Tüm vücudumda hissettiğim ağrı kemiklerimi çatırdatacak kadar keskindi. en belirgin olarak hissettiğim baş ağrısı göz kapaklarımın üzerine oturmuş onları aralamama izin vermiyordu. uzandığım yerin yumuşaklığına zıt bir şekilde bedenimde gezinen rahatsız edici bir sızı vardı. üzerimden kamyon geçmiş gibi hissediyordum, sanki gözlerimi aralasam tüm kemiklerimi kırılmış bir vaziyette bulacak, kolumu bile kaldıramayacaktım.
üzerimde ki ağırlıkla savaştım ve sonunda göz kapaklarımı aralayabildim. bir kaç defa kıpıştırıp bulanık görüntüyü yok ettiğimde hemen dibimde uzanmış olan karanın gözleri ile karşılaştım. Bana bakıyordu. O an istemsizce nefesimi tuttum, başımda ki ağrı hemen kendini belli ettiğinde bir elimi yorgunlukla kaldırıp anlıma koydum. Karanın bakışları hala üstümdeyken dikkatle ona baktım. Gözleri uykunun etkisi ile hafifçe şişmişti ama kirpikleri her zaman ki gibi uzun ve kıvrımlıydı. Yüzünde ciddiyetten uzak yumuşak bir ifade vardı. saçlarının dağınıklığı elimi onlara dokundurma isteği ile doldursa da şu an için ellerimi başıma vurmak için kullanmak daha cazipti. Başımda ki ağrı kafamı duvarlara vurdurtacak cinstendi. anlımı biraz ovaladıktan sonra elimi yavaşça indirip dikkatle karanın yüzüne baktım, o an bana sırıttı. hayretle ona bakmayı sürdürürken bu yatağa ne zaman geldiğimi hatırlamaya çalıştım. Dün geceye ait görüntüler o kadar silikti ki hiç bir şeyi seçemiyordum, en son karanla bara girdiğimizi hatırlıyordum, ondan sonrası buğulu bir cam gibiydi.
"Dün gece çok güzeldi"
karanın fısıltısı ile gözlerim aralandı, bir kaç saniye boyunca cümlesinde ki anlamı düşündüm, aklıma doluşan kötü düşünceleri itmek istesem de hiçbir şey hatırlamıyordum dün geceye ait. hızla yerimden doğruldum kaşlarımı çatarak karana baktım.
"ne ?"
o da benim gibi doğruldu ama çok daha rahat bir ifadeyle bana bakmayı sürdürdü. sertçe yutkundum, avuçlarım terlemeye başladı, içimde büyüyen endişe yutkunmamı engelledi.
"dün geceyi hatırlamıyor musun ?"
dudaklarım aralandı, düşünüp hatırlamaya çalıştım ama o buğulu camdan ilerisini bir türlü görmedim. başımda ki ağrı ve içimde ki korku büyürken hızla yorganı üzerimden atıp ayağa kalktım. nefeslerim sıklaştı.
"n-ne dün gecesi, n-ne oldu d-dün gece ?"
"gerçekten hiçbir şey hatırlamıyor musun ?"
ellerimi kaldırıp saçlarımın arasından geçirdim, çenem titriyordu. bara gitttik, içeride yiğitle karşılaştık, masaya oturduk, içki içtik....sonrası yoktu. ne oldu, nasıl eve geldim ve bu yatağa yattım bilmiyorum.
"hatırlamamana üzüldüm"
karanın sesi ile ellerimi başımdan çekip onun yüzüne baktım.
"ne oldu dün gece karan?"
karan sesimi yükseltişime aldırmadı, yataktan kalktı ve yanıma doğru geldi. aramızda bir adımlık mesafe varken korku dolu gözlerimi karanın kısık gözlerine çevirdim.
"Tamam, eğer bir şey hatırlamıyorsan dün geceyi olmamış sayarız"
karan sırıtıp odadan çıktığında ayakta çakılı kaldım. gözlerim bir süre karanın gidişi ile bıraktığı boşlukta takılı kaldı. zorlukla nefes alıp kafamı eğdiğimde yerde ki ayakkabılarım ve montuma baktım, özensizce atılmıştı. sonra kafamı yavaşça çevirip odanın diğer köşesinde duran karanın kıyafetlerine baktım, bir an için yutkunamadım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken bir kaç adım geri gidip yatağa çöktüm, aralamış olduğum dudaklarımdan titrek nefesler alırken gözlerim sadece karşı duvara dönüktü. yapmış olabilir miydik ? Göğsümün bile sıkıştığını hissettim, boğazım kurumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN OĞLU
RomanceBilimsel olarak sadistler başkalarına acı çektirip zihnen zevk alan kimselerdir. Benim için ise bana asla zarar vermeyeceğini bildiğim karanlık bir adam. Uyarı: yetişkin içerikli sahneler mevcuttur. Dark Romance