabel daha çok insanların yaşadıklarına benzer bir şehre geleceğini düşünüyordu.

Güldü biraz Aang. "Beni takip et."

Ardından elini ağacın olduğu kısma uzattı ve birden güç kalkanı gibi bir şey oluşdu. Sanki elini uzattığı yerde başka bir boyut varmış gibi. Oldukları yer yeşildi ama diğer taraf turuncu görünüyordu. Aang yürümeye başladı ve karşı tarafa geçti. Mabel şaşkınlıktan hala diyecek bir şey bulamıyordu. Ardından o da yürümeye başladı ve diğer boyuta geçti. Acaba kurtulmuş muydu?

------------------------

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!" diye bağırdı Saun. "Bu yaptığınız saçmalık! Neden Bill'i yakaladınız?!" Konrtolden çıkmıştı.

Demul aldırış bile etmedi. Saun'un bu sözleri üzerine sırtını ona döndü. Ellerini arkada birleştirmişti. Saun çalışma masasında oturuyordu. Demul ise ayaktaydı.

"Sana diyorum! Onun üzerine izleme çipi yerleştirmiştim ve-" sözü yarım kaldı.

"Yerleştirmişsen yerleştirdin!" diye bir anda bağırıverdi Demul. Ona önünü döndü. Masasına elini koyarak Saun'a doğru eğildi. "Bu benim umrumda değil. Umrumda olan tek şey onu ele geçirebilmek."

"Ne? Neyi?"

Doğruldu ve cama doğru yürüdü. Camdan uzaklara bakarak içten gelen bir sesle "Taç,"dedi. Demul bir şeye çok kızmış olmalıydı çünkü Saun daha önce onu böyle görmemişti.

"Yoksa sen büyük Mariposa'dan kalma tacı mı istiyorsun?" Bunun düşüncesi bile korkunçtu. "Bu saçma! Ona asla sahip olamazsın." Mariposa'nın tacı çünkü çok gizli ve özel bir yerde saklanıyordu. Bunu daha önce bulan olmamıştı.

Demul sırıttı. "Neresi saçma? Bence çok mantıklı. Şimdiye kadar yaptığım bütün planlarım işledi. Geriye kalan tek şey Squza'yı öldürmek. Sonra bütün güç benim."

Saun şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyordu. Bir kaç saniye boyunca öylece Demul'a baktı. Kekeledi. "S- sen ne diyorsun, Demul? Daha önce yemediğin ya da zararlı olan bir şey mi yedin? Squza'yı nasıl öldürmek istersin? Unuttun mu, onu Dünya'dan biz buraya getirmiştik; öğrenmesi gereken her şeyi biz öğretmiştik, onun yüzünden azar yemiştik, onunla çok anımız oldu. Bütün Sevastapol'u o kurtardı. Her şeyden önemlisi o yüz yılda bir gelen özel kişi."

"Evet, Severapalst gezegeni hakkındaki yalanına da kanmamıştı ve bu konuyu araştırmıştı. Sonunda ise fazla akıllı olduğu için de yalanımızı gün yüzüne çıkarmıştı."

Saun başını eğdi. Gözleri bir o yana bir bu yana bakıyordu, ne diyeceğini bilemiyordu. Çünkü o haklıydı. Onun yüzünden ceza çekmişlerdi; ama o bunların etkisinde fazla kalmayarak Skyla'yı affetmişti.

Sessizlikten sonra Demul yine konuşmaya başladı. "Sen onu affettin ve nedenini çok iyi biliyorum, Saun." Saun başını kaldırarak ona baktı. Olanları biliyor muydu?

"Nasıl?" dedi gözlerini kısarak. Sesi az çıkmıştı. Şaşırmış bir şekilde Demul'a bakarak yanıt vermesinin bekliyordu ama o sadece sırıttı ve dışarı bakarak konuşmaya devam etti. Saun ise bu sırada ayağa kalktı.

"Ben onun yüzünden iki yıl boyunca azar işittim." Anlaşılan Demul hala olanları unutamamıştı. "Sen Dünya ile bağlantılarda önemliydin, Nerina önemli savaşçı kadınlarımızdandı ve Plart ise bu gezegenli bile değildi. Ben ise sıradan bir bilgisayarcı... Bu yüzden bütün azarları ve işkenceleri ben çektim. Siz ise hayatınızı yaşadınız. Ama artık bu kabuslu günler sona erdi. Bundan sonra her şeyi devralıyorum."

"Hayır, bunu yapamazsın... Seni diğerlerine haberdar edeceğim."

"Hiç bir yere gitmiyorsun!" diyerek Saun'un tam karnına bir tekme attı Demul. Saun tökezledi ve odanın sol tarafında duran koltuklardan birine oturdu. Ağrısını geçirmek için elini karnına bastırıyordu ama fayda etmiyordu. Kafasını kaldırıp Demul'a baktı. Yüzündeki bir bakış onun bütün o iki yıl boyunca yaşadığı işkenceleri anlatıyordu adeta. Ardından Demul, Saun'un çenesine doğru bir yumruk attı. Saun'un dişi kırıldı ve ağzından kan gelmeye başladı.

Demul kemerinden kalınca bir ip çıkardı ve bununla tamamen gücünü kaybetmiş olan Saun'un ellerini bağladı. "Dünya usulü." dedi Demul sırıtarak. Ardından acıdan kendinden geçmiş olan Saun'a acınası bir şekilde baktı ve odadan ayrıldı.

Saun'un kan içinde olan ağzından iki kelime çıktı. "Kaç Bill."

Boyutlar Arası Geçit ✡ Esrarengiz KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin