İki gün sonra baloya gitmek için hazırlıklar başlamıştı.Dükün anneside artık evine gitmeye karar vermişti.Ellayla Patrickte aynı şekilde evlerine gitmeye karar vermişlerdi.Hepsi birlikte gidecekti Londraya.
Bu balo saçmalığı yetmezmiş gibi birde dükün annesi balonun ardından Katyyi kendi evinde bir kaç gün misafir etmek istediğini söylemişti.Katynin itiraz edeceğini anladığındada ''İtiraz istemiyorum kızım.'' diyip konuyu kapatmıştı.
Şimdi Katy aynanın önüne geçmiş yansımasına bakıyordu.Ama aynada kendini gördüğünde gözlerine inanamadı.
Aynadaki kadın menekşe mavisi,kolları bileklere doğru bollaşan kıyafeti içerisinde göz alıcı görünüyordu.Saçlarının iki yanından birer tutam alınıp kıvrılarak arkasına tutturulmuştu.Taktığı pırlanta tokalar sayesinde saçları ışıltıyla parıldıyordu.Gözleriyle kıyafetin renginin uyumu gözlerinin dahada ön plana çıkmasını sağlıyordu.Rose'un sesiyle birlikte dikkati dağıldı.
-''Güzelliğiniz göz kamaştıracak Katy hanım.''
Katy bu iltifata sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi.Ardındanda odanın kapısına yöneldi.
Merdivenlerden inerken herkesin onu beklemekte olduğunu gördü.Onu görünce hepsi kafalarını kaldırıp hayranlıkla baktılar Katyye.
Katy yanlarına gidince dükün annesi gülümseyerek ''Şahane..'' diyerek süzdü Katyyi.
Ella hemen öne çıktı.
-''Çok güzel olmuşsun Katy.'' .
Katy mahcup mahcup baktı ikisinede.
-''Teşekkür ederim.''
Sonra bakışları dükle birleşti.Dükün suratındaki beğeniyi görünce içinde bir şeylerin kıpırdaması garibine gitmişti.
Patrick ''Haydi güzel bayanlar yola çıkalım artık.'' diyince hepsi dönüp ona baktı.Ama Patrick garip bir şekilde onlara değilde Braine dikmişti gözlerini.Gözlerinde de muzip bir parlaklık vardı.
Katy dükün annesininde onların olduğu arabaya binmesi için içinden dua ediyordu.Dükle tek kalmak istemiyordu.Ama evden çıktığında karşısında üç tane araba görünce bütün hayalleri suya düştü.
Hepsiyle vedalaşıp arabaya doğru bindi.Hepsiyle vedalaşmıştı çünkü onlar direk baloya gideceklerdi.Dükün annesinin evine uğramayacaklardı.O işi dönüşe ertelemeye karar vermişlerdi.Gerçi karar vermek denemezdi mecbur kalmışlardı demek daha uygundu.
Katy arabaya bindikten bir iki dakika sonra dükünde binip karşısındaki koltuğa oturduğunu gördü.Salondayken dükü inceleme fırsatı bulamamıştı.Şimdi karşısına geçip oturunca onu incelemeye başladı.
Krem renkli pantolana bürünmüş uzun kaslı bacakları,kahverengi ceketi ve krem rengi ipek gömleğiyle gerçekten yakışıklı görünüyordu.Sonra hayır dedi sadece yakışıklı değil çok yakışıklıydı.Katy ona bakınca gözlerini başka tarafa çevirmek istemiyordu.
Araba hareket etmeye başlayınca gözlerini dükten ayırıp pencereye çevirdi.Havanın hafif rüzgarlı olması işine geliyordu.Çünkü kıyafeti kadifeydi.
Arabanın havası o kadar gergindi ki Katy yürüyerek gitmeyi tercih ederdim diye geçirdi içinden.Pencereden dışarıya bakıyordu ama dükün bakışlarının üzerinde gezdiğini hissedebiliyordu.Bundan rahatsızlık duyuyordu.
O anda dükün annesinin anlattığı anı geldi aklına.Lanet olsun.Lanet olsun hayır gülmemeliydi.Sakın Katy sakın.Kendine engel olmaya çalışsada çoktan omuzları titremeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
RomantizmKorkuyordum.Ama bu korkunun sebebi o içime girerken çekeceğim acı değildi..Onu memnun etmek istiyordum.Yanlış bir şey yapmak istemiyordum.Üzerime doğru uzandı.Bunun üzerine gözlerimi kapadım.Gözlerimi kapamamla onun alnını alnımda hissetmem bir olmu...