BAVUL

1.4K 63 3
                                    

" Bu oyunu oynamayacağım. " Ne yapacağımı söylediklerinde verdiğim ilk tepki bu olmuştu. Besim bu tepkime gözlerini devirerek karşılık verirken, Erdinç karşımda kararlı bir şekilde duruyordu. 

" Neden o senin canını yaktı. Sende onunkini yak. " Dudağımı ısırıp bakışlarımı kaçırdım. Söylediklerine hak versemde bunu Tunahan'a yapma düşüncesini çok hastalıklı buluyordum. Genel olarak bir insana zarar verme düşüncesi bile beni deli ederken bunu çok sevdiğim birine yapma düşüncesi beni kahrediyordu. 

" Hayır. O zaman ondan bir farkım kalmaz. " Besim destekleyici biçimde elini omzuma koydu. O her zaman benim yanımda olurdu zaten. Haklı olsamda haksız olsamda. 

" Kız haklı Erdinç, en azından ona biraz zaman ver. " Erdinç tek elini duvara yasladı ve bana doğru eğildi. Gözlerimi onun gözleri hariç her yere bakmaya dikip bakmaya başladım. Erdinç sinirlendiği zaman gözü hiçbir şeyi görmüyordu. 

" Erhanla sahte bir ilişki yaşamanın neresi kötü ? Sadece Tunahan'ın yanında. " Gözlerimi zorlukla da olsa onun gözlerine çevirdim. 

" Anlamıyorsun değil mi ? Bu sana yapılsa nasıl hissederdin ? Ayrıca ben bunu yaparsam sadece Tunahan değil, Erhanda incilir. " Kollarımı sert bir biçimde kavrarken sesinide aynı sertliğe dönüştürmüştü. 

" Beni sadece sen, Besim ve Yağmur ilgilendirir. " Sonrada birşeyi unutmuş gibi ekledi. " Ailem haricinde. " Besim onu kollarımı bırakmaya teşvik ederken bir yandan da etrafına bakıyordu. Bu görüntüyü babam görse muhtemelen Erdinç'i bu evden yumrukları eşliğinde gönderirdi. Onun görmemesi için dua ediyordum. 

" Erdinç şu an canımı yakıyorsun ama. " Ellerini elektrik  çarpmış gibi geri çekti. Bakışlarına hakim olan duygu bu sefer suçluluk ve pişmanlıktı. 

" Deren ben... Özür dilerim. Kontrolümü kaybettim. " Başımı sorun değil dercesine salladım. Ama kollarım hala acıyordu. Konuşmamayı tercih ediyordum çünkü eğer konuşursam sesimin kırık çıkmasından korkuyordum. Yanından geçip mutfağa yöneldim. Yağmur hala mutfakta kahvaltıyla uğraşıyordu. 

" Kerem nerede ? " Yağmur söylemekten çekinir gibi ellerini birbirine kenetledi. 

" Şey, o uyanınca onu abimin odasına gönderdim. " Kafam karıştığı için kaşlarımı çattım. Burada ters giden bir konu vardı.

" İyi de Kerem Tunahan'ı hiç sevmez ki ? " Bu sefer gözlerini kaçırırken olayı çözüme kavuşturacak cümleyi söyledi. 

" Şey, belki seninde orada olduğunu söylemiş olabilirim. " Gözlerim şaşkınlıkla iki katına çıkarken ona doğru yürüdüm. Hayır, hayır, hayır. 

" Bana şaka yaptığını söyle ! " Sesimin neden sinirli çıktığına anlam veremiyordum. Sonuçta o Tunahan'ın yeğeniydi. Ama onun Keremle olmasını istemiyordum. Hele de benim orada olduğumu zannedipte oraya gitmesini... Bir anda arkamı dönüp Tunahan'ın odasının önüne geldim. Ama bir anda odaya  dalmak yerine kapıyı çalmayı tercih ettim. İçeriden " Gel " sesini duyunca kapıyı açıp içeri girdim. Kerem kaşlarını çatmış tekli koltuğa oturmuştu. Tunahan ise yatakta oturuyordu. Beni görünce gözlerini bir alay kapladı.

" Sen genelde odama kapıyı çalmadan dalardın. Hayırdır ? " Kerem'in yanına giderken ona aynı bakışlar ve aynı ses tonuyla cevap verdim. 

" Bunu özellikle sana yapmamam gerektiğini öğrendim. " Kaşlarını çatıp beni süzdü. Yüzümü bu sefer ifadesiz tutmaya özen gösterdim. Sebebini merak edip sorsun istiyordum. 

" Sen bugün neden böylesin ? " Derin bir nefes alıp verdim. Ona söyleyip söylememe konusunda kararsızdım ama bir anda gelen cesaretle söyleyiverdim. 

YENİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin