ANNE

1.3K 59 5
                                        

Tunahan hemen Çağla'ya dönerken onun inkar etmesini ya da ona benzer birşey yapmasını bekledim. Ama Tunahan ona sadece öyle baktı. Cidden tam affettiğimde gelmesi bir oyunun içinde olduğumu düşünmeme sebep oluyordu. Hem burada kalıp Çağla'ya hesap sormak hem de onları burada bırakıp çekip gitmek istiyordum. Ve yine yenilmiş yanım ağır bastı ve gitmek için niyetlendim. Tunahan bileğimi yakaladığında ona döndüm ama bakışlarımda yenilmişlik vardı biliyordum. 

" Nereye gidiyorsun Aşkım ? " Aşkım kelimesinin özellikle üstüne bastırdığından gözlerim normalde olduklarından daha büyük gözüküyorlardı, farkındaydım. Çağla boğazını temizleyerek aramızda olan bakışmayı bozdu. İçimden ara bozucu pislik diye geçirdim. 

" Neden ona aşkım diyorsun Tunahan ? " Hala bunu sorabilecek kadar yüzsüz müydü ? Birde ona baktığım zaman birşey farketmiştim. Kilo mu almıştı bu kız ? Hemde çok fazla. 

" Çünkü o benim sevgilim Çağla. Ayrıca yakında evleneceğiz. Ne dememi bekliyorsun ? " Bir an şaşırsa da çabuk toparlandı. Duygularını belli etmemesine hayrandım. Yalan yok. Ben ne yapsam yüzümden okunurdu. 

" Yakında olmayacak sevgiline böyle şeyler söyleme. " Yakında olmayacak derken ? Zaten Tunahan'a tam olarak güvenemiyordum. Birde böyle şeyler duyunca onu benden uzağa, dünyanın başka bir ucuna fırlatmak istiyordum.

" Yakında olmayacak olan sensin Çağla. Ah ! Hatta hemen şimdi. " Bileğim hala onun elindeydi.Çağla'nın bakışları oraya kitlenince bileğimi kurtarıp elini tuttum. Madem Tunahan benim yanımdaydı bende onun yanında olacaktım.

"  Hala beni seviyorsun Tunahan. Bana nasıl yalvardığını hatırlasana. Sana geldim işte.  '' Tunahan ona yalvarmış mıydı? Tunahan'ın elimi tutan eli daha da sıkılaştı. Zayıf olduğu anı hatırlamak istemiyordu yani. Gerçi kim olsa istemezdi.

" Sevgilimi rahat bırak Çağla.  '' Çağla bana döndü. Ama bakışlarındaki alaycılık tamamıyla bana yönelik değildi.

" Sen burada mıydın ?  '' dedi beni daha önce görmemiş gibi. Bende ona aynı bakışlarla karşılık verdim. Güçlü durmaya çalışıyordum.

" Benim evimdeyken ne anlatıyorsun sen ? Seni içeri kim aldı!  '' Gözlerini kaçırma veya utanma zahmetine bile girmedi. Zaten bu kızda o duygulardan eser var mı, onu bile bilmiyordum ya ! 

" Partideyiz farkındaysan, kapıyı herkes açabilir. " Gözlerimi devirdim. İyi de Yağmur neden böyle bir parti yapsındı ki ? Herkesin içeri girebildiği. 

" Tamam, öyleyse ben seni benim partimde istemiyorum. " Tunahan'a dönüp gözlerini kıstı. Sanki onu sadece bakışlarıyla öldürmek ister gibi konuşuyordu. 

" Çocuğunun annesiyle ne biçim konuşuyorsun ? " Öylece kaldım. Sözlerinin anlamını kavramıştım ama bir oyuncakmışım ve durdurma tuşuma basmış gibilerdi. Elimi Tunahan'ın elinden çektim. İzin vermek istemedi ama nasıl bir yüz ifadesine sahipsem bırakma kararı aldı. 

" O benim çocuğum değil. " Tunahan'ın çaresiz yakarışını duydum. Ama onu anlamayı reddediyordum. Çağla yine bir yerlerden çıkmış ve yine hayatımızı boka sokmuştu. Tunahan'ı geçmişi hiçbir zaman peşimizi bırakmayacaktı. Kalp atışlarımın acı verecek derecede hızladığını hissettim. İçindeki acının aksine fiziksel bir acıydı bu. 

" İyi misin Sude ?Kalbinin sesi dışardan duyuluyor.  " Çağla'ya kızmak ve hayatımızdan defolup gitmesini söylemek için ağzımı açtım ama kalbim daha çok ağrıyınca sustum. Tunahan tekrar gelip elimi tuttu. 

" Terliyorsunda. Sude birşey söyle. " Buradan hemen çıkmam gerekiyordu. Hemen. Balkondaki hava bile bana yetmiyordu. Tunahandan kurtulup kendimi evin içine attım. Ama daha kötü olunca kapıdan dışarı çıktım. Peşimden gelen bir Tunahan yoktu ve onların orada yalnız olduğunu bilmek işleri kötüleştirmekten başka bir işe yaramıyordu. Kalbimin neden bu kadar hızlı attığını da bilmiyordum. Dışarıdan duyulacak kadar hızlı atması iyi değildi sanırım. 

YENİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin