♡Forbidden Kiss♡

1K 93 122
                                    

○Niall'ın Anlatımı○

Sonunda koltuklarımıza oturabildiğimizde derin bir iç çektim. Yanımda oturmakta olan papatya kız,yaklaşık on dakika önce uçağın giriş kapısında iken neredeyse tekrar eve gitmeye karar verecekti ve tatilden vazgeçecekti ama usta ikna yeteneklerim ile onu bu koca araca sokmayı başarmıştım. Tamam belki beş dakika boyunca birbirimize bağırıp tartışmış,insanların aşağılayıcı bakışlarına maruz kalmış olabilirdik ama kazanan ben olmuştum. Şuan dizlerini sallayarak yanımda oturması da bunu kanıtlıyordu. Gerçekten komik kızdı,gelmeseydi üzülürdüm sanırım.

"Lütfen kemerlerinizi bağlayınız."

Uçağın içinde yankılanan anonsla birlikte çabucak kemerimi bağladığımda Stella'ya göz attım. Telaşlı bir şekilde elinde tuttuğu kemeri nereye takacağına bakıyordu ve bu benim bilmem kaçıncı kez gülmeme sebep olmuştu. Artık gülmekten yorulmuştum.

"Yardım etmemi ister misin ufaklık?" diye sordum sırıtmaya devam ederken. Topuz yaptığı saçından çıkan küçük telleri tekrar tepesine yapıştırmaya çalışıp hayır anlamında kafasını salladığında yeniden kıkırdadım. Üstündeki eşorfmanları ve aceleci tavırları ile çok şirindi.

"Birincisi,sürekli gülüp durman sinirlerimi bozuyor ve ikincisi,bana ufaklık demenden bıktım. Aynı yaştayız Niall,gerçekten." diye şikayet ederek kemeri takmakla uğraşmaya devam etti.

Sinir olduğunu bildiğim için bunları yapıyordum çünkü sinirlenince çok tatlı oluyordu ve bu sevimliliği bana neşe katıyordu. Bir de papatyalı saçları vardı tabii. Tuhaf bir takıntı olmasına rağmen ilginç bir şekilde hoşuma gidiyordu. Küçüklüğünden beri hep dikkatimi çekerdi bu minik papatyalar.

O zamanlar da böyleydi. Kendi dünyasına kapılıp kendi oyunlarını yaratırdı ve hiç arkadaşının olmaması ona etki etmezdi. Beline kadar saldığı küllü kumral saçlarını sallaya sallaya dans eder,kumdan evler yapar,şarkı söyler ve ara sıra görünmediğini sanarak bir duvarın arkasına geçip bizi seyrederdi. Daha doğrusu beni.

Onun arkadaşsız kalmasına sebep olduğum için kendimden nefret ediyordum.

"Afedersiniz,lütfen kemerinizi takar mısınız?"

Beni düşüncelerimden sıyıran o ses ile birlikte sağ tarafıma döndüğümde ayakta duran hostesin Stella'yı uyardığını fark ettim. Minik kız  gergince kafasını sallayıp tekrar aceleci tavırlar ile kemerle uğraşmaya devam ettiğinde olaya el atmamın vakti gelmişti.

"Ben hallederim." dedim nihayet, onun elinden kemeri aldığım zaman. İlk başta ani hareketimden dolayı şaşırsa da teklifimi kabullenip arkasına yaslandı ve kemerin dönmüş olan parçasını düzeltmek adına  bacaklarının sağ tarafına doğru uzandım.

"Şey,teşekkür ederim."

Endişe ve heyecan duygusunun harmanlandığı ses tonunu duyduğumda iç çektim. Küçük bir çocuk gibiydi,ona ufaklık dememin sebeplerinden biri de buydu zaten ama bunu ona söylemeyecektim çünkü suratıma yumruk yemek için fazla yakışıklıydım.

Sonunda uçak harekete geçtiğinde pencereden dışarıyı seyretmeye koyulmuştum. Etrafımızdaki ağaçlar yavaş yavaş arkamızda kalmaya başlıyordu,İngiltere'yi terketmek amaçlı yola çıkabilmiştik. İçimdeki his tarif edilemezdi,bu tatil ödülüne gerçekten ihtiyacım vardı. Rahatlamak,dinlenmek,eğlenmek istiyordum. Bir de Debby vardı tabii.

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin