Medya;Kream -Talking to the moon
Biraz fazla ayrıntıya girmiş olabilirim ama bir süre yb yazamayabileceğim için size feels dolu bir bölüm getirdim,öhöm umarım severek okursunuz ve büssürü yorum yaparsınız 💙 +18 içerikten rahatsız olacak olan varsa okumayabilir kıhkıh ^^ geri kalanlara iyi okumalar :*
dipnot*akşamyıldızı=arven isminin anlamı.
"Seni çok fazla ağlattığım için beni bağışla.Seni ağlatmanın beni mahvettiğini bil ve ufaklık,hak etmediğimi bildiğim halde,beni bağışla..."
*
Göz kapağımın üzerinde hissettiğim bir tüy kadar hafif olan öpücüğün,yıllardır omuzlarımda taşıdığım bir ağırlığı yok etmesine izin verdim.Sevildiğini hissetmenin dayanılmaz hafifliği benim yirmi yıllık ömrümde her gece uyumadan önce düşlediğim ama gerçeğiyle kıyas edilemeyecek kadar basit kalan hayallerimin gerçekleştiği bir andı.Kirpiklerimi öpen bir adamın karşısında duruyor olmak bana bir masal kadar gerçeklikten uzakmış gibi geliyordu.Bütün o masalsı anların tamamının asıl büyücülüğü nabzınızın attığı kadar gerçek olması ve nabzınızın attığının size kanıtlayabileceğinden çok daha kesin bir şekilde hayatta olduğunuzu ispatlamasıydı.
Min Yoongi'nin hafif nemli dudaklarının gözümden düşen yaşların izlediği yolu izlemesiyle bütün gözeneklerim birer birer açılıyormuşçasına tüm bedenimin ürpermesini hissettim,benimle birlikte iki eli de elbisemin üzerinden tuttuğu kollarımın titreyişiyle Yoongi de bunu hissetmiş olmalıydı.Bana ne yaptığının pekala farkındaydı ve bunun üzerimdeki etkilerinin hiçbirini kaçırmaya niyeti yok gibiydi.
Bana dokunuşu öncekilerden farklıydı,daha önce tutup hayatının dışına sürüklemek için ya da kenara geçirmek için tuttuklarından çok çok farklıydı.Bunu nasıl yaptığını anlayamayacak kadar tecrübesiz olan ben ve ne yaptığını çok iyi bilen bir adet baş döndürücü Min Yoongi.Gözden damlayan hüzünlü bir damlanın elbet dudaklara ulaştığını bildiğim için kalbimin gerçekten kanatlanıp göğsümü delebileceğini düşündüğüm o anda,o en yakın olduğu ama en yavaş olduğu anda,dudaklarının neredeyse benimkilere temas etmek üzere olduğunu hissettiğim o anda konuşmaya benzer bir mırıltı çıkardım.
"Bana bunu...neden- yapıyorsun?"
Kollarımdan tuttuğu elinin birisini bel boşluğuma yerleştirip havalanmak üzere olduğunu sandığım ayaklarımın yere basmasına yardımcı oldu.Baş dönmem fiziksel olmaktan çok uzaktı,mental bir baş dönmesiyle nasıl başa çıkılacağını da en iyi buna sebep olan kişi bilebilirdi.Yoongi beni belimden tutup kendi bedenine tekrar olabildiğince yasladığında artık kaçınılmaz sonun geldiğini bilip çaresizce onu beklemeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Morn ☁ myg
FanfictionMavinin soğuğu temsil ettiği bu yalancı dünyada,mavi ateşin en sıcak ateş olduğundan bihaberdim. 'Madrugada' "Hm?" 'Şafak sökmeden önceki an,gece mi gündüz mü anlaşılmayan o an,portekizcede madrugada demek' Gü...