Merhabalar :)) Öncelikle kısa bir bölüm oldu ama emin olun bir buçuk saatimi almıştır.Boş vakit bulamıyorum inanın.Ama burayıda boşlamak istemiyorum.O yüzden bu bölüm biraz tadımlık oldu.Diğer bölümde telafi etmeye çalışacağım.
İyi okumalar diliyorum ve o güzel gözlerinizden öpüyorum :))
Dük odadan çıkınca balo salonuna inmeye karar verdi.Jasona ayrılmaları gerektiğini söyleyecek ve bir araba ödünç isteyecekti.Katyyide kendi arabasıyla gönderecekti.Aslında şu an bunları düşünmek yerine Katynin yanına gidip bileğinden kavramak,'benimle evlenmekten başka çaren kalmadı' diyip bir papaz çağırmamak için zor tutuyordu kendini.
Onsuz yapamayacağını bile bile onu bırakmak zorundaydı.Hayatı boyunca Katynin gözlerinde gördüğü acıyı,utancı unutmayacaktı.Onu daha fazla yaralayamazdı.Şerefsizin önde gideniydi zaten en azından bencil davranmamalıydı.Bu kadarını borçluydu Katyye.
Bu düşüncelere dalmışken salona inen merdivenlere adım attığı an donup kaldı.
Salondaki herkes belli ki dikkat çeken birşeyin etrafını sarmış,daire oluşturmuştu.
Dük merakla adımlarını hızlandırarak kalabalığa doğru yöneldi.
-''Metresiydi.O kadınla balkona çıktığım için bu durumdayım.Beni bu hale getirdikten sonra metresinide alıp hışımla üst kata çıkan merdivenlere yöneldi.Eminim metresi olduğuna kon...''
Herkes kafasını yana doğru çevirmeye başlayınca cümlesini tamamlayamadı.O da gözlerini çevirip baktığında o korkutucu yeşil gözlerle karşılaştı.Titremeye başlamıştı.
Dük duydukları karşısında şok olmuştu.Bu ödlek herifin böyle bir dedikodu yayacağını aklının ucundan geçirmezdi.
Sinirle ona doğru yaklaşmaya başladı.İlerlerken hiç zorluk çekmiyordu.Kalabalık onu zahmete sokmayıp yol açıyordu.Sinirden tüm bedeni kaskatı duruyordu.
Yanına yaklaştığında suratındaki acıma ifadesiyle baktı ona.
-''Seni şerefsiz.Sapıklığı bıraktın şimdide aslı olmayan dedikodular yaymaya mı başladın?Yediğin dayak yetmedi mi?''
Dükün sert ses tonuyla söylediği bu cümleler ortamın bir anda buz kesmesine sebep olmuştu.Tek bir çıt sesi dahi yoktu.
Bir iki saniye geçmişti ki fısıldaşmalar başladı.Kalabalık kafalarını merdivene doğru çevirmişti.
Kınayan,ayıplayan gözlerle merdivenden inmekte olan Katyye bakıyorlardı.Belli ki bu piçe inanmışlardı.
Tepkilerini düke gösteremezlerdi.Ama dük şimdi bu kahrolası insanların Katyye olan bakışlarını görüyordu.O kadar küçümseyici bakıyorlarda ki.
Şüphesiz Katy bu salondaki bütün bu boş insanlardan daha değerliydi..
Çok değerliydi.
Dükün hayatındaki en değerli canlı,en değerli varlıktı..
Ve dükü asıl delirten bu gerçeği kimsenin bilmiyor oluşuydu..
Katyyde dahil hiç kimsenin..
Ama dük ilk bu boş insanlara öğretecekti.
Katynin müstakbel eşi olacağını öğrendiklerinde yüzlerinin alacağı ifadeyi çok merak ediyordu.
Katynin vereceği tepkiyi biliyordu.Belki suratına bir tokat patlatır,hakaret etmeye başlardı.Ya da bu durumdan kurtulmak için planlar yapmaya başlardı.
Dükün emin olduğu tek bir şey vardı.
Asla ama asla onun Katysi ağlayıp,mızmızlanmaz evlenmek istemediğini söyleyip durmazdı.
Kafasını çevirip ona baktığında solgun yüzünü gördü.Ama şu durumda bile kafasını eğmiyordu.Bu insanlar karşısında,bu küçümseyici bakışlar karşısında dahi kafasını dik tutuyor,gözlerindeki meydan okur bakışlarla bakıyordu etrafına.
Dük bu halini görünce yüzü istemeden aydınlandı.Dudakları kıvrıldı.
Onun cesaretli Katysi..Hırpalanmayı,ayılıp bayılmaya tercih ederdi her durumda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
RomansaKorkuyordum.Ama bu korkunun sebebi o içime girerken çekeceğim acı değildi..Onu memnun etmek istiyordum.Yanlış bir şey yapmak istemiyordum.Üzerime doğru uzandı.Bunun üzerine gözlerimi kapadım.Gözlerimi kapamamla onun alnını alnımda hissetmem bir olmu...