♡Dress♡

650 58 103
                                    

Only bought this dress so you could take it off.🌹

Rüyalardan rüyalara koşan beynim, dinlenmiş olması gerekirken yorgun bir şekilde güne başladığında esniyordum. Bazı insanlar üç günlük aralıklarla hatırlayabildikleri bir rüya görürken, ben onların bir buçuk haftalık rüya istatistiklerini bir günde yakalayabiliyordum. Ne kadar da harika bir beyine sahibi değil mi? Canın cehenneme beynim.

Genellikle uyandığım zaman ilk yaptığım telefonumu elime alıp yaklaşık bir saat internette gezinmek olurken bugün bir değişiklik yapıp önce tuvalete gitmeye karar verdim. Çünkü biliyordum, Niall mesaj atmış olmalıydı. Dün geceden beri 'eve ulaştın mı?', 'iyi misin?' tarzı mesajlar attığı için bu saate kadar neler yazmış olabileceğini tahmin etmek bile istemiyordum. Zaten verdiğim kararı sorgulayacağım derken geceyi sabah etmiştim, bir soruna daha ihtiyacım yoktu.

"Tak,tak!"

Kapının arkasından gelen ses ile eş zamanlı tıklatılan kapım şaşkınlıkla gözlerimin açılmasına sebep olurken, algıladığım tanıdık ses paniklememe yol açmıştı. Dün üşenip iç çamaşırlarımla yattığım için aceleyle, iki gün önce sandalyenin üzerine atmış olduğum pijamalarımı giymeye başladım. Bir yandan da bu saatte neden burada olduğunu çözmeye çalışıyordum.

"Kim o?" dedim yapacağı esprinin kötü olacağı gerçeğine göz yumarak. Anlamıyordum, Harry mi öğretiyordu bunları?

"Ben kaldın." dedi, kısa kollu tişörtümün dar boğazını kafamdan zorlayarak geçirdiğim sırada. Eminim ki kulaklarım ve yüzümün yan tarafları kızarmıştı, harika.

"Kaldın kim?" dedim giyinme işlemim bittiğinden dolayı hızla yatağımı toplamaya girişirken. Ama yorganı henüz elime almıştım ki şakasını yapmayı başardı.

"Bir hafta sonraki balo için elbise almaya geç kaldın!"

Ah, kesinlikle kusacaktım. Böyle espri yapmayı Harry'den öğrendiğine emindim artık.

"Günaydın papatyam!" diyerek içeri adımladığı zaman gülümseyerek pencereye doğru ilerledim. Bana sarılmaya gelecekti, bunu biliyordum o yüzden yerimi değiştirmiştim.

"Günaydın Niall." dedim perdeyi çekip pencereyi açtıktan sonra. Bahçenin güzel kokusu ve rüzgarın taşıdığı taze hava hızla içeri dolarken derin bir nefes aldım. Güneşli, güzel bir gündü.

"Alışverişe hazır mısın?"

Ne?

Hızla dünki anılarıma gitme kararı aldım bir şeyler bulabilme umudu ile. Yaptığım en duygusuz seksi aceleyle geçerek ondan biraz önceye, karşılıklı şarap içtiğimiz zamana geldiğimde aramızdaki konuşmaları hatırlamaya çalışıyordum.

Özür dilerim, bla bla bla.

Seni seviyorum, bla bla bla.

Beni affettiğin için teşekkür ederim, bla bla bla.

Balo için hazır mısın? Az kaldı biliyorsun.

Ah, evet. Daha elbise bile almadım gerçi.

Oh, öyle mi? O zaman yarın alışverişe çıkalım.

Olur.

Aferin sana aptal Stella!

"Evet hazırım! Sen Harry ile oyalan, ben hemen giyinip geliyorum." dedim gülümseyerek. O da beni onayladı ve ellerini arka ceplerine sokup başını eğerek odadan çıktı. İşte şimdi panikle giyecek bir şeyler bulabilir, az da olsa bir köşede biriktirdiğim parayı kullanmak üzere ortaya çıkartabilirdim.

MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin