♡Camp♡

845 78 240
                                    

Uzun bir bölüm oldu ve sürekli bakış açısı değiştirmem gerekti,umarım kafanız karışmaz. İyi okumalar.💕

🌼

"Belki bir gün arar ve senin de üzgün olduğunu söylersin"

"Belki bir gün arar ve senin de üzgün olduğunu söylersin"

"Ama sen,sen yapmazsın"

Ağzımdan istemsizce bir hıçkırık kaçtığında gitar tellerinin titreşimi kesildi. Çeneme doğru yuvarlanan bilmem kaçıncı göz yaşını gizlemekte ısrarcı değildim artık,ne de olsa Harry çoktan fark etmişti ve endişeli bakışları eşliğinde gitarını duvara yaslayıp yanıma adımlamıştı.

"Hey,iyi misin?" dediğinde elleri yüzümü kavradı. Baş parmakları göz pınarlarımdan başlayıp aşağıya doğru kayarken yüzümdeki ıslaklığın kaybolduğunu hissedebiliyordum.

"İyiyim." dedim gülümsemeye çalışarak. Aklımda dönen tek kelime 'Niall' olsa bile görüntüsünü zihnimden silmeyi başarmıştım. Bana bakan o mavi gözler artık yoktu. Aklıma girmesini istemiyordum.

"O zaman neden ağlıyorsun?"

Bakışlarım yeşil ile mavi arasındaki o mükemmel uyumu yakalamış olan irislere döndüğünde gözlerimin arkasında gizlediğim o çok mahrem duygularımı görmesini istemiyordum. Kırgınlığım,alınganlığım,aptallığım,hatta bağışlayıcı yanım bile orada barınıyordu ve Harry'nin beni bir yap-boz kolaylığında çözebileceğini bilmek,onları görebileceği anlamına geliyordu.

"Sesin o kadar güzel ki ağlamamak elde değil..." diye neredeyse fısıldadım. Yine de sesinin güzelliğini ne söylersem söyleyeyim tanımlayamayacağımın farkındaydım. Beni öylesine kapmıştı.

"Kalbindeki kırgınlıkları benim şarkı sözlerim ile bağdaştırman da bir seçenek olabilir mi peki?" dediğinde gülümsüyordu. Bu benim de gülümsememe sebep oldu,ki şuan ağladığımı düşünecek olursak garip bir ironi oluşmuştu. Fakat Harry'nin gülümsemesi karşısında kayıtsız kalabilecek bir insan tanımıyordum.

"Şey,olabilir. Ayrıca bu şarkıyı söylediğinde sana ağlayarak eşlik edeceğimi bildiğine göre,kamptayken beni saklayacak bir yer bulursun değil mi?"

Soruma karşılık sesli bir kahkaha elde ettiğimde göz yaşlarımın dindiğini fark etmiştim. Artık gülüyordum ve bunun sebebi Harry'nin bulaşıcı kahkahasıydı,hiç şüphesiz.

"Seni sahnenin tam ortasına koyacağım çünkü bok kafalı arkadaşımın ne kadar değerli bir kalp kaybettiğini görmesini istiyorum." dedi kaşlarını çatmaya çalıştığında lakin başaramadı çünkü konuştuğumuz konu ikimizi de güldürüyordu. Trajikomik bir an? Evet.

"Şaka bir yana,o sahnenin hakkını vereceksin Harry. Seninle gurur duyuyorum." dedim konunun değişmesine sebep olduğum zaman. Harry'nin de benim gibi ciddileşmesine rağmen bakışlarındaki samimiyeti görüyordum.

"O sahnenin hakkını versem dahi yıl sonu yapılacak olan oylamayı kazanamayacağım. Sen bile Niall'ın alacağına o kadar çok inanıyorsun ki,Debby'nin yaptığı iğrençliği sineye çektin."

Ah,yine o oylama. Sevdiğim insanların önüne çıkan en büyük engel. Sanırım hayatımda en çok nefret ettiğim şey haline gelmişti.

"O sikik oylamaya ihtiyacın yok Styles. Hatta öyle ki,mezun olduğun an seni isteyecek birçok kayıt şirketi vardır eminim."  dedim sinirle. Yani hadi ama,gerçekten o oylamaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor muydu? Niall'ınki geleceğini garantilemek amaçlı bir hırs olsa bile Harry ondan daha kaygısız biriydi ve istediğini her şekilde elde edebilirdi. Böyle düşünmesi yanlıştı.

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin