ISSIZ

691 99 4
                                    


Kendime yenik düştüm.

Belki de yeni benle tanıştım, bilmiyorum. Nil bana geldikçe ben kaçmak isteği ile tutuşuyordum fakat Nil gidince daha kötü. Çok daha fazla bir burukluk. Bağlılık belki de bağımlılık...

Nurgül annem her zaman anne ve babamın aşklarının ne kadar büyük olduğundan, ne kadar birbirlerine düşkün olduklarından bahseder dururdu. Onların ilişkisi çok değişikmiş daha önce birbirine bağlı böyle bir çift görmemiş. Hatta annem babamı anlatırken hemen gözleri dolarmış. Öyle bir sevgiymiş onların ki...

Ya ben?

Ben bencilim.

Ben kimseyi sevemem ki. 

Yakıp yıkmak zorunda olduğum bir sürü oluşum bir sürü topluluk var. Onlarla tek başıma savaşmalıyım. Yoksa olmaz. Dünya nefes alamaz...

Bir anlığına düşündüğüm fikirlerden vazgeçip kendime geldim. Nil şaşkın bakışlarını benden ayırmıyordu. Bu arada içeriden sesler geliyordu. Nurgül annem uyanmıştı ve odama gelebilirdi. Hemen Nil'i kapımın arkasına sakladım ve odanın kapısını açtım. Karşımda Nurgül annemi beyaz uzun geceliği ile görünce irkildim.

"Günaydın Yaman, sen yine dışarıdan mı geliyorsun oğlum?" deyiverdi.

Nurgül annemi omuzundan tutup odamın kapısından uzaklaştırdım. Yaşlı kadıncağızın ne olduğunu anlayamaması işime gelmişti. 

"Yok anne ekmek almaya gitmiştim ama fırın daha açılmamış. Sen git elini yüzünü yıka ben çayı koyuyorum"

Nurgül annem banyoya doğru gidince hemen üzerimdeki montu vestiyere asıp çayı ocağa koydum. Masaya birkaç kahvaltılık zeytin, peynir, reçel de ekledikten sonra ekmeklikte bayat ekmek buldum. Evden çıkmam sakıncalı olacağı için ekmekleri dilimleyip tavada ısıtmaya karar verdim. 

Banyodan çıkan Nurgül annem "Ben yapardım oğlum niye zahmet ettin sen" dedi.

Yanağından öptükten sonra "Bugün bendensin" diyerek karşılık verdim. 

Masaya oturup kahvaltı yapmaya başladığımızda ise aklım Nil'deydi. Hiçbir şey yememişti ve zaten hasta gibi bir hali vardı. Beyaz teni iyice şeffaflaşmıştı. Gözlerinin altı mosmordu ve dudakları çatlamıştı. Bir yandan çayımı yudumluyor bir yandan da bacağımı sallıyordum. Neden sonra Nurgül annemin sesiyle bir anda kendime geldim.

"Oğlum neyin var böyle çok düşünceli gördüm seni?"

Nurgül annem yumuşak buruşuk ellerini ellerimin üzerine koydu. Bu onun benimle iletişim kurma haliydi. En sevdiğim hal de denilebilir. Gözlerinin içine bakıp 

"Anne ben bu akşam Meriçler de kalacağım. Senin için sorun olur mu?" deyiverdim.

Hiç duraksamadan "Tabii ki evladım kal. Arkadaşlarınla aranı iyi tut. Hem ben de onları bir akşam yemeğe bize çağıralım diyecektim. Özledim Birce kızımı" dedi. Bir nefes aldıktan sonra "Benim bugün Sema teyzenlere uğramam lazım. Geliniyle oğlu gelecekmiş dolma saracağız. Çok oyalandım hadi ben gidiyorum. Yarın sabah görüşürüz o zaman kuzum" dedi ve kalktı. 

Bu kadar erken evden çıkması mucize gibi bir şeydi. Tam masayı toplamaya başlamıştı ki elini tutup öptüm "Ben hallederim canım benim, sen geç kalma" dedim. Saçlarımı koklayıp öptükten sonra gülümseyerek "Güzel oğlum benim iyi ki varsın" dedi.

Masayı toplama işini ağırdan alarak annemin evden çıkmasını dört gözle bekledim. Bu sırada Meriç'e kısa mesaj attım. 


Karanlıktan Sonra (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin