🌏 1.7 without a heart

3.8K 342 153
                                    

Amaçladığım etkiden çok daha fazlasına ulaştığımda masadaki gerginliği bölüp bölmemekte tereddüt eden garsona bakıp kahve istediğimi işaret ederek gülümsememi hiç değiştirmeden bakışlarımı tekrar Reb'in yüzüne çevirdim.

"Sen---nerden-nasıl biliyorsun?"

Burnumdan verdiğim kısacık bir nefesle göz bebekleri kocaman olurken daha fazla dik duramayıp sırtını sandalyesinin arkasına tamamen yasladı.Bardağıyla oynamayı kesmiş ama elini oradan çekmemişti.

"Yoksa  .... Yoongi mi söyledi?"

"Neden benden saklayacağını düşündün ki?"

Birazcık yalanın zararı olacağını sanmıyordum,ki bu daha başlangıç sayılırdı.Ne derler bilirsiniz,savaşta her yol mübahtır.Yoongi'yi aramayı aklına getirirse sıçtığımın resmidir,diye bir özlü söz de vardı ki kafamın içinde dolanıp ellerimin titremesine sebep oluyordu.İçinden yükselen öfkeyi nereye yönlendireceğine karar vermesine fırsat bırakmadım.

"Tahmin ettiğinden daha çok şey bildiğime emin olabilirsin.Buraya seninle bir anlaşma yapmak için geldim Rebekah."

Oltamı attım,bekliyordum.Yavaşça öne doğru yaklaştı,onu çok fazla hafife aldığımı bana kanıtladı.

"Aptal mısın? Sence beni bile bırakan Yoongi,üzülmeni umursamayıp sana her şeyi söylemekten çekinmiyorsa seni ne kadar yanında gezdirir sanıyorsun? "

Yutkundum.Elbette ki tıpış tıpış bildiklerini anlatmasını beklemiyordum,ama yoonginin beni de bir gün bırakabileceği düşüncesi hep ensemde yaşayan bir karabasan gibiydi zaten.

"Seni anlıyorum Reb.İnan bana..Canın yanınca tırnaklarını karşındakine geçiren birisisin.Sana ondan vazgeç demeye gelmediğimi umarım tahmin etmişsindir.Yalnızca, hala merak ettiğim bazı şeyler var ve senin bana anlatabileceğini düşündüm."

Beni ciddiye almıyormuş gibi gülüp,bardağında kalan içkiyi tepesine dikti ve bardağı garsona gösterdikten sonra tekrar bana baktı.Çakırkeyif olması benim işimi kolaylaştıracağı için ona engel olmadım.Çok fazla konuşursam bir şeylerin ters gitmesinden korktuğum için usluca cevabını bekledim.

"Seninle anlaşacağımı nereden çıkardın merak ediyorum?"

"Ben de yoonginin neden seni değil de arieni sevdiğini merak ediyorum."

Elinde çevirmeye devam ettiği bardak aniden durdu.Gözlerini kısmış bana meydan okumaya çalışırken savunma pozisyonuna geçmesi gerektiğini anlamıştı.Hazır ilk darbenin etkisiyle sallanıyorken toparlanmasına fırsat vermeden konuşmaya devam ettim.

"Ve bunu bana en iyi anlatabilecek kişinin sen olduğunu düşündüm.Ama çok istiyorsan Arien'i de çağırabilirim? Sugazedeler olarak bu yuvarlak masanın etrafında hoş gözükebiliriz?" 

Dolgun dudaklarını aralayıp gereğinden fazla geniş bir şekilde gülümsedi,ama hayatımda gördüğüm en samimiyetsiz gülüş bu olabilirdi.Beni ciddiye almadığını sandığımda telefonumu blöfümü desteklemek için elime aldım.Mesajlar kısmına girdim ve Yoongi'den bir mesajım olduğunu gördüğümde hayretle dikkatimin dağılmasına hükmedemeyerek mesajı açtım.

"Kahve içmek istiyorum."

Bulunduğum ortamı kısa bir süreliğine unutup ona mesaj yazmaya koyuldum.Parmaklarım benden habersiz hareket etmişti.

"Demek beni görmek istiyorsun? Ben de seni özledim Yoon."

Telefonu kilitleyip başımı kaldırdığımda karşımda öfkeyle alev alev olmuş bir çift göz görmek bütün tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu.Yüzümde ne zaman yerleştiğini bilmediğim gülümseme donup buz parçası gibi kırıldığında,yenilenen içkisini başını yan tarafa çevirip içerken gözünden bir damla yaşın süzülüşünü izledim.Anında boşalttığı bardağı masanın kenarına hiç yumuşak olmayan bir biçimde koyup saçlarını düzeltti ve öne doğru ilerledi.Gözünden akan yaşı hissetmemiş gibi,silmeye tenezzül bile etmemişti.

Blue Morn ☁ mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin