Düştüğüm çukurdan beni kim kurtaracaktı şimdi?
Ben bu üçgeni asla taşıyamazdım. Asla düşmanlarım ve Nil'in arasına giremezdim. Bu bana çok ağır gelmişti. Üzerime çöken karanlığın içinde boğuluyordum. Bu benim karanlığımı da geçmişi bu sefer.
Karşımda ağlayan Aslı Demir şoka girmiş bir haldeydi. Kudret Demir ise yıkılmıştı. Odada duran sandalyeye çöküp başımı ellerimin arasına aldım. Sabah olacaktı neredeyse. Hayatımda aldığım en kötü haber buydu sanırım. Kudret Demir tok sesiyle konuşmaya başladı.
"Cemiyet bizi aralarına kabul etmek için kızımızı kurban etmemizi istedi. Aslı sana binlerce kez söyledim kızımı asla onlara veremezdim. Onlara verseydik bir hayatı olmayacaktı. Dondurmanın tadını bilmeyecekti, iyilik yapmanın hazzını yaşayamayacaktı. Yaşıtları gibi öğrenmesi gereken fen, bilim, ahlak, matematik gibi derslerden mahrum kalacaktı. O gece Nil tam altı yaşına bastığı gece ben her şeyi çoktan ayarlamıştım. Onu bizden çok uzakta bir eve yerleştirip emrine binlerce hizmetçi ve öğretmenler verdim. Ayda yılda bir yanına gidip ziyaret ettim. Gözlerindeki o mutluluğu görmeliydin Aslı. Bizim kızımız o kadar güzel bir çocuktu ki..." derken göz yaşlarını saklamaya çalışıyordu.
Aslı Demir haykırarak "Peki cemiyet bizi nasıl kabul etti Nil'i vermediysen?" diye bağırdı.
"Nil, sen ve ben dağ evimize gitmiştik ve her şeyden uzakta normal bir aile gibi çok keyifli bir gün geçirmiştik hatırlıyor musun?" dedi bir nefes alıp göğsünü şişirdi ve nefesi bıraktığında sanki çok daha büyük bir hatayı itiraf edecek gibiydi. Kudret Demir gözlerini kaçırarak "O gün adamlarıma Nil'e benzeyen başka bir kız bulmalarını emrettim. Onlarda bana gerçekten Nil'i anımsatan başka bir kız çocuğu getirdiler. Çok pişmanım ama o küçük kızı uyutup konuşmasın diye dilini kestik" dedi.
Duyduklarım karşısında taş kesilmiştim. Anlatılan olaylar insanlıktan çok uzaktaydı. Odada bir sağa bir sola yürüyordum.
Aslı Demir ağlayarak "Kızım yaşıyor mu yani o hayatta mı şimdi?" diye sordu tekrar.
Kudret Demir "Evet bir zamanlar senin gözden çıkardığın ve unuttuğun kızın Nil yaşıyor." dedi.
Olanların etkisiyle "Sen kızını çok mu önemsiyorsun Kudret Demir? Kızını o evden başka bir ailenin yanına verdin. Peki sonra ne olduğunu biliyor musun?" diye kükredim.
Kudret Demirin gözleri büyüdü ilk defa korktuğunu görüyordum. Aslı Demir ise bambaşka bir alemde acılarıyla ve yaptıklarıyla yüzleşiyordu.
"Kızınız o ailede mutluluğu bulamayınca sokaklara düştü. Asla sevilmedi. Ve terk edilmişlik duygusuyla yaşamayı öğrendi. Hepsi sizin yüzünüzden oldu!" diyerek bağırdım.
Kudret Demir kekeleyerek "Ama nasıl olur ben o aileye düzenli para yatırdım. Kızımın iyi olduğunu söylediler, güvende dediler, mutlu dediler. Nasıl olur bu?" dedi.
Artık burada yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı.
"Dostunuzu düşmanınızı iyi seçin Kudret Bey belki de aynı yatağa girdiğiniz karınızdan bile şüphelenmelisiniz" dedim tam çıkıyordum ki Aslı Demir "Bizi böyle mi bırakacaksın?" diye sordu. Eldivenlerimi çıkarıp cebime sokarken göz ucuyla onlara döndüm ve "Keşke öyle bir ihtimal olsaydı ama maalesef yok, bir saate eski halinize gelirsiniz" dedim ve evden çıkıp öylece gittim....
