Medya;Amy Lee- Speak To Me
Sınav haftamın ortasında özenle yazdığım bu yeni bölüme,özellikle son kısma bir sürü yorum istiyorum ona göre,hazırsanız başlayalım? Biraz karışık olabilir lütfen müzikle ve yavaş yavaş okuyun :')
" Ah. Arven , fil yavrusu, akşamyıldızı - benim için, bunların ve daha fazlasının,bu hayattaki bütün seslenişlerin anlam bulduğu tek şey...
Bunu izliyorsan eğer *dişlerini sıkıca birbirine bastırdığında şah damarıyla beraber tüm çenesi kasıldı ve tekrar yutkunup pembeleşen dudaklarını ıslattı*
eğer bunu izliyorsan ufaklık, her şeyi batırmışım ve sana adamakıllı bir veda bile edememişim demektir."
&
Bogum arabayı tekrar çalıştırdığında şaşkınlığımı atamadığım için gözlerimi ekrandan çekememiştim,arabayı tam tersi istikamete çevirdi ve hiç düşünmeden hızla sürmeye başladı.İçimde kaynağını bulamadığım bir korku baş gösterdiğinde kendimi bir şeyleri çok yanlış yapmışım gibi hissettim,bir şeylere geç kalmış gibiydim.Bogum bana dişlerinin arkasından şunları söylemekle yetindi.
"Seni,izlemeyi bitirdiğinde, olmayı dileyebileceğin yere götürüyorum."
&
"Arven,benim için neler ifade ettiğini sana nasıl anlatabileceğimi hiçbir zaman bilemedim,üstelik henüz ben bile neler ifade ettiğini tam olarak anlayamamışken bunu sana nasıl anlatabilirdim ki?
Beni kendimden bile iyi tanıdığın için,hayatıma en korkunç döneminde girdiğin için,seni bir şarkıyla anlatsam incinecektin,sana bir mektup yazsam incinecektin, çünkü daima Arien'in, Reb'in ya da birilerinin gölgesi altında yaşamak zorunda kaldın.Sana yalnızca sana ait olduğumu hiçbir zaman hissettiremedim,biliyorum,en başında seni uyarmıştım dememin bir mazeret olmadığını da biliyorum, çünkü, en az ben de senin kadar istedim.Yanımda olmanı,ellerimi tutmanı, küçük bir fil yavrusu gibi ayaklarıma dolaşmanı, benimle olmanı...Bu dünyada Arven'i,onun güzelliğini,gülümsemesini,onun göğsüne sığmayan kocaman cesur kalbini,boyundan büyük sevgisini anlatabilecek herhangi bir şey bulamadım.Seni yalnızca yaşamanın anlatabileceğini fark ettim,seni anlamak yalnızca seni yaşamakla mümkün,yani ben sana olan aşkımı yalnızca yaşayarak anlatabilirdim,bu yüzden sana bıraktığım son şey bu video ve ben---
Evet,doğru duydun ufaklığım,beni kendine aşık etmeyi başardın.
Uçsuz bucaksız heyecanını ve çocuklar gibi özgürce gülmeni,ara sokaklarda yürümeni ve o çok sevdiğin gökyüzünün altındaki sarı sokak lambalarının altında seni öpmeyi,ben içinde senin olduğun bu anlar sayesinde bu hayatı yaşadım diyebiliyorum.İçimde binlerce kendim varmış da senin elini tutan Yoon,en sahicisiymiş gibi hissettim.
Sana aşık oldum.Ama bunu sana anlatamadım.Bunu fark ettiğimde seni yanımda bulamadım.İçimdeki boşluğu dolduran sendin,ellerimi tuttuğunda pas tutmuş kalbimi çarptıran sendin,bilmelisin ki Arien'in çektirdiği bütün acıları birer birer silmeyi başardın,nasıl yaptın bilmiyorum,anlayamadım ama sevgilim,kalbimdeki enkazı kaldırıp atan sendin,sana bir an bile yalan söylemedim.Seni kendime inandırmamın hiçbir yolu var mı bilmiyorum,ama geçen her gün,gece çöktüğünde bütün yıldızlar sen oldun,gün doğarken gökteki kızıllık sen oldun,zaman geçerken farkına varamadan günışığı sen oldun.Hayatımı yavaş yavaş kaplarken sen,yokluğunun ihtimalini bile aklıma getirmedim.
Yanında başka bir adamı görene kadar beni bırakabileceğini hiç düşünmedim.Sanırım Min Yoongi olmanın laneti bu,sevdiğim kadınların yanında başkasını görene kadar ne hissettiğimi anlayamıyorum.--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Morn ☁ myg
FanfictionMavinin soğuğu temsil ettiği bu yalancı dünyada,mavi ateşin en sıcak ateş olduğundan bihaberdim. 'Madrugada' "Hm?" 'Şafak sökmeden önceki an,gece mi gündüz mü anlaşılmayan o an,portekizcede madrugada demek' Gü...