TELEFON

1.9K 62 3
                                    

Arabaya bindiğimiz andan itibaren Tunahan tek kelime etmedi. Bu bana fırtına öncesi sessizlik gibi gelsede sesimi çıkartmadım. Sinirli gözüküyordu ve ben neye sinirli olduğunu bilmiyordum. Kerem'in bizi beklediği parka gelince arabadan indim ve ona ilerledim.

" Sevgilim. " Oturduğu banktan kalkıp bana gelirken arkama bakıp yüzünü buruşturdu. Arkama bakmadım ama kapının kapanmasından Tunahan'ın arabadan indiğini anlamıştım. 

''Piçte mi gelecek?  " Ona kızmalıydım belki ama kızamıyordum. Zaten ondan başkasına da küfür etmiyordu. Bu Tunahan'a özel bir şanstı. 

" Piç mi?  Annenin kardeşiyim lan ben senin!  '' Tunahan'a dönüp kaşlarımı alayla kaldırdım. Çocukla çocuk oluyordu. Daha neler! 

" Annemin kardeşisin ama bu zamana kadar ben seni görmedim.  " Tunahan'ın sesi anında kesilirken Kerem'in onu neden pek sevmediğini anlamıştım. Sadece beni kıskanmıyor aynı zamanda burda olmamasınıda yadırgıyordu. Eh, kimse ona haksız olduğunu söyleyemezdi.

" Hadi arabaya binelim. " Keremle birlikte arkaya gitmek için yeltendiğim sırada Tuna bileğimi tuttu.

" Arkada değil, benim yanımda oturacaksın. " Bileğimi elinden kurtarıp arka kapıya yöneldim.  Ama Kerem'e sinirle bakan be yumruklarını sıkan Tunahan'ı görünce ön tarafa geçtim.  Geri zekalı. Sanki ben burdan onunla ilgilenemeyeceğim!  Arkama döndüm ama tam bu sırada Tunahan, çikolata kutusunu Kerem'in önüne attı.

" Bunu ye ve bizi rahat bırak. " Oldu canım!  Bunun hepsini yesin de sabaha kadar ağlasın çocuk. Yok ya!  Kutuyu önünden alıp içinden iki tane çıkardım. Kerem'e uzattım. Almaktam tereddüt etse de hir süre sonra aldı. 

" Teşekkür ederim. " Ne kadar uyuzda olsa teşekkür etmekten vazgeçmiyordu benim canım. Yanağından bir makas aldım ve Tunahan'a döndüm. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım.

" Cevap ver şu çocuğa. " Bir an için yoldan bana baktı ve yutkunup tekrar yola döndü. 

" Bi-bişey değil. " Camdan dışarıya doğru dönüp gülmemi saklarken Kerem kahkaha attı.  O benim gibi gülmesini saklamıyordu ne de olsa.

" Aşkım ama bu konuşamıyor. " Ona dönüp göz kırptım. Şu an konuşursam güleceğimi biliyordum.

" Sen sussana ufaklık. " Kerem kaşlarını çatıp Tunahan'a baktı. Sonra da yardım dilercesine bana.

" Senin gibi yaşlı değil en azından.  Abicim.  " Tunahan bir küfür savurup tekrar yola odaklandı. Tekrar abi demek gerçekten güzel hissettirmişti. Özellikle de onun bu tepkisini gördükten sonra. Araba aniden durduğunda geldiğimiz yere baktım. Daha doğrusu eve. Evin çevresinde başka ev yoktu ve ev inanılmaz büyüktü. Ve benim asıl hoşuma gidense evin rengiydi. Mor. Mor benim en sevdiğim renk olma özelliğini taşıyordu. Ve bana göre mor olan herşeyde güzeldi.

" Beğendin mi ? " Başımı onaylarcasına salladım.

" Istersen seninle böyle bir evde otururuz." Kafamı iki yana sallayıp bu eve aşık hallerimden kurtuldum.

" Çağlaya söyle bunları.  " Cevap vermesine fırsat bırakmadan Kerem'in elini tuttum ve eve ilerledim.  Kapıya gelince kapının açık olduğunu farkedim içeri daldım. Aniden durduğum zaman Tunahan bana çarptı ve bir adım geri gitti.

" Yağmur'a haber ver. Merak etmiştir Kerem'i. " Cevap vermeden telefonunu çıkardı. Salak  'tamam' desen ölürsün sanki. Dudaklarımı ona birşey dememek için birbirine bastırdım ve önüme döndüm. Kerem olanları anlamadığı belli olan bir şekilde bir bana bir Tuna'ya bakıyordu. Yanımıza gelen Furkan'ı görmemle ona doğru yürümeye başladım.

" Hey!  Ne bu surat?  Kavga mı ettiniz?  " Tunahan ve onun ilginç arkadaşları! 

" Hayır! " Etmemiştik sonuçta.  O kendi kendine kuruntu yapmıştı. Yanıma yaklaşan bir erkeği gördüğümde kaçacak delik aradım. Üstümdeki kıyafetlee cidden buraya çok uygun Tunahan. Aferin. Kerem annesini görüp ona doğru koşunca tek başıma kaldım.  Adını bilmediğim esmer yanıma gelip elindeki bardağı bana uzatınca bir iki adım geriledim.

" Sadece biraz eğlence güzelim.  " Ben eğlence istemiyorum ki!  Bir anda yanıma gelip koluni omuzuma atan kişiyi göremediğim için ister istemez gerildim.

" Rahat mısın yenge ? " Furkan'ın sesini duymamla rahatlamam bir oldu. Ama bana söylediği yenge sözcüğünü yeni anlamıştım. Lanet olsun!  Şu anda onu inkarda edemediğim için pis pis sırıtıyordu. Uyuz şey! 

" Rahat mıyım?  '' deyip kaşlarımla önümdeki esmeri gösterdim.  Beni kolumdan tutup Tunahan'ın yanına götürünce kolumu ondan kurtardım. 

" Yenge ha yenge!  '' Tunahan aramızdaki küslük ya da ona benzer herneyse onu unutmuş ve kolunu omzuma atmıştı.

" Neler oluyor?  '' Kolunu atmak için bir hamle yapmadan konuşmaya başladım.

" Senin bu arkadaşın mıdır nedir?  Beni etraftakilere yengesi olarak tanıtmak gibi bir amacı var sanırım.  Ben Çağla değilim. " Tunahan'ın gözleri sinirle kısıldı.

" Bunun gayet farkındayım. " Sesimi biraz yükseltip ona karşılık verdim. 

" O zaman bana Çağlaymışım gibi davranma. " Beni biraz daha kendine çekti. Hala kurtulmaya çalışmıyordum.

" Bana eziyet ediyorsun. " Amacıma ulaşıyordum demek ki!  Yüzüme yerleşen gülümsemeyi görmemesi için başımı göğsüne biraz daha bastırdım. Yağmur yanımıza gelip beni çekene kadar da öyle kaldım. 

" Ne yapıyorsun Yağmur? '' Beni umursamadan müzik aletlerinin olduğu yere doğru ilerledi.

" Şarkı söyle.  Benim hatırım için.  " Söylemeyeceğimi bildiği için son cümleyi ekleme gereği duymuştu.

" Tamam o zaman istediğim şarkı ? " Başıyla onaylarken bende aklıma gelen şarkıyla sırıtıyordum. Elime mikrofonu alıp müzik aletlerinin başında duran adama söyleyeceğim şarkıyı söyledim. Müzik girdi ve ben şarkıyı söylemeye başladım. 

Şimdi şöyle güzel nefes al

Daha dur bunlar iyi günlerin

Bende de ne numaralar var a canım oralara girmeyelim

Duyguları masaya yatır tek tek,

Ayıplardan korunuruz elbet.

Sahici misin bi düşün bakalım. 

Yanıt yoksa başkasına soralım.

Yani ben gidiyorum anlatabiliyor muyum ?

Hadi eyvallah! 

Şarkının bu kısmına kadar olanını Tunaya bakarak söylediğim için ağzı açık beni izliyordu.Şarkının bize uygunluğu ise ayrı bir meseleydi. Şarkıyı söyleyip yerime geçtim. Tunahan kulağıma eğilip birşeyler söyleyene kadar da gayet rahattım.

" Bu şarkının cevabını sana zamanı gelince vereceğim. " Omuzlarımı silkip Keremle Yagmur'a odaklandım. Telefonum çalmaya başlayınca onu nasıl duyabildiğimi anlamadım. Dışarı çıktım. Ekrana bakınca gülümseyip telefonu açtım. 

" Efendim baba ? " Diğer tarafta derin bir sessizlik oldu.

" Kızım,  hemen buraya gelmen gerekiyor. "

Evet. Yeni bölümle karşınızdayım. Nasıl hiçbir fikrim yok ama beğenmenizi umuyorum.  Ve hir hikayem daha var onada bakarsanız sevinirim. Şimdilik bu kadar. Mutlu kaliin :D

YENİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin