Medya; Lauv- The story never ends (piano version)
Birazcık kolları sıvadım ve hikayenin ilerleyişine yön vermeye başladım sanırım.Yorumlarınızla ve mesajlarınızla beni yalnız bırakmadığınız için koccaman teşekkür ederim öhöm hazır yazabiliyorken başka hikayeler de yayınlasam mı ne dersiniz? ^^ Okur muyuz genşleer,yorumlarda konuşalım bunu kk haydi okumaya^
*
İşaret parmağımla alnındaki dağınık saçların bir tutamını kıpırdatıp,suratına kondurduğum 8.öpücüğü de arsızca yanağının gözüne yakın kısmına bıraktığımda huzursuzca kaşlarını çatmıştı.Kendi kendime oldukça sessiz bir şekilde güldüm.Gerçekten uykusu bu kadar ağır bir insan olabilir miydi? Ondan önce uyandığım için kafamın içinde en sevdiğim şarkı çalarken onu doymak bilmeyen bir açlıkla seyretmiştim,ardından yüzünün dayanılmaz derecede tatlı gözükmesi üzerine kendimi tutamayıp burnunun ucunu,çenesinin kenarını,kaşının bitimini ve saçlarının köklerini,tam olarak konumunu veremeyeceğim dağınık şekilde haylaz öpücüklerimle donatmıştım.
Ama uykusu o kadar ağırdı ki,keyifli seyrimi bölmemişti,böylece dinlene dinlene öptüğüm yüzünün her bir köşesini izlemeye devam edebilmiştim.Dünyanın en mutlu sabahına uyanmış olabilir miydim? Boğazımdaki ağrıya ve burnumun kapalı olmasından dolayı güçlükle nefes almama aldırmıyordum,bedeni bana göre serin olan Yoon hala kolları bana dolanmış halde uyuyordu.Uyandığında inkar edeceğini bilsem de onu ne kadar mutlu bir uyku çektiğinden emin olacak kadar uzun süredir izliyordum.Karnımın ona tamamen yaslı olmasından dolayı içimde uçuşan kelebeklerin onu gıdıklayıp gıdıklamadığını düşünüyordum ki bu kez huylandığı bir yerden öpmem gerektiğini düşündüm çünkü sinirlenmiş bir şekilde çattığı kaşları tekrar hafifçe gevşemişti ve Yoongi uyurken onunla uğraşmak uyanıkken uğraşmaktan daha kolaydı bu yüzden uyanıp bana çatmasını istiyordum.
Çorapsız ayaklarımı hafifçe kıpırdattığımda onun ayak bileğine yanlışlıkla dokundum,benim ateşim düşsün diye incecik bir örtüyle uyuduğu için ayaklarının üşüdüğünü hissettim.Ve hafifçe uzanıp bu kez uyandırmayı amaçlayan derin bir öpücükle boynuyla kulağının kesişimine dokundurduğum dudaklarımı kıpırdatıp kokusunu da içime çektim.Geri çekilip başımı onun suratının önüne yastığa koyduğumda,bütün yüzü öfkeyle buruşurken çok komik gözüktüğü için tekrar kıkırdadım.Onu öpmeye hiç doyabilecek miydim? Peki kokusuna? Kollarını bana dolayışına?
"Bu ne ya...."
Benim sırtımda kalan kolunu yerini bulurmuş gibi kıpırdatıp işaret parmağıyla az önce öptüğüm yeri hafifçe kaşıdı.Demek ki huylandığı yeri bu kez tutturabilmiştim.Yeni uyanmış Yoongi'nin sesinin seksiliği diye bir film çeksem,ve uyandığında söylediği şeyleri kayda alıp yayınlasam inanın bana Grinin Elli Tonu'ndan daha fazla gişe yapardı.Aklımdan sapıkça düşünceleri uzaklaştırmaya çalışıp bu romantik anın tadını çıkarmaya odaklandım,ne de olsa bir kaç dakika içinde öküzlerin efendisi bir şey söyleyip bu anı berbat edecekti.
Şımarmış bir şekilde sırıtarak ona baktım,gözlerini bir süre daha yumup ardından güç bulunca açtı.Ayıkmakta zorlandığını düşünüyordum ama oldukça derin bir uykudan tek seferde göz açmakla uyanmıştı.Kıpırdanıp benden uzaklaşmak için davrandığını gördüğümde hafifçe öksürüp yatağın zaten ucunda olmasına rağmen kenara doğru kaymaya çalıştı.Koluna dolanan çarşafa kısık bir küfür savurduğunda hayretle ona baktım.
"Yoon neden çarşafla ilgili böyle kötü emellerin var? Yeni uyanan birisine göre ne kadar da...keyiflisin(!) Hiç uyuyamadım yalanlarına sığınma.Saatlerdir bebek gibi uyuduğunu biliyorum.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Morn ☁ myg
FanfictionMavinin soğuğu temsil ettiği bu yalancı dünyada,mavi ateşin en sıcak ateş olduğundan bihaberdim. 'Madrugada' "Hm?" 'Şafak sökmeden önceki an,gece mi gündüz mü anlaşılmayan o an,portekizcede madrugada demek' Gü...