Her ne kadar unutulmaz bir bölüm olsa da biraz zaman geçtiği için son kısmı hatırlamanız adına tekrar yazayım dedim kıhkıh ^^ Nefesler tutulduysa başlayalım 🖤
Medya; EDEN(이든) - I'm still [ herhangi bir tatlış romantik şarkıyla okuyabilirsiniz]
*
Kayan yıldızların yok olmadığını,yerçekiminden kurtulup sonsuz taneciğe bölünüp uzayda asılı kaldığını öğrendim.Bir gecenin sabaha ulaşışındaki o büyüyü izlemeyi her zaman dilemiş fakat hiç o kadar ayık kalamamış olan ben,bedeniyle bir bütün haline geldiğim bu erkeğin kolları arasında,aramızda insanlar engeller hatta kıyafetler bile bulunmuyorken benim evim olduğunu öğrendim.Ve bir şeyi daha...Yorgunluğu en zirveye ulaştığı an,uykuya yenik düşmek üzere olduğu bir an,şafak sökerken saçlarımın arasına silikçe dudaklarını bastırıp bana fısıldayışını...
"Akşamyıldızı* , seni seviyorum..."
*
Penceremden sızdığını tahmin ettiğim güneş göz kapaklarım kapalıyken bile gözlerimi alıyordu,her sabah, uykuya dalarken geceyi seyredebilmek için sonuna kadar açtığım bu perdededen sızan ışıkla uyanmıyor olsaydım kendi odamda olduğumdan şüphe edebilirdim,çünkü içgüdülerim bana uyandığım yerde yalnız olmadığımı hissettiriyordu.Evimdeki dipsiz bucaksız yalnızlığımın hüzün verici sessizliğine öyle alışkındım ki,bu his korkunç olması gerekirken bile bana iyi gelmişti.
Zihnimin kıpırdandığını hissettiğimde bedenimin henüz uyanmaya hazır olmadığını fark ettim,vücudumu kıpırdatmaya çalıştığımda belimdeki ağrı kısa süreliğine hareketimi kesip uykumu tamamen açtı,yine de gözlerimi açmayı reddederek yavaşça kıpırdandım.Uykumu tam alamamış olsam da üzerimde mükemmel bir rahatlama vardı,saat kaçta uyuduğumu düşünmeye çalışıyordum, banyo yaptıktan sonra uyuyakalmış olmalıydım ki bacaklarım ve kollarım tutulmuş gibi sızlıyordu.Bilincim yerine yerleşirken uykuya dalış anıma doğru zihnimde geriye gidiyordum ki- BURNUMUN UCUNA SICAK VE ISLAK BİR ŞEY HAFİFÇE DEĞDİĞİNDE HAFIZAMDAKİ TÜM TAŞLAR TİTREYEREK YERİNE OTURDU.HAYIR HAYIR...ŞAKA......
Ben gözlerimi açıp açmamakta kararsız kaldığım an kaşlarımı çatıp derin bir uyanış nefesi aldığımda bana fazla uzak olmayan bir mesafeden boğuk ve kalın sesli bir kıkırtı geldi,ardından burnumun ucuna temas eden ıslak şey amacına ulaşamadığı için patisini ağzıma koyup bütün suratımı yalamaya başladığında gözlerimi yavaşça açtım.
RÜYA DEĞİLMİŞ!
Suratımı yalamaya devam eden şey küçük kedi yavrusuydu ve kıkırtısını gizlemeye çalışan kişiyse onun sevgili sahibi Min Yoongi'ydi.Sızılar içinde olmasına rağmen manasız bir mutlulukla neredeyse havalanacak hafiflikte olan bedenim ve gördüklerimin bir bir yerleşmesiyle utanç duygum diğerlerinden sıyrılıp bana hücum eden ilk duygu olmayı başarmıştı.Hemen peşinden gelen mutluluk ve aptal aşıklık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Morn ☁ myg
FanfictionMavinin soğuğu temsil ettiği bu yalancı dünyada,mavi ateşin en sıcak ateş olduğundan bihaberdim. 'Madrugada' "Hm?" 'Şafak sökmeden önceki an,gece mi gündüz mü anlaşılmayan o an,portekizcede madrugada demek' Gü...