Merhabalar :))
Yeni bölümü sonunda yazabildim.Artık bölümleri iki günde bir yayınlayamayacağım malesef.YGS ye 20 gün kaldı ve felaket stresliyim şu günlerde.Kendimi odaklayamıyorum.Bütünlenemiyorum.Bu yüzden vakit bulduğum zamanlarda kısa kısa yazıp bir bölüm oluştuğumda yayınlıyorum.Her hafta bir bölüm atabiliyorum artık.Neyse yeter tutmayayım sizi bölüm aşağıda :)) İyi okumalar.Sizi seviyorum.
He votelemeyide unutmayın lütfen.Emeğin karşılığını vermek gerekir değil mi?:))
Katy dikiş odasında oturmuş,kasnağı eline almış,nakış işliyordu.Aslında en nefret ettiği şey nakış işlemekti.Ama bir ümitle kafasındaki düşünceleri kovacağını düşündüğü için denemeye karar vermişti.Kendini başka şeylerle meşkale ederse dükü bir dakikalıkta olsa aklından çıkartabilmek için çabalıyordu.
Brain gideli iki hafta olmuştu ama Katyye neredeyse iki ay gibi gelmişti.Günler geçmiyordu sanki.Geçen günlerde sıkıcıydı.
Katy bu iki haftanın bir haftasını evinde teyzesi ve eniştesiyle geçirmiş ardından da düğün hazırlıkları için tekrar Londraya yani dükün annesinin evine dönmüştü.
Bu iki hafta içerisinde bir çok duyguyu yaşamıştı.Sıkıntı,yorgunluk,kaçıp uzaklaşma isteği..
En önemlisi ve en kötüsüde özlem..
Braine karşı duyduğu özlem..
Bu duyguyu kabullenmek istemiyordu ama gözlerinin sürekli yeşil gözleri,yamuk gülüşü aramasının yada kulaklarının o tok sesi duymak istemesinin başka bir sebebi olmadığını biliyordu.
Lanet olsun ki biliyordu.
Onu özlemişti..
Bu düşüncenin beyninde yankılanmasıyla elindeki iğneyi sinirle kasnağa batırmaya başlamıştı.
^^
Brain arabanın içerisinde oturmuş,sabırsızlıkla ayaklarını sallıyordu.İtalyadaki işi bittiği için eve erken dönüyordu.
Aslında biraz daha kalıp Katyye zaman tanımak istiyordu.Yalnız kalmasını sağlamak istiyordu ama gözlerini her kapadığında karşılaştığı mavi gözler karşısında daha fazla sabredememişti.
Katyyi deli gibi özlemişti.
Cadısını deli gibi özlemişti.
Tanrım! Bu kadın ona ne yapmıştı?
İlk kez bir iş dönüşünde bu kadar sabırsız bu kadar heyecanlıydı.Yeni yetme delikanlılar gibi dayanamamış yola koyulmuştu.
Çok değil sadece bir yıl önce birisi ona bir gün bu hallere düşeceğini söyleseydi kahkahalarla güler geçerdi.
Arabanın durmasıyla geldiklerini anladı.Adeta uçar gibi inip malikaneye doğru yürüdü.
Salona girdiğinde annesini gördü.Bir koltukta oturmuş dikkatini elindeki bir şeye vermişti ama arkası düke dönük olduğu için neyle uğraştığı meçhuldü.
Genç adam gülümseyerek yanına gitti.
-''Hanımefendi oğlunuzu özlemişsiniz diye duydum.Dayanamayıp hemen yola koyuldum.''
Jarnie Ferigler'ın arkası dönük olduğu için oğlunun yüzünü görememişti.Tok sesi kulaklarına gelince heyecanla hemen ayağa kalkıp,elindeki dergiyi masaya bıraktı ve oğluna yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
RomanceKorkuyordum.Ama bu korkunun sebebi o içime girerken çekeceğim acı değildi..Onu memnun etmek istiyordum.Yanlış bir şey yapmak istemiyordum.Üzerime doğru uzandı.Bunun üzerine gözlerimi kapadım.Gözlerimi kapamamla onun alnını alnımda hissetmem bir olmu...