24.Bölüm

19.4K 1.1K 11
                                    

Katy arabanın yavaşça durduğunu hissedince geldiklerini anladı.Dükün anlamlı konuşmasının üzerinden neredeyse yarım saat geçmişti.Katy o konuşmadan sonra dük gibi çıtını dahi çıkarmamıştı.Hiç bir şey söylemeden sessizce dışarıya doğru çevirmiş ve kararlılıkla sabitlemişti bakışlarını.

Genç kadın arabadan inmek için eteklerine uzanırken kafasınıda dükün olduğu tarafa çevirdi.O an şaşkınlıkla bakakaldı.

Dükün başı yana düşmüş,kirpikleri yanaklarına değiyordu.Katynin gözleri bir an hayranlıkla süzdü genç adamı.Uyurken o kadar masumdu ki..

Küçücük bir çocuk gibiydi şu haliyle.Keskin hatları yumuşamıştı.Yanaklarına değen kirpikleri bir kadını kıskandıracak derecede uzundu.

Genç kadın bu halini gördükçe ona olan bütün nefreti törpüleniyordu sanki.Hatta ellerini kaldırıp saçlarını okşamak istiyordu.

Lanet olsun.Onu zalimce kullanan bu adama karşı nasıl böyle hissedebiliyordu.Elinde olsa beynini çıkartıp avucunun arasında sıkmak,parça pinçik etmek isterdi.Sonra hayır diye düşündü içinden.

Beynimi değil..Kahrolası kalbimi..

Kafasını savurup bu saçma düşünceleri uzaklaştırırken dükü uyandırması gerektiğini hatırladı.

Eliyle yavaşça omuzundan dürttü genç adamı.Ama hiç bir cevap alamayınca daha da sert dürtmeye başladı.Hatta sarsmak demek daha doğru olurdu.Sonrada uyanacağını bildiği için arkasına bakmadan hızlı adımlarla arabadan indi.

Dük bu sarsılmayla kıpırdandı.Vardıklarında arabacının canını okuyacaktı.Aptal adama özellikle yavaş gitmesi,acele edip arabayı sarsmamasını söylemişti.O kadar tembihlediği halde kafası basmıyor muydu bu adamın?

Uyku mahmurluğuyla sinirle gözlerini açtı.O an beyninin idrak ettiği gerçekle panikledi.Katy..

Ortalarda yoktu ve araba durmuştu.Hışımla ayağa kalkıp arabanın kapısına yöneldi.Ama karşısında ona bakmakta olan mavi gözleri görünce rahatladığını hissetti.Sonrada arabadan inip genç kadının yanına yürüdü.Yüzünde mahçup bir gülümseme vardı.Bütün yol boyunca nasıl uyudum lanet olsun diye kendini lanetlemeyi de ihmal etmiyordu içinden.

-''Arabanın sarsılmasından rahatsız oldun mu?''

Katy dükün bu sorusu üzerine şaşırdı.Çok saçma bir soruydu.Araba bu tabi ki sarsılacaktı.Ama ona rağmen hayatındaki en rahat yolculuk heralde bu olurdu.

Arabacının hassasiyetine hayran kalmıştı.Genelde araba tutardı Katyyi.

Her yolculuktan sonra hafif bir mide bulantısı,bir baş ağrısı hissederdi.Şimdiyse gayet iyiydi.Tam ağızını açıp düke cevap verecekken arabacının onlara doğru geldiğini gördü.Arabacı yanlarından geçip gidecekken dükün sesiyle durmak zorunda kaldı.

-''Sana kaç defa tembihledim ben yavaş sür diye?'' Bunları söylerken sesi tehlikeli çıkıyordu.

Zavallı arabacı ne diyeceğini bilemiyordu.Zaten yeterince yavaş sürmüştü..Üç saatlik yolu neredeyse beş saatte gelmişlerdi.Titreyen sesiyle konuşmaya başladı.

-''A-Ama dük hazretleri zaten ya..''

Cümlesini bitiremeden Katy araya girmişti.Yüzünde samimi bir gülümsemeyle konuşmaya başlamıştı.

-''Gerçekten hayatımdaki en mükemmel yolculuktu.Teşekkür ediyorum size.''

Bu sözleri duyan arabacının yüzündeki duygu karmaşası belli oluyordu.Ne yapacağını bilemeyerek kafasını mahçupça eğdi.

-''Gidebilirsin.''

Dükün sesini duyunca hızla yanlarından uzaklaşmaya başladı.

Dük şaşkınca Katyye döndü.Katyye döndüğü anda genç kadının yüzündeki gülümseme kayboldu.Gözlerindeki bakışlarda bir şey vardı.Gizemli bir parlaklık..

-''Bu yolculukta rahatsız olduğum tek şey sizin horlamalarınızdı dük hazretleri.''

