Hiç yanmak istediniz mi?
Acısına, derdine, kederine katlanmak istediniz mi birinin?
Gözlerinizi açınca kaybolup gidecek bir rüyayı kovaladınız mı hiç?
Ben istiyorum ve yokluğunu bile sevebilirim ...
*
Nurgül annemin kapısına dayandığımızda Nil güçlükle ayakta duruyordu ve çoğunlukla gözleri kapalıydı. Kapı açılınca kocaman bir gülümsemeyle "Merhaba anne bak bu Nil, seninle tanışmak için can atıyor ama önce onu yatağıma yatırmalıyım" dedim. Nurgül annemin şaşkın bakışları karşısında Nil'i kucağıma alıp doğruca odama götürdüm.
Narin bedenini yatağa bıraktığımda üşüdüğünü fark edip üzerine iki tane battaniye örttüm. Sanki kendini daha güvende hissediyordu ya da ben öyle olmasını umuyordum.
Kapıya yaslanan Nurgül annem "Pek de güzelmiş canım benim peki onu kim bu hale getirdi?" diye sordu. Nil'in alnına elimi koyup ateşini kontrol ederken "Biraz ben, biraz ailesi, biraz da hayat..." diye karşılık verdim. Omzumu silkip "Anne bana yardım et lütfen onu iyileştirelim" dedim.
Nurgül annem yanıma gelip bana sarıldı ve "Çok özel bir çorba tarifim var. Nil kızımı iki günde ayaklandıracağım merak etme" dedi ve gülümseyerek mutfağa geçti. Yanımda olmasına gerçekten sevinmiştim.
Nil'in yanına oturup ellerini avuçlarımın arasına aldım. Bir kuş taşıyordu yüreğinde ve ben onu yaşatmak için her şeyi yapardım. Hatamı telafi etmeliydim ve bir şeyleri kaybedince değerini anlayan aptallardan olmak istemiyordum.
Aklıma bir fikir geldi. Nil'in üstünü iyice örtüp annemin yanına geçtim ve bir işim olduğunu söyleyip evden çıktım. Arabaya atlar atlamaz doğruca Birce'nin çalıştığı hastaneye gitmek için yola çıktım. Kanımdan Nil'e verecektim. Kesinlikle çok daha hızlı iyileşecekti. Ama bunu kimsenin bilmemesi gerekiyordu o yüzden en iyi yol Birceydi.
Hastaneye geldiğimde Birce'nin ameliyatta olduğunu öğrendim ve beklemek hiç bu kadar sıkıcı olmamıştı. O sırada Meriç beni görüp yanıma geldi. Yorgunluğu gözlerinin altındaki torbalardan anlaşılıyordu. Elini omzuma atıp "Dışarıda birer sigara içelim" dedi. Canı sıkkın gözüküyordu.
Dışarı çıktığımızda soğuk havadan etkilenmiş gibi gözükmem gerektiğini düşünüp ellerimi ovuşturdum. Paketten bir sigarayı dudaklarıma yerleştirip diğerini de Meriç'e uzattım. Sigaralarımızı hızla yakıp içmeye başladık.
"Hayırdır?" diye soran ilk ben oldum.
Meriç alnını kaşıyıp derin bir iç çekti.
"Birce çocuk istiyor"
"Ne güzel. Ne var bunda?"
"Benim fikrimi soran yok ama Yaman. Sen de herkes gibi tepki verdin hemen. Neresi güzel yahu? Çocuk demek sorumluluk demek. Onu korumak sürekli yanında olmak demek. Ben bunu yapabileceğimi sanmıyorum"
Sigaramdan bir nefes daha çektim. Sigara beni sakinleştiriyordu ve daha derin düşünmemi sağlıyordu. Uzun süren sessizlik Meriç'in canını sıktı ve "Öyle çıkışmak istemedim ama evde her şey çok gergin. Siz gittiğinizden beri düzen oturtamadık. Sahi Nil nasıl? Baya oldu sesin çıkmayalı" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Sonra (TAMAMLANDI)
Teen FictionKatledilen Ekin ve Can'ın biricik oğlu Yaman. Kendini bildi bileli yalnız. Ağzında hep bir acı tat. Aklında intikam alevleri. Henüz gücünün farkında değil. Hala kalbi buzdan...