Cem Karaca - Ömrüm
İyi Okumalar.
*
16. Bölüm: "Akıl Karışıklığı."
Ne için yaşıyorduk bu hayatta?
Bir amaç için mi gelmiştik bu dünyaya yoksa öylesine gelip göçmek için mi?
Ben hep bir amaç için dünyaya geldiğimizi savunur dururdum, gerçi hâlâ daha öyleydi. Dünyada her şeyin bir amacı vardı. Mesela bir rivayete göre; arılar olmasaydı yaşam diye bir şey de olmazmış. Ne kadar da tuhaf değil mi? Küçücük bir canlı doğada bulunmazsa yaşam sonlanacakmış diyorlardı. Garipti doğrusu. Fakat inanılmaz değildi. Hayat söz konusu ise her şey mümkün kılınabiliyordu çünkü.
Tıpkı aşkta da olduğu gibi...
İmkânsız olan mümkün kılınıyor, mümkün olan ise imkânsız görünüyordu. Hâlbuki imkânsız diye bir şey yoktu, bazı şeyleri gözümüzde büyüten bizlerdik.
Melih'le Peri'yi ayrı düşüren sebep de bunlardan bir tanesiydi. Gözde büyütülen bir mesele...
Neyse ki Peri bana bunu anlatmış ve bende gözünü açmıştım. Evet, belki gözü zaten açıktı fakat görmek için yeterli değildi. Her gözü açık olan görecek değildi ya! Onca insan tanıyorum en yakını tarafından ihanete uğramış. Eğer gözleri açık olsaydı, olanlardan haberdar olsaydı böyle sonuçları olur muydu, hayır. O yüzden sadece bakmak işe yaramazdı.
Tıpkı bir zamanlar benim de bakıp göremediğim gibi...
Fazla bir şey de yapmamıştım açıkçası. Sadece Melih'in sevgisinin ne denli büyük olduğunu hatırlatmıştım Peri'ye. O zaten dünden razıydı bu sevgiyi hatırlamaya.
Benim dünyaya gelme amacıma gelirsek eğer, bunun cevabını vermek çok kolay olurdu. Çünkü öyleydi, cevabı çok basitti; sevenleri bir araya getirmek.
Sevenleri bir araya getirmek...
Kelimeler zihnimde tekrar ederken bile içimi bir sıcaklık kaplıyordu. Seven insanlar beraber olmalılardı, ayrı kalmamalıydılar. Önlerinde ne tür engeller olursa olsun onları aşıp geçmelilerdi. Mutlu olmalılardı. Ellerinde böyle bir seçenek varken bunu değerlendirmeleri gerekiyordu.
Benim elimde bir seçenek dâhi yokken çabalıyordum, mutlu olmak için. Sırf yüreğimdeki yangının beni esiri altına almasına izin vermemek için.
Sırf o da benim gibi hissetsin istediğim için.
Eğer bir gün, benim gibi hissedecek olursa daha da çok sevecektim onu. Şimdikinden çok nasıl sevebilirdim aklım ermiyordu ya! Aldığım her nefeste şükrediyor olacak, onunla yaşadığım günler boyunca daha da bağlı olacaktım ona. Allah'ım, ben ve onunla ilgili o kadar güzel hayâllerim var ki, lütfen bunları mümkün kıl. Lütfen, hayâllerime onu da ortak et.
Onu düşünmek, düşlemek bile olduğum yerde heyecanlandırıyordu beni. Hele ki içinde ikimizin bulunduğu hayâllerim... O kadar tarifsiz bir duyguydu ki bu, daha önce başkasına hissetmediğim için pişmanlık duymuyordum. Hissettiklerim sadece Efkan'a özeldi, çünkü ilk onda tatmıştım bu duyguları ve ondan başkasına da layık değillerdi. Ondan başkası hak etmezdi benim sevgimi.
Diyordum ya bizi bir araya kader getirdi diye, sahiden de öyleydi. Bunun başka açıklaması olamazdı. Kader teyze sayesinde tanışmış bu hâle kadar gelmiştik. Annesinin isminin Kader olması bile bu kanımı destekler nitelikteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Gülü | TAMAMLANDI
Chick-LitYABAN GÜLÜ RomanceTR 'Dram' kategorisinde! ✨ Küçükken lambaların ışıklarını yakmak için elimde terlikle düğmeye basmaya çalıştığımı anımsıyorum. Elimde terlik olmasına rağmen o düğmeye yetişemez, ayaklarım ucunda yükselmeye çalışırken bir umut o düğ...