21. BÖLÜM: "Flört."

539 58 21
                                    

Kina - Get You The Moon

İyi Okumalar.

*

21.Bölüm: "Flört."

Öyle bir yerdeyim ki ne sen varsın ne ben, ama öyle bir yerdeyim ki içim dışım sen.

İçim de dışım da sensin, Efkan.

Ne kadar kolay bunu dile getirmesi. Peki ya hissetmesi? O da o kadar kolay mı?

Hayır, Efkan. Değil. İnan ki bu hiç kolay değil. Çünkü bazı anlar öyle içim senle dolu oluyor ki, dolup taşıyor sanki. Sözcüklerime, gülüşlerime, gözlerime...

Görüyorsun değil mi? Ben hep sen'im. Seninim de ayrıca, değil mi?

Bir gün geldiğinde senin de için benimle dolacak, hatta dolmaya başladı belki de. Hayâl etmesi bile içimdeki kelebekleri coşturuyordu, bir de bunun olacağını görmek... .

İçimdeki sevgisi nasıl bu denli büyük olabiliyordu anlam veremiyordum. Bir insan nasıl kendinden başkasını bu kadar düşünebiliyor olduğunun capcanlı kanıtıydı, Efkan.

Durduğum yerde heyecanlanırken bakışlarımı sokağa çevirdim. Saat 18.00'a gelmek üzereydi ve bu saatlerde Efkan eve gelirdi. Gün içerisinde konuşmamıştık hiç. Daha ilk günden mesajlar atıp onu sıkmak istememiştim çünkü. Onun da mesaj atmamasının nedeni de bu muydu acaba?

Ama biliyor musun Efkan, sen beni hiç sıkmazsın. Sıkılmam yani ben senden. O yüzden hep yazabilirsin bana.

Düşüncelerim arasında gidip gelirken sokağa giren arabanın sesini duymuştum. Oturduğum yerden öne doğru eğilip gelen arabanın ona ait olup olmadığına baktım.

O'ydu.

Sonunda gelebilmişti.

Onu görmenin verdiği rahatlıkla birlikte yerime tekrardan yerleştiğimde gözlerimi arabasından ayırmamıştım. Arabasını park yerine park ettikten sonra arabanın içinden çıkıp arka kapıyı açmıştı. Buradan bakınca sadece elinde tutmuş olduğu poşeti görüyordum. Poşeti eline aldıktan sonra arabayı kilitlemiş ve oyalanmadan bahçeden içeri girmişti. Gerisini görememiştim, çünkü görüş açımdan çıkmıştı.

Neyse ki kalp gözüm açıktı.

Balkondan içeriye geçip komodinimin üzerinde olan telefonumu ellerimin arasına aldım. Tuş kilidini açıp herhangi bir bildirim gelmiş mi diye bakmıştım fakat gelmemişti. Anlamıyordum, birilerinin beni merak etmesi için illa başıma bir şey mi gelmesi gerekiyordu? Başım sıkıntıda değilken kimse düşünmüyor muydu beni?

Anlık bir yalnızlığın içinde bulurken kendimi, ellerim birini aramak için rehberimde geziniyordu. Gözüme tek takılan isim Havva olmuştu. Bir an ismini görünce uzun zamandır onunla konuşmadığım geldi aklıma. Vakit kaybetmeden arama tuşuna bastığımda telefonu açmasını bekledim. Onu bu kadar özlediğim gerçeği, ismini görünce dank etmişti kafama. Ne kötü bir arkadaşım ben değil mi? Kendi sıkıntılarımla uğraşmaktan onu çok ihmâl etmiştim.

"Alo?"

Şaşkınlıkla bezenmiş sesi, onu arıyor olduğuma ne kadar şaşırdığını gözler önüne seriyordu. Çünkü daha önce, yani konuştuğumuz zamanlarda hep mesajlaşarak konuşmuştuk. Bir kere bile birbirimizin sesini duymamıştık.

Yaban Gülü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin