İTİRAF

2.3K 85 6
                                    

Nikahlardan ne kadar nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim ? Şu an söyleyebilirim. Nefret ediyorum. Hatta nefret etmek ne kelime... Hele de babamın nikahında şahitken. Babam Tunahana ölümcül bakışlar atarken gülümseyip şahit sandalyesine oturdum. Babamın evleniceği kadında yanımdaki sandalyeye oturduktan sonra nikah başlamıştı. Evet derken bir an kendi nikahım gibi hissetmiştim. Ama o his çabuk kaybolmuştu. Ben nikah yapmayacaktım ki. Düğünüm olacaktı. Yani eğer evlenirsem. Tunahanın bu deneyimi daha önce yaşadığını düşününce ona döndüm. Ona hala sinirliydim. Ne demek nişanlı ya ? Babama iki saat açıklama yapmak zorunda kalmıştım. Eğer sebebinin annesini mutlu etmek olduğunu söylemeseydi bunu sürdürmeye de niyetim yoktu. Ama başa gelen çekilir mantığına uyarak suskun kalmıştım. İki saattir ona takılı olan bakışlarımı farketmiş gibi bakışlarını bana çevirdi. Kaşlarını sorarcasına havaya kaldırdı ve ardından sırıtarak telefonuna eğildi. Gerizekalı ! Başımı ondan başka tarafa çevirdiğimde Tolunayla göz göze geldik. Bana güven verici bir şekilde gülümserken sonunda işim bittiği için kalkıp yanına gittim. Benim boyuma eğildi.

" Senin yanındayken böyle yürüyeceğime ve başka kızlara bakmayacağıma söz veriyorum. " dediğinde bir kahkaha attım. İşte seni bu yüzden seviyorum ufaklık. 

" İyiki yanımdasın. " deyip ona sarıldığımda Tunahanın sesini duydum.

" Bende yanındayım. " Hangi ara sen benim yanıma geldin ya diye düşünmeden edemesemde kaşlarımı kaldırıp daha demin ona bana yaptığı gibi gülümsedim. 

" Telefonundan başını kaldırmadığından dolayı farkedememişim demekki." Telefonuna tekrar mesaj geldiğini bildiren ses çıkınca dişlerimi sıktım. Ardından benim telefonuma da mesaj gelince kaşlarımı çattım. Telefonumu çantamdan çıkarırken neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Geçen gün mesaj atan numara yine bana mesaj atmıştı. 

" Güzelim sen uyarıdan anlamıyorsun sanırım. Uzak dur şu çocuktan. Sonra ağlayan taraf sen olucaksın bak. "  Okuduğum mesaj üzerine gözlerim iri iri açılırken yazanları bir daha okudum. Siktir ! Bu mesaj ciddi anlamda banaydı. Yani yanlışlıkla bana atılmış bir mesaj değildi. Tunahan elimden telefonu almak için bir hamle yaptığında geri çekildim. 

" Ne yapıyorsun sen ? " Sonunda kendime geldiğim için mutluydum. 

" Seni bu kadar şaşırtan şeyin ne olduğunu merak ediyorum. " Telefonu çantaya tekrar geri koyarken ona baktım.

" Ben senin mesajlarına bakıyor muyum ? " Gözlerini devirdi ve bana tekrar bakma şerefini bahşetti. 

" İsteseydin verirdim. Gurur meselesi yapmana gerek yok. " Cidden mi ? Ben bunca zamandır boşu boşuna mu kendimi yiyorum burda ? Sinirle bakışlarımı ondan kaçırırken bize doğru gelmekte olan sarışını farkettim. Gelipte Tunahanın koluna girince ağzım bir karış açık halde Tunahana döndüm.

" Tunahan seni burada görmek ne kadar güzel. " Tolunay kolumu tuttuğunda bile tepki vermemiştim. 

" Senide güzelim. Ne işin var burada ? " derken benimleyken hiç atmadığı kahkahalarından birini atmıştı. Sarışın beni işaret edip konuşmaya başladı.

" Bunun babasıyla benim kuzenim evleniyor. " deyip o da gülünce Tolunayı kolundan tutup götürmeye başladım. Bana bu dedi lan ? Bu dedi lan ?! Kızı dövmek için geri döndüğüm sırada Tunahanla öpüştüklerini görüp geri döndüm. Tolunayda geri dönüp olanları görünce koluma girip beni çıkışa yönlendirmişti. Ağlayacağımı biliyordum. Hemen buradan gitmem gerekiyordu.

" Beni götür buradan. Nereye olursa. " O başını sallayıp bir arkadaşını ararken ben lavaboya gitmiştim. Yüzümü yıkayıp kendime gelmem gerekiyordu. Şu an beni öldürmek isteseniz tepki vermeyecek durumdaydım çünkü. Yüzümü yıkarken içeri giren kıza baktım. O kız ? Sarışın kız ? Sarışınlardan nefret etmeme sebep olan kız. Ama neden dudağı patlamış ? Aklıma gelen iğrenç düşüncelerle bir peçete alıp yüzümü kurularken yüzümü buruşturdum. Ben kapıdan çıkarken o bana bakmıştı. Bakmayla ölünse şu an kesin olarak ölmüştüm. Aslında tam tersi olması gerekirken bu kız neden bana böyle bakıyor sanki ? Dışarı çıktığım zaman telefonuma gelen mesaj seslerini umursamadım. Arkamdan gelen birini farkedip geriye döndüğüm zaman yüzümde patlayan tokatla afallamıştım. Dudağımın kenarında bir yer çok acıyordu. 

" Senin yüzünden.. " Cümlesine devam etmesine izin vermeden Tolunay gelip kızı itmiş ve beni arabaya sokmuştu. 

" Sadece 5 dakika yanından ayrılıyorum ve o dakikada başına bela geliyor. Bela çeken mıknatıs gibisin ya ! " deyip gaza bastığında girdiğim transtan hala çıkamamıştım. O kız bana tokat attı lan !? Dudağımın kenarında kanayan yeri tuttum. Arabanın kapısını açmaya çalıştığımda Tolunay aniden arabayı durdurup kafamı cama vurmamı sağlamıştı. 

" Manyak mısın lan ? Derdin ne ! " O anda ne yapmaya çalıştığımı anlamış ve koltuğa iyice sinmiştim. Ben gidip kızı dövücektim ama. Arabanın kapılarını kilitleyip tekrar arabayı çalıştırdığında oflayıp mesajları açmıştım. İlgimi çeken iki mesaj vardı. Biri babamdandı.

" O çocuğu öldürmediğime inanamıyorum. Ama ben zaten en başta tipini beğenmemiştim. Sen üzülme kızım. Baban herşeyi halledecek. 

Babama cevap vermek için mesaj yerini açmış ve mesaj yazmaya başlamıştım.

Onu buradan gönder başka birşey yapma baba. Yoksa yüzümü göremezsin. " Onu tehdit etmekten hoşlanmıyordum ama sinirlenince gözü kimseyi görmüyordu. Bunu yapmak zorundaydım. Diğer mesaj ise Tunahandandı.

" Tek istediğim konuşmak. Sadece 1 dakika daha dursaydın gerçekleri görürdün ama durmadın. O yüzden lütfen konuşmama izin ver. " 

Telefon elimdeyken bir mesaj daha gelmişti. 

" Babana beni göndermesini mi söyledin ? Sana inanmıyorum ! Lütfen gel ve konuşmama izin ver. Gelene kadar bekleyeceğim. Babanın evindeyim. " Madem gelene kadar bekliyeceksin. O zaman biraz bekle sen. 

İki saat kadar Tolunayla oyalandıktan sonra yağmur yağdığı için eve dönmüştüm. Kapıda bekleyen sırılsıklam Tunahana bakakaldım ama tepkisizliğimi sürdürdüm. Onu dinlemeden eve gideceğim sırada kolumu yakalamıştı.

" Çağla için bile yağmurda beklemedim. Bu kadar süre hemde. " Söylediği ne kadar güzel olsa da hemen yumuşamayacaktım. 

" Konuş. " dedim yüzüne bile bakmadan.  Derin bir iç çekip konuşmaya başladı. 

" Be-ben sadece.. " dediği sırada babam kapıdan çıkmış ve bize doğru bildiğin koşmaya başlamıştı. Babamın önüne geçip onu durdururken o , o ana kadar hiç duymadığım küfürleri sıralamakla meşguldü. Tunahan gelip babamın önünde durduğundaysa bakışlarım babamla ikisi arasında mekik dokumuştu resmen. Ben adamı korumaya çalışayım, o babamın karşısına geçsin. Olacak şey değil.

" Bana vurur musunuz ? Dudağıma ama. " Babam önce şaşkınlıkla bakmış ardından yumruğu geçirmişti.

" Tunahan manyak mısın  ? " diye sorduğumda bana dönmüş ve gülümsemişti. Babam ikinci yumruğu atacakken onu durdurmuştum.

" Baba sen içeri geç. Ben yanına geleceğim. Söz veriyorum. " deyip onu gönderdikten sonra Tunahana dönmüştüm. Gelip dudağımın kenarındaki yara izine dokundu.

" Senin dudağında yara izi vardı. Muhtemelen ben sebep oldum. Bunu hakettim. " deyip elini geri çekti. İşte bu ciddi anlamda çok hoştu. 

" Açıklaman ? " dediğim zaman boğazını temizlemiş ve konuşmuştu. 

" Be- ben sadece se-seni kıskandırmaya çalışmıştım. Yani ilk başta. Sonradan siz gidince bende yanına gelmek için hamle ya-yapmıştım. Ama o beni öpünce ve sende görünce kötü oldum. Si-sinirlerimi kontrol edemeyip ona vurdum. Ama pişman değilim. " Ben seni kıskandırmaya çalıştımda takılı kalmıştım resmen. Sevinçten uçabilir miyim ? 

" Neden beni kıskandırmaya çalıştın ? " Cevap beklemeden gelmişti.

" Çünkü seni kıskandım. " Salağa yatmaya devam ettim.

" Neden beni kıskandın ? " Elini ensesine götürüp kaşıdı ve bakışlarını kaçırdı.

" Çünkü senden hoşlanıyorum. " 

YENİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin