KASIM

1.3K 74 13
                                    

Hastane kokusunu bilirsiniz insanın ciğerlerine bir kere doldu mu bir daha çıkmaz zannedersin. Hele de küçük çocukların gözlerindeki korkuyla karışık çaresizlik hiçbir korku filminde göremeyeceğiniz tarzda...

Bu yüzden hastaneye girer girmez başımı önüme eğip doğruca danışmaya Nil'in durumunu sormaya gittim. Meriç çoktan eve geçmişti haklı olarak çünkü sabah olmak üzereydi. Danışmadaki kadın Nil Durukan diye bir hastanın olduğunu ama bir saat önce çıkıp gittiğini açıkladı. Meğer bizim hediye paketi de benim gibi hastanelerden hoşlanmadığı için hemen kaçmıştı. 

Danışmana Nil'in borcunu ödedikten sonra dışarı çıkıp tenimde gezen güneşe selam verdim. O sırada telefonum çaldı arayan Meriç'ti. Eşi Birce ile birlikte beni kahvaltıya bekliyorlardı. Arabama atlayıp doğruca evlerine sürdüm...

Nil yine kaçmıştı ama bilmediği bir şey  var. Sirke döndüğünde her zamanki manzara yerine bomboş bir arazi görecek. Çünkü işe bir miktar el attım diyebilirim. Aslında bir miktar az kalır. Birazdan olanları anlattığımda benim hakkımda bir şey öğreneceksiniz. Bu şey kalbinizi kırabilir. Benim kalbim olmadığı için canım yanmıyor. 

O zaman şöyle anlatayım. Meriç'in yanından ayrılıp sirke döndüğümde cücelerin ve Yüce Sezar'ın küstah tavırları sinirlerimi bozdu. Bana yüzsüz bir şekilde Nil'e yaptıkları ahlaksızlıkları anlattılar. Doğal olarak ben de onları arka cebimden çıkardığım bıçağım ile doğramak durumunda kaldım. Biliyorum anne ve babam insanlara yardım etmek için bu dünyada bulunmuşlar. Ve evet yine biliyorum onlar hak etmeyen kimseyi öldürmemişler hatta öldürmekten nefret ederlermiş. Bunları Nurgül annem detaylıca anlattı bana. 

Peki ben?

Katliamın içinde doğmuş birinin katil olması çok normal. 

Öldürmeyi seviyorum. 

Öldürürken bir kere bile düşünmeden yapıyorum hamlemi.

Çünkü hislerim kuvvetli.

Çünkü biliyorum ki bazı insanlar ölümü hak ediyor. 

Ve bunu benim gerçekleştirmem büyük bir görevi yerine getirmenin hazzını veriyor. 

İşte her şey şöyle oldu...

Cücelerden beni bıçaklayanı kucağıma alıp eline bıçağımı tutuşturdum. Bıçağı çoktan parmak izlerimden temizlemiştim ve yanımda hep yedek eldiven taşırdım. Parmak izleri bıçağa yerleşince elimi cücenin ellinin üzerine koyup diğer cüce arkadaşını boğazından, tam kaçmak için hazırlanan Yüce Sezar'ı da sırtından bıçakladım. En sonda da kucağımda duran cücenin boynunu kestim. Yani aslında kendini doğramış gibi oldu. Ufaklık arkadaşını ve patronunu bıçakladı sonra da intihar etti gibi gözüktü. O kadar hızlı oldu ki arkamda kanıt bırakmamak için ortalığı epey temizleyip öyle çıktım sirkten. Nil eğer oraya gittiyse çoktan görmüştür olanları, diye düşünmeden edemedim. Bu beni biraz rahatsız etse de umursamamaya çalıştım...

On beş katlı apartmanın önüne geldiğimde kendimi daha iyi hissediyordum. Arabadan inmeden Nurgül annemi arayıp Birceler'de olduğumu söyledim. Yolda giderken fırından yeni çıkmış sıcak simitleri dükkanın birinde görünce dayanamayıp aldım. Güzel bir kahvaltı beni bekliyordu. 

Asansörü çağırıp yedinci kata çıktım ve daireyi buldum. Kapıya asılı yapay çiçekten oluşan çember şeklindeki süsü görünce doğru yerdeyim, diye düşündüm. Kapıyı çalıp bekledim. Çok geçmeden güler yüzlü arkadaşım Meriç kapıyı açtı. İçeriden yumurta kokuları geliyordu. Üzerinde ekoseli pijamalarıyla tam bir ev erkeği olan Meriç gözlüğünü burnunun üzerine doğru itip

Karanlıktan Sonra (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin