Yarın sınavım olmasına ve hiç çalışmamış olmama rağmen yazmak isteğimi dizginleyemedim,öhöm,o yüzden umarım çok seversiniz,yorumlarınızı dört gözle bekliyor,sizi öpüyorum.
*
Konserden önceki gün son provayı yapıyorlardı,vokallerin kısmı tamamlandığı için sahnede ön kısımda ayakta duran Min Yoongi Chyper pt2 daki nefessiz kaldığı kısmı söylüyordu ve kendini gereğinden fazla verdikten sonra yumduğu gözlerini araladı.Hoseok ona yaklaşıp elini omzuna koyduğunda baktığı yere doğru gözlerini çevirdi ama bir şey göremedi.
"Çok çalıştın Suga.Kendini iyi hissediyor musun? Fazla mı terledin?"
Yoongi ağzından çektiği mikrofona rağmen,karanlık ve çok büyük olan konser alanının ilerisindeki giriş kapısına bakmaya devam ediyordu.Çok hızlı nefes alıp veriyor olsa da provadan memnundu.Son şarkı bu olduğu için diğerleri kulise geçmeye başlamışlardı bile.O da boştaki elini Hoseok'un omzuna yavaşça bir kaç kez vurup ardından gördüğünü sandığı şey yüzünden kendine gülerek kulise yöneldi ve Hoseok'a takılmayı da ihmal etmedi.
"Kendimi iyi hissediyorum anne.Yurda dönüp dinlendiğimde daha iyi hissedeceğim."
Jimin ve Taehyung giyinme kabini için kavga ederlerken,Hoseok ve Yoongi kulise yeni giriyorlardı.Jungkook ise onların boğuşmalarını videoya alıyordu.Namjoon ise köşede hala bir kaç dans hareketini doğru yapmak için çabalıyordu.Seok Jin ise....Ah aman tanrım , giyinme kabinine kadar sabredememiş olmalı ki üzerindeki terden ıslanmış şeyi çıkarmış yarı çıplak şekilde köşedeki atıştırmalıklardan yiyordu.Ve kulisin sahne kapısının tam çapraz arka tarafında kalan kapıdan girdiğimde hepsi yaptığı işi anında bırakıp oraya giren yabancı cisme odaklandı.Evet,öhöm o cisim ben oluyorum.
"Hey! Kuşlardan çok çalıştığınıza dair haberler aldım ve yemek yiyip güçlenmeniz için* elimdeki koca poşette hala sıcak olduğunu belli eden koca paketle etleri arkamdan çekip havaya kaldırdım ve salladım* size et getirdim! "
Jungkook'un elindeki telefonu unutup bana doğru koşmasıyla bir an sarılacağını sanmıştım ki elimdeki poşetlere yönelip ışıl ışıl parlayan zeytin gözleriyle bana bakıp tatlı dişlerini göstererek heyecanla konuştu.
"Ahh,sanırım başka bir şey dilesem olacakmış! Sen gerçekten....Mükemmelsin noona!"
Diğer çocukların da hevesle kıpırdaşmasını izlerken,sırılsıklam bir şekilde bana bakan Yoongi'ye çaktırmadan baktığımda o nedense bundan hiç memnun kalmış gözükmüyordu.Seokjin ise üzerinde hiçbir şey olmadığını fark etmeyip bana doğru yürüyene kadar odadaki herkes yemek için heyecanlı ve kıpır kıpırdı.Onu o halde gördüğümde istemsiz bir şekilde bakışlarımı Yoongi'den çekmiş bulundum.Çünkü gerçekten büyüleyici bir heykel kadar yakışıklı gözüküyordu.Her genç kız kadar benim de kalbim pır pır ettiğinde afallamış bir şekilde nasıl bu kadar iyi gözüktüğünü düşünüyordum ki bir anda ışıklar kapandı ve simsiyah bir perdenin gözüme indiğini sanarak neredeyse mızmızlanıp itiraz edecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Morn ☁ myg
FanfictionMavinin soğuğu temsil ettiği bu yalancı dünyada,mavi ateşin en sıcak ateş olduğundan bihaberdim. 'Madrugada' "Hm?" 'Şafak sökmeden önceki an,gece mi gündüz mü anlaşılmayan o an,portekizcede madrugada demek' Gü...