♡Somethings Happened♡

769 76 252
                                    

Arkadaşlar baştan uyarayım,bölüm çok karışık gibi gözükecek ama çözerseniz sorun yaşamayacaksınız. Olaylar neredeyse aynı zamanda yaşandığı için;

🍀Normal yazı şekliyle yazdığım cümleler Niall'a,

🌼Eğik yazı şekliyle yazdığım cümleler ise Stella'ya ait.

İyi okumalar.💕

***

Stella ağlayarak yemek salonunu terkettiğinden beri hiçbir şeye odaklanamıyordum. Evet,bana yalan söylediği için ondan nefret ediyordum ama ağladığını gördüğümde hissettiğim duyguların mutlaka bir anlamı olmalıydı. Ah,bir de Harry'nin onu kahramanca kurtarışı vardı değil mi? Ne halt ettiğini sanıyordu ki? Stella suçluydu,sonuçlarına katlanmak zorundaydı. Bunu üstlenmek kimseye düşmezdi,özellikle Harry'ye hiç! Tanrım!

"Sevgilim,kahven hâlâ bitmedi mi?" diye flörtöz bir şekilde konuştu Debby,beni saçma düşüncelerimden kurtardığında. Stella gittiğinden beri ev çok boş geliyordu fakat Debby sağolsun beni bir dakika bile yalnız bırakmamıştı. Onu her seferinde reddetmeme rağmen usanmadan yanıma gelip bana yakınlaşmaya çalışıyordu.

"Bitmek üzere." dedim ve zoraki de olsa gülümsedim. Stella'yı gerçekten unutmak istiyordum,eğer Debby buna yardımcı olacaksa da memnuniyetle istediğini yapardım.

*
Kafamı tezgahtan kaldırıp barmenden bir bardak daha içki istediğimde bana korku dolu bakışlar attığını görebiliyordum. Muhtemelen dağılmış makyajım ve yerlerinden çıkmış papatyalarıma takıldığı için bu tepkileri veriyordu fakat umrumda değildi. Şuan tek istediğim Niall'ın görüntüsünü zihnimin en gerilerine göndermekti.

İlk geldiğimde listeden seçmiş olduğum,tuhaf bir isme sahip içeceğin yenisi önüme konulduğunda sırıttım. Tadında meyve aroması da vardı,yani şuana kadar içmiş olduğum en güzel içkiydi. Gerçi pek içki içmediğim gerçeği göz önünde bulundurulursa söylediklerim kulağa aptalca gelirdi.

"Sangria? Güzel seçim ama ben daha çok Martini insanıyım."

Yanıma oturan ve benimle sohbet açma girişiminde bulunan kişiye doğru döndüğümde sırıtan bir yüz beklemediğimi itiraf etmeliydim. Daha ilk kez karşılaşıyor olduğum bu kişi şimdiden dikkatimi çekmişti çünkü son zamanlarda gülen yüz ile karşılanmadığım açıkça ortadaydı.

"Açıkçası fazla içki türü bilmiyorum,sadece seçerken içinde alkol olduğuna emindim." diye dürüstçe karşılık verdim. Ve o an fark etmiştim,adam gerçekten Niall'a benziyordu. Sarı saçları,mavi gözleri vardı. Tek fark ona kıyasla daha sert yüz hatlarına,daha iri bir vücuda sahip oluşuydu.

"O zaman sonraki içkin benden olsun ha?" dedi kendi bardağındaki içeceği tek yudumda bitirdiğinde. Amacını anladığım halde ses etmedim,şuan tek ihtiyacım olan şey Niall'ı aklımdan silmekti ve bunu denemeliydim. Hem kısıtlı olan parama bakılacak olursa birinin hesabımı ödemesi hiç de fena olmazdı.

*
Debby bileğimi tutup beni sandalyeden kaldırdığında eskiden Stella'nın uzanmayı sevdiği kanepeye doğru ilerliyorduk. Bir an için ona ilk defa bu kanepenin üzerindeyken dokunduğum gerçeği aklıma geldiğinde sıcak bir his göğsüme doğru yayıldı ama kafamı iki yana sallayıp onu düşünmemeye çalıştım.  Debby'ye izin vermemin sebebi onu unutmak değil miydi zaten?

Yine de kendimden emin olamadığım için ani bir karar değişikliği ile onu kendime çevirdiğimde şaşırdığını fark etmiştim. Stella'yı unutmak istercesine Debby'nin dudaklarına yapıştığımda ise bir an için dikkatimi sevgilime vermeyi denedim. Ellerimi dar tişörtünün eteklerine yerleştirip yukarı doğru çekiştirmeye başladığımda dudaklarını benimkilerden ayırıp üzerinden çıkarmama yardımcı oldu. Şimdi karşımda kırmızı,dantelli bir sütyen ile duruyordu fakat hiç heyecanlanmadığımı itiraf etmeliydim. Aklımda dolanan tek şey Stella'ydı ve hâlâ onu düşünüyor oluşuma kızıp yine ani bir karar doğrultusunda Debby'yi omuzlarından ittim.

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin