♡Mr. Boo.♡

983 96 53
                                    

Bölüme geçmeden önce kısacık bir not eklemek istiyorum;
Önceki bölümlere yaptığınız minnoş yorumlar ve verdiğiniz oylar için çok teşekkür ederim. Belki bu dediğimi ciddiye almayacaksınız ama gelen yorumlar beni o kadar mutlu ediyor ki evde salak salak gülümseyerek,heyecanla bildirimlere giriyorum ve her bir yorumu büyük bir zevkle okuyorum. Bu hikayeyi kendimin olarak değil de,bizim olarak görüyorum. İsterseniz her ama her cümleye yorum yapın,ben asla bıkmadan onları hevesle okurum. Ayrıca tüm düşüncelerinizi yazabilirsiniz,eleştiri olabilir,yaptığım bir mantık hatası olabilir,her şeyi yazabilirsiniz. Alınmaca yok. Sonuçta buraya bu hikayeyi yazabiliyorsam hepsi sizin sayenizde ve ben sizi çok seviyorum. Gerçekten,günlerimi güzelleştirdiğiniz için size teşekkür ederim,umarım benden bıkmazsınız,tüm kalbimle...💕💕

Bir şey bildiğini sanmıyorum.

Bir şey bildiğini sanmıyorum.

Bir şey bildiğini sanmıyorum.

Tanrım.
Bu çocuk daha doğarken kafamı karıştırmaya and içmiş olamazdı değil mi?

Yani...Ona Debby'yi sevdiğini bildiğimi söylemiştim ve bana bir şey bilmediğimi ima etmişti. Çok saçmaydı,hiçbir anlam ifade etmiyordu. Sadece,gerçekten saçmalıktı.

"Ne düşünüyorsun öyle benim aşk böceğim?"

Aniden ağzıma tıkıştırılan üzümle birlikte şaşkın bakışlarımı Lessie'ye yönlendirdiğimde bana bakarak kocaman sırıttığını farkettim. Bu benim de gülümsememe yol açmıştı.

"Bir dahaki sefere seninle içkili bir ortama girmemeyi düşünüyordum canım. Ayrıca üzüm sevmem." dedim ama yine de ağzımın içindeki üzümü yemek zorunda kaldım. Iy.

"Bak,seni bırakıp biriyle gittiğim ve hayatımın en güzel seksini yaşadığım için özür dilerim tamam mı? Hem,sonuçta evinde uyandın değil mi?" dediğinde kaşlarımı çatıp meydan okurcasına onun kahverengilerine baktım. Beni bırakıp gitmesi yüzünden bu sabah kısa süreli bir kalp krizi yaşamak zorunda kalmıştım!

"Evimde uyandım ama başka bir yerde uyanmayı tercih ederdim Lessie. Niall sabah benim yatağımdaydı! Gece benimle uyuması için ona yalvarmışım,şu rezilliğime bakar mısın? Ya o kafayla ona eşcinsel olmadığımı söyleseydim veya onu öpmeye falan kalkışsaydım?"
Daha ben şikayetlerimi bile bitirmemişken aniden kolumu yakalayıp sıktığında ve ardından gözlerini büyütüp neredeyse burnumun ucuna kadar yaklaştığında istemsizce ben de gözlerimi büyüttüm. Bu bakışlar iyiye işaret değildi. Eyvah.

"Neden onu öpecektin ki? Ondan hoşlanıyor musun? Yoksa küçüklüğünden beri ona aşık mısın? Yoksa hâlâ onu gördüğünde kalbinin atış hızı mı artıyor?" dedi fısıltıyla,beni soru yağmuruna tutarak. Yüzümü buruşturup hemen cevap verdim.
"Neee?Tabii ki de hayır,hah. Sanki küçüklüğümden beri platonik bir sapıkmışcasına köşelerden onu izliyormuşum gibi konuşuyorsun. Komik."
Lessie konuşmam boyunca gözlerini kısıp sorgulayıcı bakışlarını benim gözlerimde gezdirirken nefesimi tutmuştum. Gerçeği anlayamazdı değil mi?

"Haklısın,üzgünüm. Küçüklüğünden beri platonik bir sapıkmışcasına onu köşelerden izleyecek değilsin gerçekten. Benim hatam."

Kafasını geri çektiğinde tuttuğum nefesi dışarı verirken üzerimdeki baskının kalktığına sevinmiştim. Az daha ölecektim,gerçeği öğrenmesi başımı belaya sokardı. Tamam belki onunla bir sır paylaşıyorduk ama benim Niall'a aşık olduğumu bilmesi kötü sonuçlar doğurabilirdi,mesela sadece sokakta kalmamak adına bir eve girmek için yalan söylemiş olmam kulağa gayet mantıklı gelirken aşık olduğum adama yakın olabilmek için yalan söylemiş olmam beni daha suçlu bir konuma düşürüyordu. Bunun altından kalkamazdım.

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin