Nereye elimizi atsak ölümle burun buruna geliyorduk.
Sevgiyi yaşayamamak dünyadaki en ahlaksız cehennem olabilir mi?
*
Adamlar gözden kaybolunca pikabın arkasına koşup Nil'e "Kalkabilirsin" dedim. Üzerindeki eski beyaz çarşafı açıp kızaran gözleriyle bana bakarken "Gittiler mi?" dedi. Ağlamıştı besbelli. Yumuşak beyaz ellerinden tutup onu kucağıma alarak yere indirdim. Ellerimi yanağına koyup "Her şeyi halledeceğiz biliyorsun değil mi?" diye sordum. Nil başını yana eğdi ve avucumu öptü, gülümsemeye çalışırken "Eve gidelim mi? Artık annenle doğru düzgün tanışmak istiyorum" dedi.
Yolda ikimizde sessizdik, olanlar aklımdan çıkmıyordu. Nil arkasına yaslanıp başını camdan tarafa çevirdi, kollarını birbirine bağlamıştı ve çok bitik gözüküyordu. Ona yaşadığı bu talihsiz saatleri unutturmalıydım. Ama nasıl?
*
Nurgül annem kapıyı açıp karşısında bizi görünce ne yapacağını şaşırdı. İçeriden harika poğaça kokuları geliyordu. Daha fazla beklemeden "Annem bak sana Nil'i getirdim ama bu sefer konuşabiliyor" dedim. Sempatik olma çabalarım işe yaramış gibiydi. İki güzel kadın da birbirlerine sarılıp konuşmaya başladılar.
Onlar muhabbete daldıklarında ben de odama geçip hemen Meriç'i aradım. Telefon üçüncü çalıştan sonra açıldı.
"Efendim Yaman?" sesi nefes nefese geliyordu "Müsaitsen sana bir şey danışacağım kardeşim?" diye cevapladım. Meriç "Ameliyattan yeni çıktım ve epey yorgunum tam 5 saat sürdü, yine de seni anlayabilirim galiba söyle kardeşim" dedi. Bu sırada salondan kahkaha sesleri geliyordu galiba annem ve Nil kaynaşmışlardı, daha fazla vakit kaybetmeden hemen soruma döndüm "Meriç benim acilen kanımın yapısının değiştirilmesi gerekiyor bu konu hakkında neler biliyorsun?" diye sordum. Meriç bir kaç dakika durakladıktan sonra "Kan gurubu hiçbir şekilde değişmez Yaman anlayamadım ben bu nasıl bir soru?" dedi. Benim de aslında kafam karışıktı ama bu insanlar karşısında hiçbir işe yaramamalıydım, biraz sustum sonradan "Benim kanımda iyileştirici ve enerji verici bir takım maddeler var Meriç ve bu kötü insanlar tarafından ele geçirilmek isteniyor hatta beni damızlık olarak kullanmak istiyorlar, buna bir son vermeliyiz. Kanımın acilen panzehirinin bulunması gerekiyor. Evet kesinlikle tam olarak bu!" dedim sevinçle. Sorunu çözmüştüm bir bakıma eğer kanımın panzehiri olursa sadece ben istediğim yerlerde kullanabilirdim onlar kanımı kullanmak istediklerinde ise panzehir devreye girerdi. Düşüncelerimi Meriç'in kahkahası böldü. "Yaman sen ne saçmalıyorsun? Ne özelliği? Ne panzehiri?"
Tabii gülerdi Miraç efendi, hiçbir şeyden haberi yoktu. Bu savaşta tek başıma olmayacaktım ama ailem tek başlarına savaşmaya gittiler ve başaramadılar. Ben öyle olmayacaktım benim yanımda ailem, arkadaşlarım ve sevgilim Nil olacaktı. Hiçbir başarı tek başımıza elde edebileceğimiz bir şey değildi çünkü ben bunu biliyordum. Doğduğum gün öğrenmiştim...
"Miraç bu konu komik değil yarın hastaneye uğrayacağım lütfen söylediğim şeyleri değerlendir, gerekirse araştırma yap ama sakın dalgaya alma. Hatta Birce'yle de konuşun. Şimdi ben kapatıyorum yarın görüşürüz" dedim. Sinirlerim bir miktar gerilse de halledecektik. Çok önemli bir çıkış yolu bulmuştum ve bununla ilerleyecektim yoluma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Sonra (TAMAMLANDI)
Teen FictionKatledilen Ekin ve Can'ın biricik oğlu Yaman. Kendini bildi bileli yalnız. Ağzında hep bir acı tat. Aklında intikam alevleri. Henüz gücünün farkında değil. Hala kalbi buzdan...