22. Bölüm "Kayıp"

2.3K 96 100
                                    

Gece.
02.00

Arabanın lastikleri kulak tırmalayıcı bir çığlık çıkardı , bütün sokakta yankılanacağını düşündüğü bir gürültü ile arabayı durdurdu. şu an için elleri hala direksiyonun üzerindeydi , gözlerini odakladığı belirsiz noktadan almıyordu , üzerine yapışıp kalan bu ağır hüzne son veremedi. derin bir nefesi ciğerlerine gönderdikten sonra ellerini direksiyondan çekip arabanın kapısını açtı. adımını sert zeminle buluşturduğunda esen soğuk rüzgara aldırmadı. kapı , ilk durduğu anda ki gürültü kadar olmasada rahatsız edici bir sesle kapandı. elinde asılı duran anahtarın düğmesine bastı ve farların yansıttığı ışığa bir kaç saniye göz attı. gecenin soğuk havasını umursamasa da içine kadar işleyen rüzgarları es geçmeden çatık kaşları ile havaya baktı , henüz bir şey yağmıyor olsa da bu havanın karın habercisi olduğunu biliyordu. yavaş ama bir o kadar sert adımlarla bahçe kapısını geçip eve doğru ilerledi. kapının önünde duran iki takım elbiseli adamı umursamadan montunun cebinde gizlediği anahtarlara attı elini. metal anahtarların birbirine değip çıkardığı ses kaşlarını daha derin çatmasına neden oldu.

"efendim bir sorun var "

kulaklarına ulaşıp saniyeler içinde rahatsız eden bu cümleler sıkıntılı bir nefesi dışarıya üflemesine neden oldu. elini kapıya uzatıp anahtarları yerleştirdi ve iki defa çevirdi.

"şimdi değil"

kapıyı araladığında anahtarı kendine doğru çekti , adamın inatla kendisine baktığını görünce göz ucuyla ona baktı

"ama efendim ön-"

"şimdi değil dedim "

içeri girip kapıyı arkasından kapattı , kapı sesi tüm evde yankılanırken kısık gözleri ile etrafa göz attı. tek bir ışığın olmadığı ev karanlığın içinde kaybolmuştu , gözleri bir kaç saniye sonra karanlığa alıştı , yavaş adımlarla karanlığın içine doğru adımlarını attı , ezbere bildiği yolu aşıp oturma odasının önüne geldiğinde içeri doğru ufak bir adım attı. elini duvara atıp düğmeyi aradıktan saniyeler sonra parmaklarına değen sertlikle avucunu düğmeye bastırıp odanın beyaz bir ışıkla aydınlanmasını sağladı. odada kimsenin olmayışı yüzünün kasılmasına sebep oldu.

"şehrazat ?"

seslenmesi üzerine ses gelmeyince uyuyor olabileceğini düşünerek ışığı kapattı ve odadan çıktı. adımlarını merdivenlere yönlendirdi. yavaş ve bir o kadar dalgın adımlarla küçük basamakları aştı ve odasına doğru ilerledi , o an yerinde durup omzunun üzerinden arkada kalan odaya baktı. içine yavaşça işleyen sıkıntıya bir anlam veremeden adımlarını o kapıya yönlendirdi , kapıyı açıp içeri doğru bir adım attığında kaşları derince çatıldı. elini atik bir hareketle düğmeye götürüp cılız ışığın odayı aydınlatmasına izin verdiğinde gözlerine ilişen bomboş koltuk içinde yükselen endişeye sebep olmuştu. odadan çıkıp koridora göz attı

"şehrazat ?"

sesi koridorda yankılandı , kendi sesinden başka hiç bir sesi işitmedi. elini cebine atıp telefonunu çıkardı ve arayıp kulağına götürdü , gelen telefon sesi ile hızlı adımlarla merdivenlerden indi ve sesi takip etti. mutfağa girdiğinde karanlıkta parlayan ekran gözlerine çarptı , masanın üzerinde duran ve öylece çalan telefon sinirli bir nefes almasına neden oldu. masada ki telefonu eline alıp mutfaktan çıktı.

"şehrazat nerdesin ?!"

aklına gelen son ihtimalle banyoda olabileceğini düşündü. hızlı adımlarla merdivenleri aşıp banyonun önünde durdu elini kapı koluna attığında bir an için yanlış bir şey görmemek adına durdu.

KARANLIĞIN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin