Yağmur yağınca saçının ıslanacağından şikayet edip duran kadınları sevmeyin.
Yağmur yağınca ayakkabısına su girmesinden şikayet edip duran adamları ve kadınları hiç sevmeyin.
Yağmur sevmeyen sevilir mi? Yağmur sevmemek için bahane bulunur mu?
İnsanlar sevmeye mi sevilmeye mi muhtaç?
Her ikisine de biraz muhtacız. Daha çok sevmeye. Sevmek acı çektiricidir ama birisini sevemezsek, nefes olmamız imkansızdır.
Birilerini sevmek isteriz. Sevemezsek gecelerimizle sabahlarımızı dolduracak bir yüz, bir ses, bir nefes olmaz. Düşünmek isteriz bizi sevmese bile, sevmek isteriz kalbimizin her bir yanı paramparça olsa bile. Mazoşist değilim ama seni sevmek kendimi kesmekten farksız.
Ben bir çok şeyim ama bir tek ''senin'' değilim.
Güller kadar yalancı gülüşlerin,
Şarap gibi küstah kalbin,
Çok güzel yüzün ama sadece yüzün.
Sen bana gelmezsin.
Ben de sana ''gel'' demem.
Zaten geleceğin de yokken ne diye geleceğini düşünüyorum.
Ne diye bu kadar acı çekiyorum?
Ben gerçekten artık ne sevmek ne sevmemek istiyorum. Duygularım karışık. Hislerim ölmüş bir durumda. Yıllar önce seri katillerin ilk deneyimi sevgim ve duygularım, onların elinde can verdi.
Yıllar önce neler oldu neler. Öldüm mü kaldım mı hala bilemiyorum. Tek bildiğim bu dünyanın ''Dünya'' olamayacağı, tek bildiğim sevilmeyeceğim.
Babamın kardeşime hep söylediği bir sözler, cümleler varmış benim hakkımda daha yeni öğrendim.
''Ablan gibi güçlü ol. Seni kırsalar bile ağlama, güçlü ol. Ablanı hiç ağlarken gördün mü? Ben en son 7 yaşında sevdiği birisinin cesedine bakarken bir kaç dakika ağladığını gördüm. Daha da görmedim. Ablan gibi bu hayata rağmen gül. Ablan gibi seni sev. Tek istemediğim şey ablan gibi çok sevme. O beni çok sevdi sonra ben ona ne yaralar açtım, ne izler bıraktım. Ablan gibi sevme kızım ama unutma ki ablan sana şu dönemlerde gösterebileceğim tek insan gibi insan.''
Baba ben artık büyüdüm. En son görüştüğümüzde 8 yaşındaydım, baba.
Bak bunlar ellerim, anneme benzettiğin güzel ellerim.
Bak bunlar omuzlarım, çiçek koyduğun omuzlarım.
Bak bunlar baba, iyi bak bunlara.
Bunlar senin izlerin, bunlar dikiş izlerim baba.
Bunlar benim ''Mahvolduklarım''.
Bak baba bunlar gözlerim.
Bir zamanlar ''Ağlama, sen güçlüsün.'' diyip göz yaşlarımın bittiği gözlerim.
Her ağlamak istediğimde ağlayamadığım gözlerim.
Bak bu da olmayan kalbim, baba benim artık kalbim yok.
Bilmem gelir misin bundan sonra ama artık benim ne gücüm, ne kalbim, ne gözyaşlarım var baba. Hepsi seninle öldü içimde. Hemde hepsi.
Bilmem, artık gelir misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küfrün Bir Parçası
Thơ caBıktım ben artık. İnsanların bencilliğinden her şeyinden. İsyan ediyorum lan sana Dünya! Yıkamadın beni. Ezdin beni, hırpaladın, yangınlar yaktın içimde, ölü bir kuş gibi bıraktın beni. Yaşarken herkes bana dokunmak isterken, ilgi gösterirken öldüğü...