Jeong Eunji-You're my garden
ÖNEMLİ NOT: Yeni bölümün asırlardır gelmediğini biliyorum ama size sebeplerimin bir kısmını açıkladığım için beklemenizi istiyorum *-* Uzun bir ara olduğu için önceki bölüme bir bakıp öyle yeni bölümü okumaya geçerseniz daha iyi olur,gerçi sizi biraz şaşırtıp biraz kızdıracağını bilsem de hikayenin beklenen gidişatını epey bir değiştiriyorum,biraz karmaşık bir comeback ile sizlerleyim.Umarım severek okursunuz,neyse uzatmayayım öhöm fkjlks bolca yorumlarınızı istiyoruuum ^^
ve dipnot:sizi gerçekten çok çok çok fazla seviyorum.özellikle bu süreçte sürekli mesaj atanlarınızı kkk :')
*
**
Yoongi gülerken uzun bir nefes çekip toparlandı.
"Ah,sözlerimi tutmaya nerden başlasam...birlikte 24 saat geçirme işine ne dersin?"
Yere eğilip yavru arveni kucağıma aldığımda,sugar çoktan Yoongi'nin pantolonuna tırnaklarını geçirerek tırmanmaya başlamıştı bile,minik patisini önce öpüp ardından havaya kaldırdım ve Yoon'a doğru salladım.Yoon! Benim Yoon'umsun diye bağırıp tek ayak üzerinde sekerek odayı dolaşmak istesem de bacaklarımın arasındaki ve belimdeki sızı şeklindeki ağrı bana engel oluyordu.
"Biz varız!"
Yoongi de dilini damağına çarparak cıklatırken tırmanma konusunda başarısız olan kediciği kolaylıkla pantolonundan söküp havaya kaldırdı ve başını geriye doğru eğip sugarın suratına aşağıdan bakmaya başladı.Kaşlarını çatıp yavru kediyle göz göze gelmeye çalışırken bana mutluluk vermesi benim ona nasıl çarpıldığımın kanıtı olmalıydı.Dişlerini gösterip mırıldanırken gözlerini kediden çekmeden gülümsedi.
"Pekala... * havadaki ellerinin ikisini de yaramaz kediyi kucağında sakince tutmak için kullanırken aydınlık bakışlarını bana çevirdi ve göz bebeklerinde sihir gibi parıldayan ışıkların tekrar başımı döndürmesine sebep oldu.*
Bugün senin günün ufaklık,ne yapmak istiyorsun bakalım?"
*
**
***
****
Uzun uzun bir zaman sonra
Çeyrek yüzyıla yaklaşan hayatım boyunca yaşadığımı en çok hissettiğim gün olan o günün bile bana ait olmadığı gerçeğini bileklerimi uyuşturan ve beni güçsüz düşüren bir üzüntüyle karşılıyordum.Yaşarken bitmesinden ölesiye çekindiğiniz o mükemmel anlar ruhunuzda kıpırdanan bir kaç bulut varmışçasına bütün bedeninizin yumuşacık bir hafiflikle kaplandığı anlar,bir saniyesini bile unutmamak için gözlerini kırpmadığınızda sulanan göz bebekleriniz ve ıslanan kirpikleriniz,bunların hepsinin birer birer silinip,yerini kolaylıkla ciğerlerine beton dökülmüşçesine ağır hissedip,soluksuz kalabilmenize sebep olacağını o mükemmel olduğunu düşündüğünüz anlar bırakabileceğini asla düşünmüyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Morn ☁ myg
FanfictionMavinin soğuğu temsil ettiği bu yalancı dünyada,mavi ateşin en sıcak ateş olduğundan bihaberdim. 'Madrugada' "Hm?" 'Şafak sökmeden önceki an,gece mi gündüz mü anlaşılmayan o an,portekizcede madrugada demek' Gü...