PATRON

2.9K 93 10
                                    

Bölüm şarkısı : The Fray : Heartless

İki saattir işyerimdeki odamda oturmuş dün olanları düşünüyordum. Önümdeki dosyalar umurumda değildi açıkçası. Dün olanlar bir kere daha aklıma geldi. O kız yani Ece dün benim kaldığım odayı kendi odası sanmıştı. Aralarında böyle bir konuşma geçmemiş olmasa gelipde öyle demezdi herhalde. Sıkıntıyla kafamı önümdeki masanın üstüne koydum. Canım sıkıldığı için özel olarak kendimden nefret ediyordum. Çağlanın yerinde olmayı istiyordum. Beni kimse Tunahanın onu sevdiği kadar sevmemişti. Benim kıskandığım nokta tam olarak buydu. Lanet olsun ! Kapının aniden açılmasıyla kafamı masadan kaldırdım. Karşımdaki takım elbiseli adama kaşlarımı kaldırarak baktım. 

" Sende kimsin ? " dediği zaman kaşlarımı çatmıştım. 

" Ben Sude. Burada yeni çalışmaya başladım. " Ellerini ceplerinden çıkardı ve saçlarının arasından geçirdi.

" Peki, seni işe tam olarak kim aldı ? " Bana bunları neden soruyordu ? 

" Erdem bey. " dediğimde bir kahkaha attı.

" Erdem bey karşında duruyor. " Ayağa kalktım. Neler oluyordu ?

" Onu bu sefer elimden kimse alamayacak. " Ben neler olduğunu soramadan bağırdı.

" ERDİNÇ ! " O sırada içeri ben işe alınırken yanımda olan kadın girdi. Gergin gözüküyordu. 

" Erdinç bey geliyorlar efendim. " Ben bu durumda ne yapmalıydım ? Eşyalarımı toplayıp gitsem çok mu kaba olurdum ? Ya da burada çalışmaya devam etmek için yalvarsam çok mu acınası gözükürdüm ? İçeri beni işe alan adam girdiğinde ben hala düşüncelerimle boğuşuyordum. 

" Ne var abi ? " Eliyle beni gösterdi.

" Bu kızın burda işi ne ? " Dişlerimi birbirine bastırdım.

" Onu işe aldım. " Adının Erdem olduğunu öğrendiğim adam kaşlarını tuhaf bir şekle soktu. 

" Gerçekten mi ? Diğerine ne oldu ? " Diğer Erdem - ya da her ne haltsa - nefesini sesli bir şekilde dışarı bıraktı.

" Üstüme kahveyi döktü. Sevgilimin önünde. Bende onu kovdum. " dediğinde düşüp bayılabilirdim. Bunun için mi kovmuştu ? Erdem,

" Sevgili kardeşim. Peki bilgisayar programlarıyla uğraşan birinin senin kahvenle ne ilgisi var ? " dedi dişlerinin arasından. Sekreter kadın dudaklarını birbirine bastırdı. 

" Abi , benim bir işim var. Yani toplantım. Biliyorsun. Benim ona gitmem gerekiyor. Sen demiştin. Bir sen, bir ben gidiyorduk toplantılara. Sen yeni geldiğine göre şimdi buna benim gitmem gerekiyor. " dedi ve bana dönerek gülümsedi. 

" Bugünkü değil yarınki toplantıya sen git. O huysuz adamla ben uğraşamam. " derken Erdemin sesi yumuşamıştı. 

" Abi hayır ya ! Geçen seferde ben gitmiştim. " Küçük çocuk gibi kavga ediyorlardı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Ardındanda acı gerçek kafama balyoz misali indi.Benim buradaki işim bitmişti. Çantamı aldım ve kapıya doğru döndüm.

" Nereye gidiyorsunuz küçük hanım ? " Bana söylendiğini anlamam birkaç saniyemi aldı. 

" Şey, sanırım buranın sahibi sizsiniz. Beni işe sizin almanız gerekirdi ama siz değil o adam aldı. " derken parmağımla beni işe alan adamı gösteriyordum. 

" Ama ben sizi işten çıkardığımı söylemedim. Ayrıca onun da işe alma yetkisi var zaten. O benim kardeşim. " dediği zaman parmağımı indirmiştim.

YENİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin