Amacı ne? Ben onu yok saymaya çalıştıkça Çağla bir yerlerden çıkıyor ve benim sinirlerimi harap etmeye devam ediyordu. Elimdeki paketle birlikte odaya gitmek yerine balkonu olan odaya geçtim. Ilk birkaç dakika buraya kimse gelmeyecekti ve ben bu paketin içinde her ne varsa onlar gelmeden görmek istiyordum. Paketi yırtarcasına hırsla açtım. Içinden Çağla ve Tunahan'ın düğün albümü çıkmıştı. Ve yanında benim bebeklik fotoğraflarım. Düğün fotoğraflarını anlardım, ama benim bebeklik fotoğrafımın onda ne aradığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. En önemlisi de bunu bana neden göndermişti? Kapı aniden açılınca yerimde sıçradım. Içeri Tunahan girip direk pakete gözlerini dikti.
" O da ne? '' Paketi arkama sakladım ama fotoğraflardan biri koltuğun üstünde kalmıştı. Onu eline alıp dikkatle inceledi ve gözleri sinirle parladı.
" Bu fotoğrafın sende ne işi var? '' Sesini gereğinden fazla yükselterek sorduğu soru karşısında kaşlarımı çattım.
" Müstakbel eşin göndermiş. Şimdiki oyununuzda bu mu? '' Ellerini saçlarının arasından geçirdi. Daha demin ona karşı içimde oluşan hislerin hepsi buhar olup uçmuştu.
" Ben oyun falan oynamıyorum. '' Ayağa kalkıp odadan çıkmak için niyetlendim ama Tunahan tarafından engellendim.
" O paketin içinde ne var? '' Paketi ona doğru uzattım. Kendisinin bakması daha iyiydi en azından. Paketin içinden bir fotoğraf çıkardı. Birbirlerine sarılmış oldukları fotoğrafı görünce bakışlarımı camdan dışarı çevirdim. Odadan çıkıp salona geçerken beni engellememişti. Gözlerimi işgal eden gözyaşlarını göndermek için yukarı baktım. Babam ne olduğunu anlamak ister gibi baktı ama duygularımı bir sis perdesinin arkasına gömmüştüm. Yağmur içeri girip bana baktı. Televizyon açıktı ama kimse izlemiyordu.
" Kim gelmiş? '' Sesi yumuşak geliyordu. Ona Çağladan gelen paketi tabiki söyleyecektim ama burada babamlar varken değil. Tunahan odadan çıkıp yabiımıza gelirken Yağmur ona döndü. Yıktığı bütün duvarları geri tekrar kendisi yapmıştı Tunahan. Telefonum çalıp düşüncelerimden sıyrılmamı sağladı. Ekranda Erhan'ın numarasını görmemle ayağa kalktım. Telefonu açmak yerine meşgule attım ve babama döndüm.
" Baba ben dışarı çıkıyorum. Erhanla buluşacağım. " Tunahan'ın bana baktığını hissettim ama ona bakmadım. Babam onaylarcasına ses çıkardı ama birşeyler olduğunu anlamıştı.
" Şu ilk aşkın olan Erhan mı? '' Gerçeklikten tamamen uzak bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Babam herşeyimi bilirdi zaten.
" Ta kendisi. '' Eliyle gitmem için hareket yaptı. Odadan çıktığım anda Tunahan da peşimden çıktı. Ayakkabılarımı giyerken onu yok saymaya devam ettim.
" Gitme. '' Ona cevap vermeden hatta yüzüne bile bakmadan aşağı indim ve apartmandan çıktım. Her istediğini yapmayacaktım. Telefonumu elime alıp Erhan'ı aradım.
" Sude? '' Sesinden ne kadar şaşırdığı belli oluyordu.
" Parka geçiyorum. Gel istersen. '' Arkadan annesinin sesini duydum ama ne dediğini tam olarak anlayamadım.
" Tamam. Giyinip geliyorum. '' Birşey söylemeden telefonu kapadım. Pişman mıydım ? Hayır. Ama sonradan bir anlık sinirle yaptığım şeyler için pişman olacağımı biliyordum. Parkın oraya kadar yürüdüm. Tunahan ile dondurma yediğimiz yerin önünden geçerken dudağımı ısırdım. Burayı asal unutmayacaktım. Parka girip bir salıncağa oturdum. Hem düşünüp hemde sallanıyordum. Bir anda biri beni durdurunca korkuyla daha sıkı tutundum. Arkamı dönünce Erhan'ın gülen suratıyla karşılaştım. Yüz ifademi görünce gülümsemesi silindi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ AŞK
RomanceYeni bir şehir. Yeni bir iş. Yeni bir aşk. Bunlar eski bir eşle kıyaslanabilir mi ?