SUDE
" Kabul ediyorum. "
Kulaklarımın doğru duyup duymadığından emin olmadım. O az önce benim Erhanla çıkmamı kabul mü etmişti ? Ona karşı bundan sonra soğuk olma kararı almıştım. Kafamı kaldırdım ve bakışlarıyla karşılaştım. Yenilmişlik ve çaresizlik o kadar belliydiki...
" Tamam o zaman. Dışarı çıkabilirsin. "
Beni duymamış gibi yerinde durdu. Ancak Yağmur kolundan tutup dışarı sürükleyince yerinden ayrılmak zorunda kaldı. Son ana kadar benimle göz temasını kesmemişti. Burada kalmak istediği gözlerinden okunuyordu ama buna izin vermeyecektim. Tunahan bunu kabul ettiğine göre bir tek Erhan ile konuşmak kalmıştı.
TUNAHAN
Onu kazanmamın tek yolu buysa tabiki kabul edecektim, canım ne kadar yansada... Yaptıkları içinde canımı en çok yakan beni odada dahi istememesiydi. O kadar mı nefret etmişti benden. Hemde Çağla yüzünden. Tabi ya Çağla ! Telefonumu çıkarıp onun numarasını tuşladım. İlk çalışta açtı.
" Biliyordum. "
Ses tonundan gülümsediği anlaşılıyordu. Muhtemelen ona geri döndüğümü falan sanmıştı. Ama bir hata bir kez yapılırdı.
" Buluşmamız gerekiyor. Şimdi gelebilir misin ? "
Bir kahkaha attı. Gül sen gül, bakalım konuşmayı duyduktan sonrada böyle gülebilecek misin ?
" Tamam, Nil Kafe'ye geç. Ben gelirim. "
Birşey demeden telefonu kapadım. Olası bir yanlış anlaşılmayı önlemek için Sude'nin babasınıda aradım. Açmayacağından emindim ama beni yanılttı ve o da açtı.
" Ne var ? "
" Sude uyandı. Ama arama sebebim bu değil. Sizinle birşey konuşmam gerekiyor. Nil kafeye gelir misiniz ? "
Karşı tarafta uzun bir sessizlik oldu. Hemen sonrasında kısık bir ses duydum.
" Tamam. Sen geç ben Deren'e bakıp gelirim. "
Telefonu kapatıp buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım. Oraya ne kadar geç varırsam o kadar iyiydi. Yağmur başlayınca üstümdeki kıyafetlere bir daha baktım. Doğru ya, değiştirme fırsatım olmamıştı. Önüme çıkan ilk mağazaya girip kıyafetlere bakmaya başladım. Yakışıklı olmalıydım, Sude beni beğenmeliydi. Eğer benden vazgeçtiyse onu tekrar geri kazanmaya önce kıyafetlerden başlamalıydım. Onun sevdiği giyim tarzını hatırlamaya çalıştım. Gömlek reyonuna ilerledim ve mavi olanı elime aldım. Ardından kot pantalon reyonuna yönelip birde pantalon aldım. Giyinme kabinine girdim ve üstüme giyindim. Gömleğin ilk iki düğmesini açık bıraktım ve aynaya baktım. Hatırladığım kadarıyla bunu seviyordu. Kabinden çıkıp ödeme yerine geçtim. Parasını ödeyip çıkarken görevli kızın bana tuhaf tuhaf baktığını farkettim ama umursamadım. Kafeye gelene kadar herkes bana bakıyordu, çok mu kötü olmuştum acaba ? Sonunda kafeye geldiğimde derin bir nefes aldım. Çağla masalardan birinde oturuyordu ve telefonuyla uğrasıyordu. Telefonumun çalmaya başlamasıyla gözlerimi devirdim. O ise telefon sesini duyunca kafasını kaldırıp bana bakmıştı, yüzüne yerleşen gülümsemeyi görünce kaşlarımı çattım. Ters giden birşeyler olduğunu farkedince onunda yüzündeki gülümseme silindi.
" Tunahan ? "
" Susta, hemen konuşalım şu konuyu. "
Yüzüne yerleşen sinirli ifadeyi keyifle izledim. Onun mutlu olmasını istemiyordum artık. Çünkü her seferinde bir yerlerden fırlayıp mutluluğumu gölgeliyordu, hatta yanımızda olmasa bile hayaleti yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ AŞK
RomantizmYeni bir şehir. Yeni bir iş. Yeni bir aşk. Bunlar eski bir eşle kıyaslanabilir mi ?