Koray Avcı - Senin İçin Değer
İyi Okumalar.
*
22. Bölüm: "Hissetmek."
Sen benim dünyaya yeniden bakışım, benim dünyaya açılan gözümsün.
Yepyeni bir güne gözlerimi açtığımda, bugünün diğer günlerden daha anlamlı geçeceğini hissetmiştim. Şirkete Efkan'la beraber gidecek, gün boyu aynı ortamda bulunacaktık. En önemlisi de yapacak olduğum meslek hakkında yeni şeyler öğrenme şansına sahip olmamdı. Teorikte öğrenilen bilgileri sahada uygulamak bambaşka bir şeydi. Oturup ezber yapmaya benzemiyordu.
Bu sabah stajım olduğu için erkenden kalkmıştım. Atıştırmalık bir şeyler yemiş, daha sonrasında üzerimi giyinmiştim. Şimdiyse kapının önünde Efkan'ın gelmesini bekliyordum. Hırkamın kollarını biraz daha aşağı çekip ellerimi hırkamın içerisine aldım daha fazla üşümemek için. Sol tarafa doğru baktığımda Efkan'ın arabasına binmek üzere olduğunu gördüm. Birkaç saniye sonra arabasını çalıştırdığında, ben derin bir nefesi soluyup göz açıp kapayana kadar önümde belirmişti araba. Fazla bekletmeden arabaya bindiğimde hızlıca emniyet kemerimi takıp ona döndüm.
''Günaydın,'' dedim neşeli çıkan sesimle.
Direksiyonda olan gözlerini bana çevirip, ''Günaydın,'' dedi. Önüne döndüğünde tekrardan arabayı hareket ettirip şirkete doğru sürmeye başladı. Yanımdayken bile yetmiyordu sanki. Gözlerim sürekli onu görmek, sürekli ona bakmak istiyordu. Bedenimi koltukta biraz daha kaydırıp kendimi daha rahat bir pozisyona aldığımda başımı onun olduğu tarafa çevirdim.
Güzeldi.
Kıskandırıcı bir güzelliği vardı.
''Şirkette staj yapacağın için mutlu musun?''
Ani sorusu karşısında cevap veremedim ilk başta. Ne diyebilirdim ki! Nasıl izah edebilirdim mutluluğumu. Hayattaki en büyük gayemdi bu benim.
''Mutlu olmak bile az kalır bu hissettiklerimin yanında.'' Gözlerimi ellerime indirip sessiz kaldım bir müddet. ''Tabi bir de senin yanında çalışmak var. Düşünsene, her aklıma geldiğinde fotoğrafına bakmam gerekmeyecek. İstediğim an görebileceğim seni. '' Ben heyecanla kelimelerimi sarf ederken, Efkan hayretle beni izliyordu. Çünkü tekrar ve tekrar pot kırmıştım. Kendi elimle kendi ayağıma sıkmıştım. Neden bu kadar açık sözlüydüm ki sanki? Resmen kendi ağzımla, aklıma her düştüğünde fotoğrafına baktığımı itiraf etmiştim.
''Gerçekten böyle bir şeyi yapıyor musun?''
''Ne yapayım,'' diye söylendim omuzlarımı silkerken. ''Olur olmadık zamanlarda aklıma düşüyorsun ve seni görme ihtiyacı hissediyorum. Ne yapsaydım, her aklıma geldiğinde seni mi arasaydım?''
''Arasaydın,'' dedi. ''Açardım. Arayan sen olduktan sonra gerisi önemli olmazdı.''
Söylediklerinden sonra kalbim usul usul erimeye başladığında bakışlarımı yola çevirdim. Sıcak da basmıştı sanki. Camı hafif aşağı indirip esen rüzgârı arabanın içerisine buyur ettim. Derince bir nefesi soluduğumda burnuma denizin tuzlu kokusu dolmuştu. Arabanın içinde sadece nefes alış seslerimiz ve rüzgârın tatlı mırıldanışları vardı. Elimi radyonun üzerine getirdiğimde biraz sesin zararının olmayacağını düşünmüştüm. Umarım bu düşünceme kızmazdı, çünkü pek sesi seven bir tipe benzemiyordu. Nereden böyle bir kanıya varmıştım bilmiyordum ama öyle hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Gülü | TAMAMLANDI
ChickLitYABAN GÜLÜ RomanceTR 'Dram' kategorisinde! ✨ Küçükken lambaların ışıklarını yakmak için elimde terlikle düğmeye basmaya çalıştığımı anımsıyorum. Elimde terlik olmasına rağmen o düğmeye yetişemez, ayaklarım ucunda yükselmeye çalışırken bir umut o düğ...