♡Return To Home♡

668 71 219
                                    

(Bölüm şarkısı; Sia - Breath Me)

çok beklediniz değil mi? ;D

*

"Şimdi kısacası sen onu istiyorsun," dedi eliyle önce beni,sonra Niall'ı işaret ederken. Hemen ardındansa devam etti, "O da seni istiyor fakat bir araya gelemiyorsunuz çünkü...?"

Her ne kadar gözlerimizi birbirimizden ayırmasak da cevap vermedik. Tabii kısa bir sessizliğin ardından pes edip bakışlarımı elimde tuttuğum yoğurt kabına döndersem bile ilk konuşanın Niall olmasını istiyordum.

Ah,eğer sabırsız arkadaşımız Harry tekrar konuşmaya başlamasaydı.

"Ciddi olamazsınız. Biriniz bile bir şey demeyecek mi?"

Bakışlarım önce sağ tarafımdaki kamp sandalyesinde oturan Harry'ye,ardından ise tekrar karşımdaki beyaz,tahta dolabın üstüne oturmuş olan Niall'a döndüğünde öfkeyle yoğurdumu kaşıklıyordum. Yaptığı saçmalığı anlatması gereken kişi Niall'dı,ben değil. Yani hadi ama,Debby'den ayrılmak bu kadar zor olamazdı!

*On Dakika Önce*

Niall'ın beni çağırması üzerine büyük çadırdan çıkıp daha az sessiz bir alana geçiş yapmıştım. Aynı zamanda aklımda milyonlarca soru dolanıyordu fakat en önemlisi; acaba Niall Debby'ye neler demişti? Yani,konu açıkça ortadaydı aslında. Sadece Debby'nin gelecek olan devasa tepkisini bekliyordum.

"Ah,buradasın."

Kendimi aniden bedenime dolanan kollar arasında bulduğumda,yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu tahmin etmiştim çünkü içinde yer aldığım sarılma kaybetme korkusunun sonucu oluşan bir sarılma gibiydi. Çok sıkıydı.

"Sen..iyi misin Niall?" diye sordum kendimi geri çekerken. Bakışlarında hüzün görüyordum. Gözleri dolmuş olabilir miydi? Tamam da, bazı şeylerin iyiye gitmesi gereken noktadaydık biz. Bu duygu karmaşasını anlayamıyordum.

"Ben tam anlamıyla batırdım,Stella. Bak,seni çok sevi-"

"Anlamıyorum Niall,Debby'den ayrılmadın mı?"

Aramızda oluşan öldürücü sessizlik,her geçen saniye içimde bir şeylerin parçalanmasına sebep oluyordu. Az önceki sarılışının aksine şu an kendimi ondan çok uzakta hissediyordum ve burası güvenli değildi. Onun kollarının arasında olamadığım her dakika canımı yakıyordu. Ne yani,yaşananlara rağmen o kızın peşinden mi gidecekti? Aklım almıyordu.

"Ben sana çok kötü bir şey yaptım Stella. Bunu söyleyemiyorum çünkü söylersem bir daha az önceki gibi sarılamam. Bir daha yüzüne bile bakamam."

Çatılı kaşlarım daha da çatılırken ona doğru bir adım attım. Dalgın bakışlarının bana odaklanması için kolunu tuttuğumda ise gözleri gerçekten dolmuştu. Ben... Tanrım,neler oluyordu gerçekten?

"Niall... Bana bak,bu kadar kötü olacak ne yapmış olabilirsin ki?" dedim onu rahatlatırcasına. Lakin aksine,daha çok gerilmişti. Aklıma onun yapabileceği milyonlarca hata geliyordu,yine de eğer aklıma gelenlerden birini yaptıysa bile ona bu denli kızmazdım.

"Sırrımı Debby de biliyor ve eğer ondan ayrılırsam seni tamamen kaybederim. En azından hâlâ yüzüne bakabiliyorum Stella. Ondan ayrılamam."

*Şimdi*

"Hem ondan ayrılmayıp hem beni kaybetmeyeceğini nasıl düşünürsün ki?!"

Ani çıkışım çadırdakilerin şaşkın bakışlarına yol açtığı zaman fark ettim, on dakika önce söylemem gereken cümle ancak aklıma gelmişti. Pekâlâ,en azından gelmişti değil mi?

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin