12.Bölüm

20.3K 1.1K 52
                                    

Akşama doğru bahçeye çıkıp etrafı dolaşmaya karar verdi Katy.

Nasıl olsa Charli yengesi sandığı kadınla birlikte odasındaydı.Dük gelen mektupları okumak için çalışma odasına çıkmıştı.Patrick  evde yoktu.Jarnie de odasında dinleniyordu.

Bahçeye adım atar atmaz yaz rüzgarı saçlarını savurdu.En sevdiği şeydi.Saçlarının rüzgarda dağılması özgür hissettiriyordu kendini.

Arka bahçeye doğru yöneldi.Bahçenin yarısı birbirinde güzel rengarenk çiçeklerle kaplıydı.Bir tarafa da bir çardak kurulmuştu.

Dayanamayıp çiçeklerin olduğu yere doğru gitti.

Koklamak,dokunmak istiyordu onlara.O kadar  güzellerdi ki , kırmızılar,sarılar,beyazlar,pembeler..

Mavi menekşelere doğru gidip eğildi.Burnunu yakınlaştırarak kokladı.Menekşe onu duyarmışçasına konuşmaya başladı:

''Gerçekten sizin yerinizde olmak isterdim.'' Yüzünde hfif bir tebessüm vardı.

Kulağını menekşeye doğru eğdi.Sanki menekşe ''Neden?'' diye sormuş gibi devam etti konuşmasına Katy. 

-''Sizin gibi rüzgarı her daim hissetmek,her daim yağmurun altında ıslanmak,her daim güneşin altında kavrulmak isterdim.'' Söylediklerinin ardından yüzündeki gülümseme buruklaştı.

Eliyle diğer menekşeleri göstererek devam etti sözlerine.

-''Ama en çokta ne isterdim biliyormusun? En çokta ailemle birlikte yaprak dökmek, ailemle birlikte çiçek açmak isterdim.'' 

Kendi de farkında olmayarak gözünden bir damla gözyaşı damlamıştı mavi menekşenin üzerine.

Dük çalışma odasındaki pencerenin önüne geçmiş Katyyi izliyordu.

Katynin mavi menekşelerin yanına gittiğini gördü.Sonra eğilip çiçeklerle konuştuğunu görünce yüzünde koskoca bir gülümseme oluştu.

Hayat dolu bir kadın duruyordu  karşısında.İşte kadın böyle olmalı dedi.

Hayat dolu,cesaretli,yürekli,yapmacıksız...

Ona göre bir kadını güzelleştiren,farklı kılan bu kavramlardı.

Metreside dahil Londradaki kadınların hepsi sıradandı.Sıkıcıydı.Hepsi servet düşkünüydü.

Çünkü hepsi Katyye bahşedilen bu sıfatlardan mahrumdu.

Hepsi sadece kadındı..

Dük Katynin arkasından yaklaşan bakçıvanı görünce dikkati ona yöneldi.Aksi halde Katynin gözünden düşen gözyaşını görebilirdi belki.

Katy arkasından birinin yaklaştığını hissetti ve hemen gözlerindeki yaşı sildi.Ayağa kalkıp arkasına döndüğünde beyaz saçlı bir adam gördü.Beyaz saçlı adam yüzünde ciddi bir ifadeyle ''Merhaba hanımefendi.Ben buranın bahçıvanıyım.'' dedi.

Katyde gülümseyerek karşılık verdi.

-''Merhaba.'' 

Sonra yüzündeki gülümseyi genişleterek devam etti.

-''Bende buranın misafiriyim.''

Bahçıvan Katynin samimiyeti karşısında şaşırmıştı.Şaşkınlığı Katynin '' İsminiz nedir?'' sorusunu duyunca dahada arttı.

İsmini mi sormuştu? İlk kez böyle birisi ona ismini sormaya tenezzül etmişti.Sabah mutfakta duydukları doğruydu demek ki.Rose yeni gelen misafir hiç öbürlerine benzemiyor derken bunu kastetmişti şüphesiz.

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin