"Beni proje ödevlerinde hiç görmemiş olabilirsin ama önlemini alsan iyi edersin. Çok acımasızımdır."
İçtiğim sütü zorlukla yutkunmamın ardından bakışlarımı telefonumdan çekip Niall'a yönelttim. Kendini yemek masasına yaslamış,bana bakıyordu. Ayrıca üstüne giydiği gri eşorfman takımı ve birbirine girmiş saçları ile oldukça seksi görünüyordu. Aslında o, her hali ile seksiydi. Mesela bordo kazağıyla,kot veya siyah deri ceketiyle,siyah dar jeaniyle hatta sadece beline bağladığı havluyla bile.
Pekala,dikkatimi onun ne kadar seksi olduğundan çok az önce söylediği şeylere odaklamaya çalışmalıydım.
İyi de ne diyordu ki?
"Ne? Seni dinlemiyordum,üzgünüm." dedim dürüstçe. Telefonuma baktığımdan dolayı onu dinlememiş olduğumu düşünecekti büyük ihtimalle o yüzden pek sorun etmedim.
"Çok acımasızımdır diyorum Stella. Daha şimdiden beni dinlemiyorsun."
Acımasız? Ne konuda?
Aklına gelen fikirleri derhal uzaklaştır Stella Deseare. Terbiyeli bir kız olmalısın.
"Projeden bahsediyorum ufaklık. O kadar çok düşünmene gerek yok." dediğinde dümdüz,öylece ona baktığımı yeni fark etmiştim. Ama cidden, acaba o konuda nasıldı? Saçma takıntıları var mıydı? Fantezilere önem veriyor muydu? İşleri hızlı bitirmeyi mi yoksa yavaş gitmeyi mi tercih ediyordu? Zorlayıcı mıydı yoksa aşk insanı mıydı? Çok fazla meraklı soru,asla öğrenemeyeceğim cevaplar vardı.
"Stella? Yüzümde bir şey mi var?"
Hayır yok aşkım,sadece sana bakmak cennetteymiş gibi hissettiriyor. Yani hadi ama,şu tapılası mavi gözlerine,öpülesi çene gamzesine,alnına dökülmüş,sarılığını yitirmek üzere olan saç tellerine hangi kadın aşık olmazdı ki?
Eşcinsel bir kadın.
Sikeyim ya,neden yalan söylemiştim ki? Gerçi kış günlerini banklarda yatarak geçirmek yerine çocukluğumun beyaz atlı prensi ile aynı evde kalarak geçirmek vardı işin ucunda değil mi? Bu yalan yüzünden ödemem gereken bir bedel de vardı tabii ve hakkıyla ödüyordum.
"Saçını sarıya boyamayacak mısın?" dedim birden,o kadar düşüncemin arasından sıyrılıp en alakasız detaya takıldığımda. Niall'ın söylediklerini zaten dinlememiştim,transa girmiş gibi hissediyordum.
"Hayır. Debby sevmiyormuş."
Bu işin arkasından da Debby çıktığına göre katil olmam için hiçbir neden kalmamıştı değil mi? Bir kukla misali Niall'ı yönlendirmesinden bıkmıştım. Kendini ne sanıyordu bu kız?
Niall'ın sevgilisi sanıyor Stella çünkü Niall'ın sevgilisi.
Teşekkür ederim iç ses.
"Hem o nereden çıktı şimdi Stell? Of,konuya odaklan."
Kendime gelmek amaçlı şöyle bir kafamı sallayıp, ellerimin arasında suratımı sıkıştırdıktan sonra silkelendim ve ayağa kalktım. Tamam,yapmamız gereken şeyler vardı. Mesela sevişm- ödev gibi. Evet,ödev vardı. Kendine gel seni lanet sürtük!
"Peki,şarkıya karar verdiniz mi Bay Horan?" dedim kıçımı kalorifere yaslarken. Sıcaklık hissi yavaş yavaş sırtıma doğru tırmandığı sırada bir kedi gibi kıvrılıp şuracıkta yatasım gelmişti. Çok uykulu hissediyordum.
"Aşk şarkısı olmasın." dedi gözlerimin içine bakarak. İyi de başka ne olacaktı ki? Arkadaşlık içeren bir şarkı mı yapacaktık? Komik olurdu.
"Ama ben aşk şarkısı istiyordum Niall." dedim sızlanırmışcasına. Bu hareketim onun gözlerini devirmesine sebep olmuştu.
"Ben de ayrılık olsun istiyorum. Kafamda çok güzel klip temaları var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moonlight
Fanfiction"Eşcinsel olduğunu söylüyorsun ama bana bakış şeklini gökyüzündeki kuşlar bile kıskanıyor."
