♡Lessie's Plan♡

897 90 95
                                    

Sonunda kendimizi eve attığımızda ayakta durabildiğimi sanmıyordum. Hatta öyle ki Lessie beni taşımaktan bıkmıştı ve sanki aniden kolumu bırakıp zevkle yere düşüşümü izleyecek gibiydi. Eh, ona hak veriyordum çünkü ben bile kendimi taşımaktan yorulmuştum.

"Bu lanet evdeki tek aklı başında olan benim değil mi? Size kaç kere çok içmemenizi söylemiştim ama siz ne yaptınız?"

"Çok mu içtik?" diyerek Niall'ın sorusuna soru ile cevap verdikten sonra kahkaha attım. Ama onun surat ifadesi benim hislerimin zıttını barındırıyordu ki bu da azar işiteceğim anlamına geliyordu.

"Tebrikler Stella,zor bir soruyu yanıtladın! Ayrıca senin hakkında daha sonra yorum yapacağım. Önce Debby'yi yatırmam gerekiyor."

Niall oldukça sinirli bir şekilde bana baktıktan sonra kucağındaki sevgilisini odaya yatırmaya gittiğinde gülerek Lessie'ye döndüm ve Niall'ın taklidini yaptım.

"Ayrıca senin hakkında daha sonra yorum yapacağım. Bla bla bla. "

Kendimi tutamayıp tekrar kıkırdadığım zaman Lessie bana gözlerini devirmekle meşguldü. Ve gözlerinin ardından da beni devirdi.

"O haklı Stella. Yatmaya gidiyorum."

Kıçımın üstüne düşmüş olmam daha fazla gülmeme sebep olurken Lessie Niall'ın aksi yönündeki odaya girdi ve sertçe kapıyı çarptı. Niyeyse buna da güldüm. Komikti. Aslında şuan nefes alıyor olmam bile komikti. Hava burnumdan içeri giriyordu,dışarı çıkıyordu,tekrar giriyordu ve tekrar çıkıyordu. Bu bitmez bir döngü gibiydi. Ama ben,Stella Deseare,bu döngüye son verecektim! Monotonluktan sıkılmıştım!

Baş ve işaret parmağım ile burnumu kapattıktan sonra neredeyse bininci kez falan kıkırdadım fakat sesim o kadar tuhaf çıkmıştı ki aniden  kıkırtılarım kahkahalara dönüştü. Tanrım,burnumu kapattığım zaman sesim çok komik oluyordu!

"Stella sessiz ol! Kızları uyandıracaksın!"

Niall beni azarlama seansına devam ederek odasının kapısını kapatıp arkasına döndüğünde bedenimi yerde bulmayı beklemiyordu sanırım. Bunu bakışlarındaki şaşkınlıktan anlayabiliyordum.

"Sen orada ne halt arıyorsun?" diye sorduğunda ise bacaklarımı iyice uzattım ve sırtımı kapıya yasladım. Ona vereceğim cevap sinirlenmesine sebep olacaktı fakat önemsemeyip kafamın içindeki lafları dışarı çıkardım.

"Senin zeka seviyen ile tanışmak istedim."

Kahkahalarım bilmem kaçıncı kez odada yankılanırken Niall'dan bir hakaret bekliyordum. Bir öfkeli bakış,sinir kontrolünü sağlamak adına sıktığı bir yumruk falan. Ama tek yaptığı gülmek oldu. Buna sinirlenmiştim. Benimle inatlaşması gerekiyordu.

"Gülmesene." diyerek kızdım ona. Beni görmezden gelip yanıma oturduğunda ise kaşlarımı çatmıştım. Öylece bana bakıyordu,tıpkı uçaktayken baktığı gibi. Yine yüz hatlarından bir çıkarımda bulunamıyordum ve bu beni deli ediyordu.

"Çok tuhafsın." dedi yine. Cümlesi istemsizce dudaklarımı bükmeme sebebiyet verdi. Artık kırıcı bir laf olmaya başlıyordu bu.
"Üzülmen için söylemedim,yanlış anlama." dediğinde aklımı okuduğunu falan düşündüm. Sanki yüzümde gezdirdiği bakışları ile hislerimi anlıyor gibiydi. Çok zaman geçmeden parmaklarını dudaklarımın kenarına koyup yukarı doğru çekerek yapay bir gülümseme yarattığında ise gözlerinin içine bakıyordum. Aklıma ister istemez dün gece gelmişti,dudaklarımın üzerinde olan dudakları,belimde gezdirdiği eli ve ettiği iltifatlar.

Bana tuhaf diyordu ama hergün farklı bir Niall ile uğraşan bendim.

"Bu arada,barda söylediklerim için de özür dilerim. Senin kime ne hissettiğin beni ilgilendirmiyor. O senin bileceğin bir iş."

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin