Ev sıcak , dışarısından çok daha sıcak , bu sıcaklık beni bir kaç dakikada mayıştıracak cinsten ya da dondurucu soğuktan birden bu derece sıcaklığa geçmemden kaynaklanıyor. içeriden bir takım sesler duyduğumda tedirginlikle adım attım. halamın burada olacağı aklımın ucundan geçmemişti , ani bir panik duygusu tüm vücudumu esir aldı. benim içeri gitmeme gerek kalmadan o sert adımlarla geldi , gözlerinden bile ne kadar sinirli olduğunu anlayabiliyordum. hızla yanıma geldi ve yüzüme sert bir tokat attı , kafam yana düşerken vücudumda ki tüm kan yanağıma toplandı sanki , keskin bir acı hissettim. yanaklarım soğuktan donmuş olduğundan tokadın acısı ikiye katlanmıştı , ama asıl canımı yakan şu an bulunduğum konumdu. kafamı kaldırdım ve güçlü görünebildiğim kadar görünerek halama baktım"Ne yapıyorsun sen ?!"
yanıma yaklaştı ve kolumu tutarak sıktı , elleri koluma göre oldukça sıcaktı. eve ne zaman geldi ve bu derece kendini ısıttı bilmiyorum.
"asıl sen ne yapıyorsun ?! nereye gittin ?"
"Sana ne !"
"seni mahvederim pamira!"
yüzüme sert bir tokat attı , gözlerim yanağımın acısından doldu , ağlamamak için kendimi zor tuttum. şimdi ne kolumu sıkan elini hissediyorum ne de 1 saniye öncesinde yanağıma attığı tokadı , hissettiğim tek şey yalnızlıktı. fiziksel acılardan çok daha kötü bir acı bu , kimsesizliğimi ilk defa bu kadar net hissediyorum , halama muhtaç oluşumu , çaresizliğimi , tüm bunlara ve bunların yanında daha yaşayacaklarımdan korkuyorum. çığlık çığlığa bağırmak istiyordum sadece.
"yapacaksın ! bu eve para getireceksin !"
"bana tokat atmayı kes !"
kolumu sertçe bıraktı ve geriye doğru iki üç adım attı sonra bir daha ileriye , stresli görünüyordu. ona donuk gözlerle bakıyordum aynı zamanda terlemeye başlamıştım , saç diplerim terliyor bazen ise biriken ter ensemden sırtıma doğru bir yol çiziyordu. birden aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve iki adımda yanıma yaklaştı , kafasını hafif yana çevirmiş gözlerini kısmıştı
"Kimdi o adam seni çekip çıkardı? sen ne işler karıştırıyorsun ? "
"Sa-na-ne "
bu söylediklerimle beraber daha da sinirlendi ve yüzüme bir tokat daha attı ama bu sefer duraksamadı ve beni yere itip dövmeye başladı , karşı koymak imkansız gibiydi eli ağırdı. tek yapabildiğim kollarımı başımda sabitleyip yüzüme gelen darbeleri engellemeye çalışmaktı. çoktan ağlamaya başlamıştım , yüzüme indirdiği darbelerin hesabı yoktu.
"sen bana muhtaçsın ! annen öldü , baban öldü , paran yok , evin yok ! bana muhtaçsın bana ! seni şu an dışarı atsam ne bok yiyebilirsin ?! en fazla biri tarafından tecavüze uğrarsın !"
suratıma atmaya çalıştığı darbelere devam ederken konuşmaya çalışıyordum
"hala yapm-"
"kes sesini !"
elini saçıma getirip parmaklarına doladı , saç diplerim ani bir acı ile çekilirken yüzünü yüzüme yaklaştırdı , dudağımdan akan kanı hissedebiliyordum ve gözümün altının morardığına neredeyse emindim.
"Kararını ver! ya bu iş ya da defol git evimden"
saçlarımı sertçe bıraktığında hala acısı geçmemişti , arkasını dönüp odasına doğru ilerlerken "orospu" diye bağırdı , kapının kapanma sesi ile duvara sindim. dizlerimi toplayıp karnıma yasladım ve sessizce ağlamaya başladım , yüzümün her yeri yanıyordu sanki. gözlerimden akan yaş göz altlarımı yakıyordu , yüzüme ardı ardına darbeler atarken o uzun tırnaklarından da nasibimi almıştım. başımda hafif bir ağrı var ve biraz da dönüyordu. çok kendimde değilim sanki alkol almış gibi hissediyordum. vücudum uyuşmuş , tüm yetilerimi kaybetmişim gibiydim. Bir gece daha burada kalmak için bu kadarına katlanamazdım. verdiğim karar iki saniyemi almadı , duvara tutunarak ayağa kalktım , kafamı hafif eğip içeriyi kontrol ettim , odasındaydı. kapıyı açtığım gibi kendimi dışarı attım , kapıyı olabildiğince yavaşça kapatıp ayakkabılarımı giydim. dışarısı buz gibi soğuktu , sanki her şey bana karşıydı , hava git gide daha da soğuyor ve kar taneleri bir bir yere düşmeye devam ediyordu. üzerimde ki elbiseye binlerce lanet okudum ve sarsak adımlarla yola çıktım , eğer arkama bakarsam yakalanırmışım gibi özenle , arkama bakmadan yürümeye başladım. kafam biraz mayışmış olduğundan adımlarım dengesizdi ama hızlı yürüyordum. karların içinde o halde karanın evine ulaşmam pek zamanımı almadı. onun kapısına vardığımda düşüp bayılacak gibiydim , ellerimle kapıyı bir kaç defa üst üste yumrukladım , çok geçmeden karan kapıyı açtı . gözleri şokla aralanırken muhtemelen 1 saat önce bıraktığı kızın nasıl bu halde evine geldiğini düşünüyordu. onun bakışlarına aldırmadım ve dudaklarımdan dökülen ilk cümle şu oldu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN OĞLU
RomantikBilimsel olarak sadistler başkalarına acı çektirip zihnen zevk alan kimselerdir. Benim için ise bana asla zarar vermeyeceğini bildiğim karanlık bir adam. Uyarı: yetişkin içerikli sahneler mevcuttur. Dark Romance