Damla anlatır
Kızların zoruyla taksiye binip gelinlik alışverişine ve kına alışverişine gitmiştik. Büyük bir Avm'nın önünde indiğimizde AVM'nin büyüklüğü tarif edilemeyecek kadar muazzamdı. Yine ve yine çekiştirilerek sokulduğum AVM'nin adı dikkatimi çekti. UlMer AVM yazıyordu. Size de bir yerden tanıdık gelmiyor mu? AVM ismini incelerken kızlar yanıma gelip
"Hâlâ bu isim bana nerden tanıdık geliyor diye düşünüyorsun dimi Can'ım."dedikten sonra ekleyen Selinin sözünün devamını dinlerken şoke olmuştum.
"Sevgili kocanın,pardon daha evli değildiniz dimi. Bura Mert beyimizin mekanı. UlMer'e hoşgeldiniz Damla hanım."diyip sırıtınca tekrar çekiştirme turuna devam ederek beni içeri soktular. Çanta kontörlü yapan radardan geçmek için çantamı çıkartmışken sert görünüşlü bir güvenlik beni durdurdu.
"Hoşgeldiniz Damla Hanım. Sizin çanta kontrollünden geçmenize gerek yok. Buyurun iyi alışverişler."
Bu neydi şimdi? Mert beni onlara mı anlatmıştı yada onlar beni Mert anlatmadan tanıyorlardı. Çünkü Mert'in hem düşmanları hemde dostları benim onlarla tanışmama gerek kalmadan beni tanımışlardı. Ve sanırım bundan sonra garipsememem gerekiyordu. Çünkü tam 3 gün sonra evleniyorduk. Kızlar bir mağazaya girince bende peşlerinden girdim. Muhteşem gelinlik ve bindallılar( kına elbisesine verilen ad ,bilmeyenler için.) vardı burada. Sanırım düğün kombinasyon işini fulleme bu mağazadan halledebilirim. Tabi kızlar beni öldürmezlerse. Düşüncelerimden uyandıran ses Masala aitti.
"Damla niye cennetten cehenneme düşmüş melek gibi saf saf etrafına bakıyorsun?(benzetmem müthiş sjsjjs)Kankacığım etrafa değil gelinlik ve bindallılara bakacaksın. Kapiş?"
"Hı,hı."diye kafa salladığımda beni mağaza görevlisinin de aralarında bulunduğu bizim kız tayfasının yanına çekiştirdi, bizimkiler gelinlik bakıyorlardı. Madem bensiz de bakıyorsunuz ben evde kalaydım yha! Dizi izlerdim derken düşündüğüm iç sesim keşke diye söyleniyordu.
"Bu gelinlik Nasıl Damla hanım? Bence size çok yakışır." Mağaza görevlisi kadını baştan aşağı bir süzdüm. Otuzlu yaşlarında sarı saçlarının dip boyası gelmiş,siyah kalem etekli beyaz klasik bir gömlek giymişti. Sonra gösterdiği gelinliğe baktığımdıysa minnacık bir kumaşın karşı karşıya tutturulmuş olduğunu gördüm. Kısa gelinlik mi olur be!?
"Canım,ben onu anca gecelik olarak giyerim. O Nasıl bişi ya. İki kumaş kullanmışsınız birleştirmiştirsiniz falan. Ne gereksiz işler, kim bilir kaç bin liraya satıyorsunuz bu ufacık kumaş parçasını!"
Gösterdiği güya gelinlik olan şeyi elime alarak incelemeye başladım. Resmen göğüs dekoltesi göbek deliğine kadar sürüyordu. Boyu maksimum dizimin 2 karış üstündeydi. Etiketi üzerinde asılı olması iyiydi. Bakalım bu acayip gelinlik ne kadardı?
Etiketi çevirip baktığımdı oha dememek için kendimi susturdum. Mübarek tam altın alıyoruz sanki! 890 ₺yazıyordu. Kızlar elbiseyi elimden alıp fiyatına bakınca verdikleri tepki beni ikinci bir şoke sürükledi.
"Oha,ne kadar uygun bir fiyatı var. Bence bunu almalısın."
"Bunu alamam çünkü bir toz bezine 890₺ verecek kadar delirmedim henüz."
"Bu bir toz bezi değil hanımefendi. Düzgün konuşun lütfen."
"Hm öyle mi? Sanırım sana kim olduğumu hatırlatmam gerekiyor ha? Mert Ulusoy'un üç gün sonra karısı olacağımı söylesem sanırım o minik hafızan biraz canlanır ha canım?" Sözümü bitirdiğimde kadın utançtan kıpkırmızı olmuştu ve kasaya gitmek için ilerlemeye başlamıştı ki arkasından bağırdım.
"Bazen Pazar'da olamayıp insan içinde domates gibi de kızaranlar varmış demekki. Bak bunu öğrettiğin iyi oldu."diyip kahkaha attığımda kız kasa kenarındaki fortmantodan montunu ve ceketini alıp mağazadan çıktı. Sorun çözülmüştü. Kızlara döndüğümde şaşkın şaşkın beni izlediklerini gördüm.
"Ne? Fazla kaşınmıştı dersini verdim."
"Bir an karşımda Mert Ulusoy'un kopyasını gördüm sandım. Ama doğru söylemek gerekirse muhteşemdin."
Köşede duran bir gelinlik gözüme çarptığında her kızın hayalini süsleyen bir gelinlik olduğunu ve sanırım benim de hayalimi süsleyen elbise olduğunu fark ettim. Koştura koştura gelinliğin yanına gittim(medyadaki gelinlik) bu benim olmalıydı. Fiyatına baksamda pek umursamazdım. Çünkü her türlü alıcaktım. Kızlar yanıma üşüşünce dipleri düşmüşcesine gelinliğe baktılar.
"Bakar mısınız? Bunu alıyorum."
Deyip kabine yöneldim. Giyinmesi biraz zor olsa da mağazada görevli terzi kadının yardımıyla giymiştim. Aynada tipime baktığımda muhteşem olduğumun farkına vardım. Klasik laf olmasın diye başka bişey söyleyim resmen bir ressamın fırçasından çıkmış muhteşem bir tablo gibi görünüyordum ve bu daha hiçbirşeydi.
Selam arkadaşlar;
Bölüm çoğğğğkkk çılgınca oldu. Ama müthiş oldu bence. Değerimi bilin sizleri fazla bekletmedim. Bu arada yeni bölüm için 50 Vote gelmesi gerek iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Aşık(Düzenleniyor!!)
Genç Kurgu"Sen benim neyimsin ki? Annem? Babam? Abim? Ablam? Sevgilim?"dedim. Sonra bana döndü "Bak sonuncusu iyiymiş. Olabiliriz aslında. Evet,evet olalım." "Ya istemiyorsam!" "İsteyip,istemediğini sorduğumu hatırlamıyorum."