BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.
Tom Odell - Another Love
İyi Okumalar.
*
9.Bölüm: ''Acılara Tanık Olmak''
Kader teyzeyle karşılıklı koltuklarda oturmuş, odanın içerisinde dönüp duran Efkan'ı, korkulu gözlerle izliyorduk. Resmen yaramazlık yapmış çocuklar gibi azar işitmeyi bekliyorduk.
En sonunda dönüp durmayı kesip ortamızda bulunan sehpanın üzerine bıraktı kendini. Oturduğu yerden biraz daha öne eğilip dirseklerini dizlerine yasladı. ''Ee hanımlar, artık biri bana, bu olanların ne demek olduğunu açıklayacak mı?'' diye sordu sabırsızlıkla.
Gözleri ilk önce; olduğu durumdan şikayetçi olmayan annesini, daha sonra ise, ecel terleri döken beni buldu. İkimizle de fazla göz teması kurmadı. Zaten yeterince sinirli olduğunu da anlayabiliyordum. O yüzden ağzımı açıp tek kelime dahi etmemeye karar vermiştim.
''Seni o şıllıktan kurtardığımız için bize teşekkür etmen gerekirdi, çocuk gibi azarlamanı gerektirmezdi,'' dedi, kendini savunmaya geçirirken. Haksızken haklı duruma getirmeye çalışıyordu kendini, Kader teyze. Bu kadın, işini biliyordu.
"Şirket çalışanları hakkında böyle konuşmamanı söylemiştim, anne!" diye olduğu yerde hayıflandı, Efkan. Bu duruma sinirlendiği her hâlinden belliydi.
Kader teyzenin üzerinde, Efkan'ın dedikleri pek etki etmemiş olacak ki devam etti serzenişlerine.
"Ben de sana, seni o kızdan kurtardığımızı söylüyorum. Sen hâlâ annene laf mı söylüyorsun?" diyerek, alınmış bir tavır sergiledi.
Kendi köşeme çekilmiş sadece olanları izliyordum. Bu konuda kendimi yorum yapmaya layık görmüyordum. Kader teyzeye uymuş, yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım zaten. Efkan'ın rızası olmadan çıkmaz bir oyuna sokmuştum onu. Hem de buna hiçbir hakkım yokken.
"Anne!" dedi sinirle. Tekrardan ayağa kalkıp, ellerini saçlarının arasından geçirdi gerginlikle. Olduğu yerde sabit duramazken, bir yandan da kendine hâkim olmaya çalışıyor gibiydi. Parmağını annesine doğru sallayıp, "Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama vazgeç!" dedi.
Ben hâlâ sessizce kendi köşemde oturmaya devam ederken, Kader teyze bana döndü.
"Nesrincim, bize biraz izin verir misin?" diye kibarca sordu. Ricasının altında yatan şeyin; 'yalnız konuşmamız gerek' tabirinin olduğunu biliyordum. Hiç sesimi çıkarmadan sadece kafamla onayladım onu ve yavaşça ayaklanıp kapıdan çıktım. Kapıyı kapatmak için arkama döndüğümde ona bakmayı da ihmal etmemiştim.
O kısa anda gözlerimizin birleşmesi bile içimdeki hisleri ayaklandırmaya yetmişti. Ama o, hemen çekmişti gözlerini benden. Fakat ben, göreceğimi görmüştüm gözlerinde.
Yorgundu, bunu anlamıştım.
Peki, gözlerinde gördüğüm diğer şeyler neydi? Acı mı, pişmanlık mı, terk edilmişlik mi? İşte bunun hakkında hiçbir bilgim yoktu.
Hemen odanın karşısında bulunan koltuğa attım kendimi. Ben de yorulmuştum. Gün boyu dosyaları incelemiş, yeri geldiğinde dosyaların içeriğini düzeltmiştim. Tatlı yorgunluktu gerçi bunlar. Olsun, sevdiğim mesleği yapabilecektim ya her türlü zorluğuna da razıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Gülü | TAMAMLANDI
ChickLitYABAN GÜLÜ RomanceTR 'Dram' kategorisinde! ✨ Küçükken lambaların ışıklarını yakmak için elimde terlikle düğmeye basmaya çalıştığımı anımsıyorum. Elimde terlik olmasına rağmen o düğmeye yetişemez, ayaklarım ucunda yükselmeye çalışırken bir umut o düğ...