Bu sözleri sarf ettikten sonra arkasını dönüp eve doğru ilerlemeye başladı.Gülmemek için kendini zor tutuyordu.Omuzları sarsılıyordu.Şu haldeyken gülmesi,gülebilmesi garipsenecek  şeydi.Ama dükün suratındaki ifade gerçekten komikti.Böyle heybetli bir adamın suratının öyle bir hal alması gülünecek şeydi.

Dük donmuş bir halde omuzları sarsılarak giden Katyye bakakalmıştı.Ne demişti bu cadı 'Beni rahatsız eden tek şey horlamalarınız mı?' 

Bu aklına gelince kendini tutamayarak şen bir kahkaha attı.Yalancı,küçük cadı..Güzel, küçük cadı..

Katy kapıda beklemekte olan uşağa selam verdikten sonra içeriye girdi.Neyseki dükün annesi yatmıştı.Şu an kimseyle konuşmak istemiyordu.Tek istediği yatağına çıkıp uyumaktı. Uşaktan odasını göstermesini rica etti.Ve hemen onun arkasından merdivenlerden çıkmaya başladı.Merdivenin en son basamağını çıkacakken dükün sesiyle duraksamak zorunda kaldı.

-''Katy konuşmamız gerek.''

Arkasına döndüğünde dük çoktan yanında belirmişti.Gözlerinide uşağa dikmişti.

Zavallı kadın mesajı almakta gecikmişti belli ki.Bir süre duraksadıktan sonra hızlıca yanlarından ayrıldı.Bakışları yaşlı kadından düke doğru kaydı.

-''Şu an konuşmak istemiyorum.Yarın konuşalım.''

Bunu söyledikten sonra dükün yüzüne dikkatle baktı.Vereceği tepkiyi merak ediyordu.

-''Olmaz Katy.Yarın buradan ayrılıyorum.İş için iki haftalığına İtalyaya gitmek zorundayım.''

Katy bunları duyunca bir garip hissetti kendini.Sanki gitmesini istemiyor gibiydi.Aslında bir tarafı gitmesi için yalvarırken,öbür tarafı gitmemesi için yalvarıyordu.İkilem yaşıyordu.Bir tarafta karşısındaki adamdan haklı olarak nefret eden,tiksinen Katy vardı.Diğer tarafta ise henüz kendisininde çözemediği aslında çözmekte istemediği Katy..

-''Ne konuşmak istiyorsun?'' 

Dük Katynin yüzünden ne kadar yorgun olduğunu görüyordu.Niyeti kısa kesmekti.

-''Sadece ben burada yokken kendini düğüne hazırla Katy.Evleneceğimiz gerçeğini kabullen.''

Bunları söylerken Katynin yüzüne dikkatle bakıyor,her mimiğini izliyordu.Genç kadının öfkeyle parlayan gözlerine tevazzuyla bakarken yumuşacık bir ses tonuyla konuşmasına devam etti..

-''Ne kadar acı çektiğini biliyorum.Bu acının kaynağı ben olsamda sana bir şey için yemin ediyorum Katy.Hayatım boyunca kendimi sana afettirmeye çalışacağım sevgilim.Bir gün beni affedeceğini umarak yaşayacağım.''

Bu sözlerin ardından Katy yüzüne alaycı bir gülümseme kondurdu.

-''Bende size bir şey için yemin ediyorum dük hazretleri.Asla ama asla sizi affetmeyeceğim.Sadık bir eş olmayacağım.''

Dük bu tehditkar sözler üzerine gülmek istedi.Ama bunu yaparsa karşısındaki kırgın kadını dahada inciteceğini biliyordu.Suratında ciddi bir ifadeyle Katynin tehditkar bakışlarını umursamayarak ona yaklaştı.

Ellerini boynuna koyup kendisine çekti genç kadını.Ardından da dudaklarını alnına götürerek öptü.Bir süre öylece kaldıktan sonra konuşmaya başladı.

-''Bu pek mümkün değil küçüğüm.Elbet bir gün benim sadık,sevgi dolu karım olacaksın.Üzgünüm..''

Bunları söylerken sesindeki gülümseme tınısını gizleyememişti.Genç kadının alnındaki dudakları hafifçe yukarıya kıvrılmıştı.

Katy sabırsızca kıpırdanmaya başlayınca dük kıkırdamamak için zor tuttu kendini.Hemen ardından bedeni ne kadar isyan etsede genç kadından uzaklaşması gerektiğini anladı.Son kez kokusunu içine çekerek,duygu yüklü bir tınıyla konuşmaya başladı.

-''Seni özleyeceğim..Cadım..''

Emeğin karşılığını vermeyi unutmayın lütfen :)) Sonraki bölümde görüşmek üzere..

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin