Medyadan tanıtım filmine ulaşabilirsiniz (:
Herkese merhaba. Sizden isteğim bu pasaja kitaba başlangıç tarihini yazmanız. Umarım beni kırmazsınız :)
İyi Okumalar
Hayatta ne kadar şanslı olduğumuzu çoğu zaman anlayamaz, hayatın telaşesinde bir o yana bir bu yana savruluveririz. Hiçbir zaman olduğumuz anın kıymetini o anda bilemez, çoğu şeyin farkına hep sonradan varırız. Kendimizi hep hedefe kitlediğimiz için hedefe ulaşırkenki anı hep kendimize zehir ederiz. ‘Olacak mı, başarabilecek miyim, ya olmazsa, ya başaramazsam…’ Hep bu düşünceler zihnimizi kemirir durur. Artık o kadar çok düşünür dururuz ki daha hedefe ulaşmadan yorgun düşer, hedefe ulaşsak bile o yorgunlukla gereken sevinci gösteremeyiz belki de.
Ama olsun, hedefe varmıştık sonuçta değil mi? Tabii kimse için hiçbir önemi yoktu ne şartlarda o noktaya geldiğin. Hedefe ulaştın veya ulaşamadın, insanların ilgilendiği konu tam olarak buydu. Senin ne hissedebileceğini kestirmeden şuursuzca konuşur, bu konuşmayı da kendine hâd bilirdi. Halbuki kime neydi bu? Seninle beraber çabalamamışsa, buna şahit olmamışsa hakkı yoktu bu konuşmaya. Hatta bir dakika! Şahit olmuşsa bile tüm bunları yaşayan sendin; emin adımlarla ilerleyen, tökezleyip yere düşen, tekrar o düştüğü yerden kalkan yine sendin, bir başkası değil.
Hayatım boyunca hep bu kanıya dayanarak hareket etmeye çalıştım. Hayatımın merkezine başkalarını ve ne düşünebileceklerini değil, kendimin ne hissedebileceğini koydum. Bir yola çıkarken hep ‘mutlu olur muyum?’ diye düşünerek çıktım. Sadece bir hayatım vardı ve elbette bunu da kendim için yaşayacaktım.
Çünkü bu hayatta herkesi memnun etmek imkânsızdı.
Tıpkı geçen gün, komşumuz olan Fatma teyzeyi memnun edemediğim gibi (!)
Niye üniversiteyi kazanamamışım?
Onun tüm derdi buydu işte. Tıpkı az önce bahsettiğim gibi bunu sorgulamayı kendisine had biliyordu. Fakat bilmediği bir şey vardı; ben üniversiteyi zaten kazanmış, kaydımı da yapmıştım. Sadece bazı imkansızlıklardan dolayı eğitimimi biraz ertelemiştim o kadar. Ve bu bilgiyi de sırf o memnun olsun diye ona söyleyecek de değildim.
Bu tatsız mevzuları bir kenara bırakırken gözlerimi pencereden çekip buzdolabının üzerindeki küçük takvime çevirdim.
25.01.2019Sabahın erken saatlerinde kalkmış, her zamanki gibi mutfaktaki yerimi almıştım. Yerimden hareketlendiğim esnada düşüncelerimden de sıyrılıp el çabukluğuyla pencerenin hemen kenarında bulunan aygazın altını açıp hızlıca tavayı üzerine koydum ve erimesi için içine tereyağını attım. Tereyağ erimeye başlamasıyla mutfağa yayılan kokuyu içime çekip tebessüm ettim. Bu kokuya bayılıyordum.
Kuymağı karıştırdığım esnada evin içinden gelen anne ve babamın sesi kulaklarıma ulaştığında yüzümdeki tebessüm daha da büyümüştü. Tezgaha dönük yüzümü mutfağın kapısına çevirdiğim vakit annem, "Ay Tuğrul!" diye kızarak içeri giriyordu. Gözleri beni bulduğunda yüzündeki sinirli ifade silinmiş, daha yumuşak bir ifade belirmişti..
"Günaydın güzel kızım," deyip yanıma geldiğinde uzanıp yanağını sıkıca öptüm.
"Günaydın annem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Gülü | TAMAMLANDI
ChickLitYABAN GÜLÜ RomanceTR 'Dram' kategorisinde! ✨ Küçükken lambaların ışıklarını yakmak için elimde terlikle düğmeye basmaya çalıştığımı anımsıyorum. Elimde terlik olmasına rağmen o düğmeye yetişemez, ayaklarım ucunda yükselmeye çalışırken bir umut o düğ...