Bölüm Şarkısı : Whitney Housten : I will always love you
Elimi hızla geri çekerken fotoğraflardaki kişinin Çağla olduğunu anlamam zor olmamıştı. Arkamı dönmeye korkuyordum.
" Sude. Odamdan çıkar mısın ? Sana zarar vermek istemiyorum. " Sanırım kafası yerinde değildi ? Bana zarar vrmek istemiyordu ha ?
" Sonuçta bugün yeterince darbe aldın. " İşte yine yapmıştı. Bu çocuk neden benim hevesimi kursağımda bırakıyordu sanki ?
" Peki. Çıkıyorum. " dedim ve fotoğrafların üzerine basmamaya dikkat ederek dışarı çıktım. Benim sorunum neydi ? Neden o odaya girmiştim sanki ? Keşke Yağmuru uyandırsaydım. Odama girdim ve yatağın üstüne oturdum. Üstümdeki kıyafetler hala ıslaktı. Hemen valizin başına gittim ve beni sıcak tutacak kıyafetler giydim. Kesin hasta olurdum ben ya ! Of ! Saç kurutma makinesini bulamadığım için sadece bir havluyla idare etmek zorunda kaldım. Öksürmeye başladım. Daha kötüsü olabilir mi acaba ? Aşağı indim ve su içmek için mutfağa yöneldim. Bu sırada duyduğum müzik sesiyle duraksadım. Whitney Housten : I will always love you ? Bu şarkıyı benden başka kimsenin dinlemediğini sanıyordum oysaki. Salona doğru yürüdüm. Yağmur mu kalkmıştı ? Salona geldiğimde Tunahanla karşılaştığımdaysa bir şok yaşadım. O böyle şarkılar mı dinliyordu ?
" Neden uyumadın ? " Aniden konuşmasıyla irkilsemde belli etmedim. Burada benden başkası olmadığına göre muhtemelen benimle konuşuyordu. Tabi delirmediyse..
" Su içmek için kalkmıştım. " dedim salondan geri mutfağa doğru yürürken. Sonuçta bana verdiği notta beni ortalıkta istemediğini açık bir şekilde belirtmişti.
" Olduğun yerde kal. " Hadi ya polismisin sen ?
" Bence seni yalnız bıraksam daha iyi olucak. " Sinirle derin bir nefes aldı.
" Yalnız kalmak istersem bunu sana söylerim zaten. " Aslında haklıydı. Yine de yerimde durmaya devam ederek konuştum.
" Peki. Gitmiyorum. " Bana döndü ve tek kaşını kaldırdı.
" Orada durmayı düşünmüyorsun herhalde ? Korkma insanları yemiyorum. " dedi alaycı bir tavırla. Yanına doğru ilerledim ve karşısındaki koltuğa oturdum.
" Bir şey mi söylemeyi planlıyorsun ? " Gözlerini kapattı. Sanki soru sormamdan rahatsız oluyor gibiydi. Ama ben yinede soru sormaya devam ettim. Soru sormak benim doğamda vardı.
" Bu şarkıyı çok severim. " dedim şarkıya kulak vererek. Gözlerini açıp bana baktı.
" Bu şarkı... " derken devam etmekte zorlanıyor gibiydi. " Çağlayla bizim şarkımızdı. " Pekala başa saralım. Zorlanması gayet normaldi. Bir şey dememi bekliyor gibiydi. Ama söyleyecek bir şey bulamadığımdan ben susuyordum.
" Konuşmanı istediğim zaman konuşmuyorsun. " dedi gözlerini tekrar kapatarak.
" Ne dememi bekliyorsun ? Senin adına üzgünüm. Gerçekten. İnsanın sevdiğini kaybetmesi kötü olsa gerek. " Sevdiğini kaybetmenin ne demek olduğunu gerçekten bilmiyordum. Yani ölüm açısından. O yüzden şu anda ne konuşacağımı bilemiyordum ya !
" Şu anda gereksizde olsa konuş lütfen. " dediğinde şaşırmıştım. Saate baktım. Gece yarısı 1 olmuştu. Sabah erken kalkmam gerekiyordu ama ben burada oturmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordum.
" Tamam. Bugünün ne özelliği var bilmiyorum ama sen benim sevgilim olsaydın... " derken gözlerini açıp bana baktığı için konuşmayı bıraktım.
" Sen gerçekten Çağlanın benden hoşlanan arkadaşısın. " dedi alayla. Gözlerimi devirdim. Bu böyle sonuna kadar devam edicekti sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ AŞK
Roman d'amourYeni bir şehir. Yeni bir iş. Yeni bir aşk. Bunlar eski bir eşle kıyaslanabilir mi ?