MERHAMET

765 107 4
                                    


Gözlerinden okunan yalnızlık ömrünün geri kalan zamanına yetmez gibi gözüküyordu. Omuzlarında boş vermişlik ve yorgunluğun sızıntıları. Ellerinde saydamlık ve nereye koyacağını bilemeyen bir tecrübesizlik var. 

Bana masallar anlatsın istiyorum. Her şeyin üstünü ben tamamlayım o hiç yorulmasın istiyorum. O bitince ben başlarım. Düşerse kaldırırım. Üşürse ısıtırım. Ömrümü alsın gitsin, o yaşarsa ben ölsem de olur diyorum. Ama susuyorum. Nil uzaklara baktıkça benim kelimelerim yanıp kül oluyor. Nil sustukça ben nabzının atışını, teninin ısısını ezberliyorum. Ona karışmak, ona bulanmak, o olmak...

Çok yanlış yerdeyim...

Nil ve Yaman...

Asla...

Nil sessizliğini göğsüne kavuşturduğu ellerini açmakla bozuyor. Saydamlığı pembeleşen burnunun önüne geçememiş. Gözlerime bakıp bir süre bekledikten sonra yutkunuyor.

"Yaman benim bir ailem yok. Hayatım yok. Adım gerçekten Nil mi, onu bile bilmiyorum. Hep başkalarının hayatlarında yan roller aldım ben. Kaçırıldım, evlat olarak parayla satıldım, kovuldum, dövüldüm. Ben bazen kendimi insan olarak bile görmüyorum. Yıllarca yetimhanede kaldım. Başımı bir kerecik olsun okşasınlar diye kaç gece ağladım, hatırlamıyorum. Şimdide sen buldun beni ve çok kötü adamların eline düştüğümüzü söylüyorsun. Bak Yaman benim sana inanmamı isteme. Bana doğruca söyle her şeyi. Bedenimi mi satacaksın yoksa kendine oyuncak mı yapacaksın?"

Beynimden vuruldum bu cümlelerle. Kalbime çöken ağırlıkla elimi arabanın önüne koymak zorunda kaldım. Kelimeler içime saplanmıştı. Ne demekti, bedenimi mi satacaksın yoksa kendine oyuncak mı yapacaksın... 

Kendime ilk defa yeni düştüm. Hayatım boyunca iyilik taraftarı bir insan olmaya çalıştım. Belki çok kişiyi öldürdüm kabul ama bu laflar çok ağırıma gitti. Nil'in kolundan tutup onu hemen arabaya bindirdim. Sürücü koltuğuna oturduğumda sesimi çıkarmadan arabayı çalıştırdım. Nil şok olmuştu.

Kısık bir sesle "Yalvarırım bana zarar verme, ne istersen yaparım" diyordu. 

Hala aynı kafadaydı, hala beni anlayamamıştı. Demek ki ben anlaşılır biri değildim. Demek ki ben önce kendime sormalıydım bu soruyu.

Ben kimdim?

 Yaman kimdi?



*



Olga yaşlı bir müşterisinin sırtına boydan boya bir ejderha dövmesi işliyordu. işinde gerçekten iyiydi ve çalışırken asla konuşmazdı. Dükkana girdiğimizi çok sonradan fark etti. Beni görünce yüzü aydınlanmıştı ama arkamda duran Nil başını uzatınca birden bire aydınlık yüzü bulutlandı. 

Olga'ya yaklaşıp kolunu hafifçe tuttum "Biraz konuşabilir miyiz?" derken kulağına eğilmiştim. Karşımızdaki boy aynasından Nil'in gözlerini bize diktiğini görüyordum. Beyaz ellerini yine göğsüne kavuşturmuştu. Bu hareketi ne zaman gergin olsa yapardı. Onu tanımaya başlamıştım artık. Keşke Nil de beni tanısaydı...

Olga beni tutup dükkanının arka bahçesine götürdü. 

"Yaman bu kız kim?"

Söyleyecek binlerce kelime varken sadece "Arkadaşım" dedim.

Karanlıktan Sonra (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin