Katy dışarıdan gelen nal seslerini duyunca kitabı bırakıp hemen eteklerini toplayarak arabanın kapısına yöneldi.Aceleyle merdivenlerden indi.Arabadan inip Paulün yanına geldiğinde ormanın içerisinden onlara doğru yaklaşan bir at gördü.Biraz daha yaklaştıklarında ise üzerindeki uzun boylu, esmer adamı görüp,çığlık atmamak için zor tuttu kendini.Adam yaklaştıkça sevinçten ağlayacağını hissediyordu Katy.
O bir iki dakika öyle hızlı geçmişti ki karşısında duran yakışıklı adamın ne zaman dizginleri çekip, atı durdurup, attan indiğini bilmiyordu.
Dük o kadar mutluydu ki karşısındaki genç kadın söylememiş olsa da Charliyi bulduğunu hissediyordu.Bunu kadının sevinçle ve umutla bakan güzel gözlerinden anlamıştı.
Katy hemen yüzüne kibar bir gülümseme yerleştirdi.
-''Merhaba ben Katy Grey.''
Dükün gözleri bir an genç kadının gamzesine takıldı.Ama sonra hemen kendini toparlayarak;
-''Bende Brain Ferigler'' diyerek karşılık verdi.
Genç kız hemen konuya girmesi gerektiğini düşündü.
-''Dün burada arabacım ve ben beş altı yaşlarında bir ufaklığı baygın halde bulduk.Sizinde bu ufaklığı aradığınızı umuyorum.''
Dük genç kadının bekleyiş içindeki gözlerine bakışlarını sabitledi.Ses tonundaki sabırsızlık elle tutulur cinstendi.
-''Yiğenim dünden beridir kayıp.Köyün altını üstüne getirdik ama şimdiye kadar bulamadık.Durumu nasıl?Nerede şimdi? Hemen beni onun yanına götürün.''.
Katy bir an duyduklarından şüphe etti.Karşısındaki adamın küstahlığına inanamadı.Hem ufacık bir çocuğa sahip çıkamıyordu hemde onu bulan kişiye minnet duyacağına emir veriyordu.Bu adam kendini İngiltere kralı falanmı sanıyordu? Sinirlerine hakim olmaya çalışarak konuşmaya başladı. Adamı terslememek için kendini zor tutuyordu.
-''Sakin olun çocuk şuan benim evimde.Ve başında da doktor var.Endişelenecek birşey yok.''
Dük birşey söylemeden arkasını dönüp atına atladı.Dizginleri eline aldı.
-''Ben sizi takip edeceğim.Acele edelim.''
Kız şaşkın şaşkın bakarken kendisininmi çok fazla abarttığını yoksa adamın gerçekten kibirli soytarının biri gibimi davrandığını anlamak için dönüp arabacısı Paul'ün yüzüne baktı.Paulün sinirli yüzü ona dönünce gözlerini düke dikip
-''Beyefendiyi daha fazla bekletmeyelim Paul'' diyip arkasını dönerek arabaya bindi.
Dük genç kadının beyefendi derken takındığı ifadeye, vurgulu sesine ve bakışlarına inanamamıştı.İlk kez bir insan onu açık açık haklıyordu.
Arabayı takip ederken ne kadarda cesur ne kadarda güzel diye düşündü.Sonra kendisine çeki düzen vererek neden bu kadar etkilendiğini düşündü.Etrafında binlerce güzel kadın vardı zaten. Sadece kızın cesareti şaşırmıştı onu.
Birde içten bakan gözleri..
Araba yavaşlayınca Katy arabadan inerek adamın nerede olduğuna baktı.Attan inmekte olduğunu görerek yanına doğru yürüdü.
-''Beni takip edin'' dedi pekte yumuşak sayılmayacak bir tavırla.
Tam kapıdan girerlerken hizmetçisi Lucynin sesiyle duraksadılar.
-''Hoşgeldiniz hanımefendi.Doktor Franklin kapıdan içeriye girer girmez Bay miniğin kendine geldiğini söylememi istedi.''
Sözlerinin ardından arkadan giren yakışıklı adamı görüp kızardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
RomanceKorkuyordum.Ama bu korkunun sebebi o içime girerken çekeceğim acı değildi..Onu memnun etmek istiyordum.Yanlış bir şey yapmak istemiyordum.Üzerime doğru uzandı.Bunun üzerine gözlerimi kapadım.Gözlerimi kapamamla onun alnını alnımda hissetmem bir olmu...