Başımı yastığa iyice gömdüm, Arafın elinden kurtulmak kolay değildi ben ne olduğunun farkında olmadan beni yatağa yatırmış uyumamı söylemişti, onunla uyumamaya dirensemde onun karşısında acizliğimi her seferinde görüyordum.Araf kolunu iyice belime dolarken çenesini omzuma dayamış nefesini kulağımın ardına bahşediyordu.
Kimseye bu kadar yakın olmamışken bir gün içinde bunları değiştire bilen adama hayret ediyorum doğrusu.
Başımı yastığa gömüp huysuzca yerimde kıpırdanırken Arafın uyarı dolu sesini duydum " şışt uyu artık, boşuna debelenme"
Suratına kafayı gömmek istesemde birşey yapamayacağımı biliyordum.
Acaba Doruk nasıldır, burnu çok kötüydü. Ya Yağmur kafayı yemiştir.
Ama anne ve babam onlar,
Onlar kızları başka bi adamın elindeyken huzurla uyuyabiliyorlar mıydı?Nasıl insanlara anne baba dedim ben?
Gözümden sıcak bir yaş süzüldü
Keşke Ali burda olsaydı o beni bu durumdan çekip çıkarırdı.
Burnumu çektim.
Boğazım düğümlenmiştiArafın bir an doğrulduğunu hissettim elini göz yaşıma sürdü ve " sen ağlıyorsun"dedi
Dişlerimi sıktım ne yapmamı bekliyordu gülüp kahkaha atmamı mı?
Derin bir nefes alıp bende onun gibi doğruldum, yüzü karanlıkta net gözükmesede ay ışığının bana sunduğu kadar göre bildiğim gözlerine bakarak konuştum.
" yoruldum anlıyor musun?"
Yutkundum "ağır geliyor artık, bir anne baba bi evladını tanımadığı bi adamın yanına nasıl bırakır ki?"
Titrek bir nefes verim gözlerimi ondan çekip yorganın üzerindeki ellerime baktım.
"Biliyor musun benim kimsem yokmuş bu gün onu anladım"
Arafın eli önümdeki saç tutamını kulağıma sıkıştırırken konuştu
"farkettiğin şeyin doğruluğunu tartışamam ama eksikliğini düzeltebilirim küçüğüm."
Eli belime gidip beni kendine çekti
"kimsesiz değilsin, senin kimsende herşeyinde bundan sonra benim"
Eli bel oyuntuma iyice girip sardı ve konuşmasına devam etti "anne baba çok farklıdır küçüğüm değişmez kimse yerine konulmaz ama anne var anne var, baba var baba var. Doğurmak ve beslemekle olmuyor üzgünüm. Sahipte çıkmak gerek sevmekte yeri geldiğinde onun için korkmakta"
Yüzüm yaklaştı kokusu burnuma dolarken kendimi evimde hissettim bir an ama bir şey demeyip sözünü bitirmesini bekledim
" ben bundan sonra senin eksik bırakılmış yanların olacağım küçüğüm, uyumadan önce okunmamış masalların, iyi bir iş başardığında duyulmamış gururun, sevgisiz kaldığından alamadığın sıcak tebessümün."
Söyledikleri o kadar doğruydu ki sanki içimi okuyordu, annemden de babamdan da o kadar çok şey bekledim ki taa küçüklükten beri çok ama küçük şeyler, bir evladın anne babasından en fazla ne beklerse onu bekledim, şefkat bekledim, ilgi bekledim tebessüm bekledim.
Oysa onlar beni de Ali'yi de umursamadılar Ali alışmıştı, o benden daha çok güçlüydü biz bize yeteriz derdi hep ama ben hep belli bir yaşıma kadar birşeyler olsun diye bekledim yaşayamadığım çocukluğumu unutturacak ufacıkta olsa bir şeyler.
Bazen ilgilerini çeke bilmek için ağaca tırmanıp atardım aşağı kedimi.
En iyi doktoru çağırırlardı ve vazifeleri biterdi onlar için, oysa ben sadece iyimisin kızım demelerini beklerdim, kanayan yaramı öpsünler bi yara bandı yapıştırsınlar.
Anne babamın getirdikleri doktorlardan daha çabuk geçirmez miydi sanki acımı?
Ali anlardı hep 'yine mi' derdi
,Görmüyorlar anla' derdi.Çok haklıydı en başından beri.
Şimdi anlıyor musunuz?
Neden Aliye düşkündüm bu kadar benim tek ailem vardı oda gitti.
Şimdi karşımda ki adam bana Alinin bende olan yerini ben tamamlarım diyor.
Ama bilmiyor daha içimden atamadım kardeşimi öldü ama benden gitmedi dolu hala o mevki bilmiyor ki.
Gözlerine baktım tekrar " uyuyalım" dedim sadece bişey diyemedim ne desem doğru olur ki kafam bu kadar doluyken.
"uyuyalım" dedi oda.
Bişey demesini de beklemiyordum zaten.
Uzanıp yorgana sarıldım oda bana kokumu çekiyordu içine soluklarından anlıyordum.
Tuhaf olan hiç garipsemiyorum şu anki halimizi.
Onun demesiyle hep böyle uyumuşuz.
Belkide ondandır.
Göz kapaklarım burnumu dolduran nane kokusunun huzuruna dayanamayıp kapanırken sadece tek şey düşündüm yarın için hazırmıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana ait!
Teen FictionDelirmiş gibi bağırıyordu, herkezin onu duyduğuna emin olmaya çalışırcasına tekrar ve tekrar bağırıyordu. BANA AİT! Bana anladınız mı lan!? Bana ait! BU KIZ BANA AİT!!!