*
Eve döndüğümde sessiz olmaya çalışmama gerek yoktu çünkü Meriç ve Birce çoktan işe gitmişlerdi. Doğruca Nil'in yanına geçip güzel yüzüne baktım. Hala uyuyordu. Onu tatlı rüyalarıyla baş başa bırakıp duşa girdim. Kendimi ilk defa kaybetmiş hissediyordum. Hayatta her şeyim kolay gibiydi bu güne kadar. Oysa şimdi yenilmiştim. Aşk ve doğrularım arasında kalıp kaybetmiştim işte. Nil'in ailesini çoktan öldürmüş ve mutlu bir şekilde yatağıma yatmış olabilirdim. Ama yapamadım. Bunu kendime yakıştıramadım. Nil öğrenirse ne olacaktı? Ona ne derdim...
Odaya döndüğümde belimdeki havluyu sıkı sıkı tutuyordum. Saçlarımın ıslaklığı hoşuma gitmemişti. Yatağın önünden geçerken Nil'in uyandığını fark ettim.
"Özür dilerim hemen giyiniyorum" dedim.
Tam dönmüştüm ki Nil'den bir tepki gelmediğini fark ettim. Tekrar yeşil gözleriyle buluştuğumda dudağını ısırdığını gördüm. Sabah mahmurluğuyla "Gelsene yanıma" dedi. Gülümsüyordu ve bu beni baştan çıkarıyordu. Beynimi boşaltıp Nil'i yaşamak istedim. Bunu gerçekten çok istedim ve havluyu yere bıraktım. Nil sadece gülümsüyordu. Üzerine uzanıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Bütün acılarını dindirmek ister gibi öptüm onu. Bahar gibi güzel kokusu başımı döndürüyordu.
Üzerindeki pamuklu pijamasını çıkarıp ellerimi kısrak gibi uzayıp giden boynunda gezdirdim. Kaybedecek neyimiz vardı ki kendimi ondan sakınacaktım. Boynundan öperek göbeğine kadar indiğimde Nil kendinden geçiyordu. Onu seviyordum ve o da beni istiyordu. Bundan daha güzel bir şey olamazdı. Yüzünün her yerini öpüyordum çenesini, kaşının bittiği yeri, yanağını, burnunun ucunu, göz kapaklarını, kirpiklerini, gülünce güzelleşen dudağının kenarını...
Şortunu yavaşça çıkardım. Dizi hala birazcık ağrıdığı için dikkat etmeye çalışıyordum. Delicesine zevk alırken insanın kendini frenlemeye çalışması kolay değildi. Karşımda bembeyaz teniyle uzanıyordu. Gülünce çiçek açan yüzünden bir an olsun ayrılmak istemiyordum. Bu aşk başka bir şeydi. Tekrar üzerine eğildiğimde Nil beni yatırıp üzerime çıktı. Birine sahip olmanın tadı ne kadar güzel olursa olsun ait olmak çok daha fazlasıydı... Sarmaşık gibi birbirimize dolanmış ruhumuza geçmek istercesine birbirimizi öpüyorduk. Nil sutyenini çıkardığında beyaz göğüslerinde kaybolmak istedim. Kalbimin ritmi Nil'in nefes alışverişlerine karıştı. Onu tekrar yatağa yatırdığımda siyah külotunu bacaklarından çekerek çıkardım. Nil gözlerini istemsizce kapatmıştı ve o an onu mutlu ettiğim için bende çok mutluydum. Odamıza güneş ışığı dolarken çoktan nefeslerimiz birbirine karışmıştı...
Ellerimi ellerine kilitlediğim de ise her şey bitmişti işte.
İçindeydim.
İçimdeydi.
İçi olmuştum onun.
Ve her şeyi...
İnternet problemim yüzünden bölüm biraz gecikti kusura bakmayın. Bu arada bölüm sonları için şarkı önerilerinize açığım yoruma yazabilirsiniz :) Öptüm kalbinizden ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Sonra (TAMAMLANDI)
Teen FictionKatledilen Ekin ve Can'ın biricik oğlu Yaman. Kendini bildi bileli yalnız. Ağzında hep bir acı tat. Aklında intikam alevleri. Henüz gücünün farkında değil. Hala kalbi buzdan...